“Sahadaki bütün terör örgütleriyle mücadele” konusundaysa hem Rusya hem İran’ın ikircikli tavrını biliyoruz. İdlib özelinde yaşanan süreçte Türkiye’nin de terör listesine aldığı HTŞ dışında neredeyse Rusya ve İran’ın terörist dediği ile Türkiye’nin tanımları arasında farklar var. Bu farklar yüzündendir ki İdlib’te orantısız bir müdahale söz konusu.
Bunu daha önce Halep’te de görmüştük. Halep’te Rusya ve İran destekli rejim “kanırtarak” ve hiç bir kural tanımaksızın kanlı bir müdahalede bulunmuştu.
Rejimin de Türkiye ile dolaylı ve alt düzeyde ilişki geliştirdiğini biliyoruz.
İşte tam da böyle bir zeminin olgunlaşmasından rahatsızlık duyan Amerika ve koalisyon ortakları Suriye’nin kuzeyi ile ilgili “dayatma” peşinde. İkide bir Ankara’ya çıkarma yapıyorlar. En son Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey’in “5-10 km derinlikli güvenli bölge” ile Amerika- Türkiye ortak devriye önerisini getirmişti. (Bu önerinin PYD/YPG-PKK’yı Türkiye ile muhatap etme amaçlı olduğunu daha önce burada dile getirmiştik. HÖ) Önerileri şiddetle reddeden Türkiye’nin talep ve çekincelerini bilen Amerikan tarafı yine Ankara’ya geliyor.
Bu kez nasıl bir öneri ile geleceklerini bilmiyoruz. Ne var ki Türkiye’nin güvenli bölge konusundaki olmazsa olmazlarını biliyoruz.
Ve bütün bunları yaparken de Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğumuzu göstereceğiz.
Bu cümlenin anlamı, “Taraflar kendilerince bir harita çalışması yapmış ve herkes alacağını vereceğini biliyor.”
Peki bizim elimiz armut mu topluyor. Toplamadığını Afrin ve El Bab’ta dünya aleme gösterdik.
Böyle bir tabloda, Türkiye’nin çıkarlarını kimsenin vicdanına bırakamayız. Zaten devletlerin de vicdanı olmaz. Çıkarları olur. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü doğrudan ilgilendiren, güvenliğini doğrudan ilgilendiren bir meselede Türkiye onurlu, ahlaklı ve ilkeli bir tutum sergiliyor.
Sergilemeye de devam edecek.
O yüzden bugünlerde içeride Suriyelilerle ilgili bugüne kadar sesi soluğu çıkmayanların ileri geri konuştuklarına şahit oluyoruz.
O yüzden bugünlerde her alanda durdurulması gerektiğine inanılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı “yakın çevreden” muhalefet örgütlendiğini görüyoruz.
Türkiye’nin “açıkça” ilan ettiği tezlerini bilmeyen yok. Bu tezlere rağmen hala Amerikan çıkarlarıyla örtüşen tezleri bu millete satmaya kalkışıyorlar.
Her şey gözümüzün önünde oluyor. Ve sonuç adım adım yaklaşıyor.
Sahi, sonbaharda siyasette yaşanacak dalgalanma ile Suriye krizi arasında ilişki hiç mi yok?
Sahi, Suriyelilerle ilgili “yalan” üzerinden yapılan propagandanın Türkiye’nin iç politikasına yönelik hiç mi yönü yok?
Allah aşkına Suriyelileri orantısız sevmek ile orantısız nefret etmek üzerine geliştirilen iki perspektifin de yanlışlığını hala anlamış değil miyiz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.