Soysuzlar… Namussuzlar… Hadsizler..!
“Dağlık Karabağ’ı biz aldık, Van’ı Ağrı’yı da sizler alacaksınız” diyerek Türkiye düşmanlığını itiraf ettiler. Doğu ve Güneydoğu’daki şehirlerimizin de içinde olduğu “Büyük Ermenistan” hayaliyle yanıp tutuştular. Ağrı Dağı’nın doğusundan değil batısından bakmak için iç geçirdiler. Ağababalarının kışkırtmasıyla Büyük Savaş’ta “milleti sadıka” sıfatlarını bırakıp “işbirlikçi çapulcular” olarak tarihe geçtiler.
30 yıl önce işgal ettikleri topraklardan defolup gitmek yerine, sivilleri vurmayı tercih ettiler. Hadleri bildirilip, en ağır darbe vurulduğunda kapı kapı dolaşıp “durdurun onları” diye dilencilik ettiler. Trump’ı, Putin’i araya koydular.
Sonunda Moskova’da masaya oturdular. Ateşkes için söz verdiler. Sözlerinde bir gün bile durmadılar.
Gence’de sivilleri katlettiler.
Soysuzlar… Namussuzlar… Hadsizler…!
ASALA’dan devraldıkları Türkiye düşmanlığında 35 yıldır kan döktüler. “Halkımız dedikleri” Kürtleri çoluk çocuk öldürdüler. Kadınları, yaşlıları, sivilleri, askerleri, polisleri katlettiler. Eren Bülbül’e de kıydılar, Yasin Börü’ye de, Aybike öğretmene de..!
Ne Diyarbakır’ın Diyarbakırlığını ne Van’ın Vanlığını bıraktılar. “Feodaliteyle savaş” diyerek Kürtlerin Kürtlüklerine bile savaş açtılar.
“Çözüm” dedikleri masayı devirdiler, “Çukur” ile “özerklik” hayal ettiler. Nusaybin’i de Cizre’yi de Sur’u da harap ettiler! Kazdıkları çukurlara gömüldüler.
“Rojava devrimi” diye başladıkları heyulada Suriye’nin kuzeyindeki 1 milyona yakın Kürt’ü Kuzey Irak ve Türkiye’ye sürdüler. Geri dönmek isteyenlerin hiçbirine kapıyı açmadılar. Topraklarına, evlerine, mallarına çöktüler. Türkiye’deki Suriyelilerin evlerine dönüş projelerini siyasal uzantıları vasıtasıyla hep engellediler.
Afrin Zeytin Dalı ve Barış Pınarı ile hayalleri kabusa döndü. Rojava devrimi yerle bir oldu. Ne Kandil’de, ne Sincar’da, ne Gabar’da güvende oldular.
Türk milletini bölemediler. Türk Silahlı Kuvvetlerini yenemediler. Aziz vatanımızı bölemediler. Mehmetçik’in önüne çıkamadılar. Şimdi kalleş, soysuz, namussuz bir eyleme yöneldiler.
Hatay’ı yatkılar, dün Ege’yi yaktıkları gibi. “Ateşin çocukları” diye ilan verdiler. Dün Neron’un yaptığını bugün onlar yaptı. Yaktıkları ormanlarda sadece ağacı yeşili yok etmediler. Börtü böceği, uçan kuşu, yürüyen kaplumbağayı, koşan tavşanı kavurdular.
Milleti birbirine düşürmek için Hatay’ı ateşe verdiler.
Türk’ü Kürt’e, Sünni’yi Alevi’ye kışkırttılar..!
Soysuzlar… Namussuzlar… Hadsizler…!
Dün Ermeni terör örgütü Asala ile bugün PKK terör örgütü ile bize bu ülkeye bu millete savaş açtılar. Hep beraberlerdi bugün de beraberler. Asala’nın görevini PKK üstlendi. Yıllarca PKK terör örgütü içinde onlarca, yüzlerce Ermeni militan da yer aldı.
Bugün Karabağ’da işgal ettikleri topraklarımızda Azerbaycan Türk’ünün tokadını yerlerken, Suriye’nin kuzeyindeki YPG-PYD/PKK teröristlerini bölgeye taşıdılar. Yetinmeyip, çatışmayı Türkiye içine taşımak için PKK terör örgütünün “Ateşin çocukları” isimli soysuzlarını kullandılar.
Ermeni çeteleri neyse, PKK terör örgütü o dur!
Anadan ayrı babadan bir kardeştirler!
İkisi de emperyalistlerin peydahladığı, köpeği, maşası, aparatıdır.
O yüzden Türkiye dünya haritasında neden vardır sorusunun cevabı şudur:
Çünkü emperyalistlerin Anadolu coğrafyasında kurmak istedikleri “Büyük Ermenistan” kurulamadığı için… Çünkü “Büyük Kürdistan” kurulamadığı için..!
Soysuzlar… Namussuzlar… Hadsizler…!
2018’in 8 Şubat’ında herkesin kullanımına açılan “soyağacı sorgulama”da soysuzluğunuzu gördüğünüz için midir bu kadar namussuzluk yapmanız, bir deyiverin hele?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.