Ben diyeyim “Şuşa” siz anlayın Hocalı. Ben diyeyim Fuzuli siz anlayın Hankendi. Ben diyeyim Gubatlı siz anlayın Laçin. Ben diyeyim, Zengilan siz anlayın Kelbecer.
Sadece Dağlık Karabağ’ın kapısı değil, Kafkasların kadim Türk şehri Şuşa 28 yıl sonra Ermeni işgalci çetelerinden kurtarıldı.
Bu büyük bir zaferdir. Kutlu olsun.
Azerbaycan’ın Karabağ ve Dağlık Karabağ’ı işgalden kurtarmak için başlattığı harekât tüm hızıyla sürüyor.
Harekâtın en önemli cephesi güney cephesiydi. Zira Ermenistan işgalindeki Azerbaycan topraklarına güneyden yani İran tarafından yapılan lojistik desteğin kesilmesi başarı için şarttı. Azerbaycan ordusu da Cebrail, Zengilan, Fuzuli gibi kent ve merkezleri öncelikli olarak kurtarıp Karabağ’ın İran ile irtibatını kesti. Ve onun içindir ki pazar günü Şuşa hamdolsun düştü..!
Şimdi bir şey daha yapılıyor. Şuşa ile bu kez Ermenistan’ı Dağlık Karabağ’a bağlayan
Laçin Koridoru kontrol altına alınacak.
Hankendi’den akın akın
Laçin Koridoru’na yönelen Ermenilerin tahliye sürecinde doğrudan bir müdahalenin olmayacağını düşünüyorum.
Her tarafı muzaffer Azerbaycan Ordusu tarafından kuşatılmış Hankendi, Hocalı gibi Dağlık Karabağ’ın önemli şehirlerindeki
Ermenilerin kalan sivillerinin tahliye sürecidir bu.
Sürecin kısa sürede tamamlanacağını düşünüyorum.
Ardından Hankendi, Hocalı da işgalden kurtarılacaktır.
Peki, sonrasında ne olur?
LAÇİN KORİDORU’NA KARŞILIK NAHÇIVAN KORİDORU
Azerbaycan’ın Türkiye’nin de desteği ile işgal altındaki topraklarını kurtarma operasyonu nihayetinde masada varılacak bir anlaşmayı da getirecek.
Azerbaycan’ın masa kurulmadan önce Laçin Koridoru’nu tamamen kesmese bile kontrol altına alacağını ve müzakere aşamasında,
“Laçin Koridoru’na karşılık Nahçıvan Koridoru’
nu” masaya getireceğini düşünüyorum.
Hatırlamakta yarar var. Karabağ ve Dağlık Karabağ Azerbaycan’ın bütün uluslarası anlaşmalara göre öz toprağı.
Dağlık Karabağ’da Ermeni nüfusu Türk nüfusundan fazla. Onun için Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan içinde özerk bir yapısı var.
Ermenistan 30 yıl önce Rusya’nın desteği ile Karabağ işgaline başladığında ilk yaptığı Laçin Koridoru’nu açmak olmuştu. Böylece sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ile Ermenistan’ı karadan birbirine bağlamıştı.
İşte şimdi o koridor Şuşa’nın düşmesiyle artık koridor olmaktan uzaklaşmak üzere.
Savaşın bu aşamasında konuşulması gereken en önemli husus Laçin Koridoru ile birlikte Nahçıvan Koridoru’nun açılmasıdır. Çünkü Azerbaycan’ın öz toprağı olan Nahçıvan’ın maalesef Ermenistan’ın Zengazur bölgesi yüzünden kara yolu ile bağlantısı yok.
Nahçıvan Koridoru şayet bu savaşın sonunda açılabilirse o zaman Iğdır’ın Aralık ilçesindeki Dilucu Sınır Kapısı’ndan aracımızla Nahçıvan’a geçtiğimiz zaman Bakü’ye kadar kara yolu ile gidebileceğiz. Daha önemlisi
Türkiye ile Türk Dünyası kara yolu ile kesintisiz bir bağlantı kurmuş olacak.
“Uzak Asya”dan çıkıp Anadolu’yu yurt edinen bizler ata topraklarına doğrudan kara yolu ile ulaşma şansı bulacağız.
Aynı şekilde Türk Dünyası da bizimle.
Şuşa’nın iki yönünü daha hatırlatıp bitireyim.
Pazar günü Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in konuşmasında çok dikkatimi çekmişti. Özetle dedi ki: “Şuşa’da tarihi binalarımızı yıktılar. Yaktılar. Türk izlerini sildiler. Onları yeniden imar edeceğiz.
Şuşa’da yeniden ezan sesi duyacağız.”
Bu anlamda
Şuşa, Türk ve Müslüman dünyanın kadim şehirlerinden biridir.
Diğer bir husus da dünyanın nadide çiçeklerinden biri olan
’ün vatanıdır Şuşa.
Sadece Şuşa’nın
’nda yetişen
şiirlere de konu olmuştur.
Şimdi sizlere ve tüm Azerbaycan halkına Şuşa’nın kurtarılması onuruna Osman Baş’ın 2004’te Tokat’ta yazdığı Har-ı Bülbül şiirinin bir bölümünü armağan ediyorum.
Ey! .. yüreğimin dalgaları
Hasrete vurgun Hazar’ım...
Dağlar kadar, ufuklar kadar,
Har-ı Bülbül kadar uzağım...
Çıdır Düzünü, bir Hazar bilir
Bir de yüreği Hazar olanlar
Çıdır Düzünde bir gül esir
Dualar toprak olmuş, tekbir tekbir...
Biliyorum, hiç görmedim seni
Hiç ellerime alıp koklamadım
Hissediyorum, yüreğini okuyor
Feryadını yüreğimde hissediyorum.
Haydi kalk bülbül konsun dalına
Seni esir aldı sananlar çatlasın
Neyin varsa sal toprağın üstüne
Külekler, Bakü’de yüreklere aparsın.
Bahar ötesi yaz, yaz ötesi Hazar
Hazar’ın yüreğinde Har-ı Bülbül
Hazar’da dalga dalga bahar
Arı dalda, dalda bülbül, Har-ı Bülbül...
Fırtınalar esintiye dönende
Damlalar isyan edecek çiseye
Haydi uyan, şafakta düğün olsun
Mehmetçik hazırlık yapıyor sefere
Dik dur vatan toprağında, alnın açık olsun...
Şimdi bahardayım, yolum Şuşa’ya
Çıdır Düzünde bülbül olacağım,
Har-ı Bülbül’e konacağım önce,
Düşmana şimşek olup çakacak
Dostun hasretine son vereceğim...