Savur’da iftar

04:0016/06/2017, Cuma
G: 17/09/2019, Salı
Hasan Öztürk

Savur’da iftar, Mardin’de sahur yapmak da varmış nasibimizde.Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak aradı, “Gelin sizi Mardin Savur’a götüreyim. Milletle birlikte sokakta iftar yapalım” dedi. Kabul ettik. Ettik diyorum, çünkü benimle birlikte, Yusuf Ziya Cömert, Ahmet Kekeç ve Turgay Güler de davet edilmişti… Yani En Sıradışı ekibi!Salı günü öğleden sonra Mardin’e indi uçağımız. Elcezire Ovası’nın ortasına, bir kaya parçası gibi düştük. Büyük bir patırtı kütürtüyle birlikte. “Neler oluyor” dediğimizde,

Savur’da iftar, Mardin’de sahur yapmak da varmış nasibimizde.

Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak aradı, “Gelin sizi Mardin Savur’a götüreyim. Milletle birlikte sokakta iftar yapalım” dedi. Kabul ettik. Ettik diyorum, çünkü benimle birlikte, Yusuf Ziya Cömert, Ahmet Kekeç ve Turgay Güler de davet edilmişti… Yani En Sıradışı ekibi!


Salı günü öğleden sonra Mardin’e indi uçağımız. Elcezire Ovası’nın ortasına, bir kaya parçası gibi düştük. Büyük bir patırtı kütürtüyle birlikte. “Neler oluyor” dediğimizde, sıcak hava basıncının etkisiyle çoğu kez bu tür durumlarla karşılaşılıyormuş Mardin Havaalanı’na inişlerde; öğrendik.

Hemen yanı başımızda Kızıltepe… Kuzeyimizde bir dağın güney yamacında Mardin… Etrafımız bereketli kadim Elcezire Ovası ya da diğer adıyla Mezopotamya.

Bizi Özel Harekat polisleri karşıladı. Bir minibüse bindik, önümüzde ve arkamızda onlar, muhteşem manzara eşliğinde Savur’a doğru yol aldık.

Mardin-Savur arası 40 km. Yolun çoğu bir derenin kenarında.
Dikmelikler, üzüm bağları, kiraz bahçeleri görerek Savur’a girdik. Savur Mardin’in, Mardin Kudüs’ün minyatürü.
Bir taş bina karşılıyor bizi… Kapısında “1884” tarihi var. Araçtan indiğimizde tişörtlü, uzun boylu yağız bir delikanlı “Hoş geldiniz” diyor. “
Ben Savur Kaymakamı İdris Koç.”
Koç gibi gerçekten de… Maşallah.

Anlıyoruz ki Kaymakam İdris aynı zamanda Savur’un kayyum belediye başkanı.

Cumhuriyet Caddesi boyunca kurulmuş upuzun iftar masaları, masaların etrafında insanlar… Selamlaşarak yürüyoruz; cadde boyunca.

İki küçük kız çocuğu koşarak geliyor Kaymakam İdris’e… Biri şöyle diyor, “Amca ben istemiyorum, ama bu arkadaşım bisiklet istiyor.” Kaymakam İdris, “Söz” diyor, biz de şahitlik ediyoruz.

Tanıyanlarla, tanımayanlarla hasbihal ederek yürüyoruz. Nihayet Yeni Cami’nin orada mola veriyoruz. Zaten de cadde bitti. Savur’un tek caddesi burası. 1000 kişi ile iftar yapacağız az sonra.

Bu arada bir çatı katından mangal dumanları yükseliyor. Bir el aşağıya sarkmış sesleniyor, “Ağalar buraya da bekleriz” teşekkür edip yürüyoruz.

Cumhuriyet Caddesi’nin ortasındaki iftar soframıza Savur Kaymakamı İdris Koç ve Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak ile birlikte oturuyoruz.
Ezanı beklerken yukarıdan aşağıya elinde pideler ve halka tatlılarla
Yusuf Ziya Cömert geliyor. “Yemeğiniz var ama ben size fırından sıcak pide, tatlıcıdan tatlı aldım” diyor. Ekliyor, “Hem esnaf da kazansın, öyle değil mi?”
Ezan okunuyor. Muhteşem oymalı taş binaların arasında
binlerce yılın şahidi Savur’da 1000 kişiyle birlikte iftar ediyoruz.

Hava karardığında İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne çaya davet ediliyoruz.

Savur’un sönük sarıya dönmüş gece ışıkları eşliğinde çaylarımızı içiyoruz.

***

Yola çıkmak için hazırlandığımız sıralarda Savur’un ileri gelenleriyle konuşma imkanımız da oldu. İlçenin merkezinde ağırlıklı olarak Arap nüfus varmış. Köyler de öyle. Kürtlerin yoğun olduğu birkaç köy de varmış. Bir de Süryaniler. Savur sınırları içinde 3 kilisenin hala ibadete açık olduğunu öğreniyoruz. İçimden, “Öteki denen bizde yok” cümlesi geçiyor. Seviniyorum.

***

Savur’a bizi Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak davet etti. Nedenini merak etmişsinizdir. Çünkü kayyum atamalarından sonra Ak Partili belediyelerin bir kısmı bu belediyelerle kardeş olmuş. İhtiyaçların giderilmesi için Ak Partili belediyeler harekete geçmiş. Darıca da Savur’un tüm ihtiyaçları için seferber olmuş. Ramazan etkinlikleri de bunlardan bir tanesi. Yine, spor tesisleri gibi, öğrenci yurdu gibi projeler de var. En kısa sürede yapılması planlanan.

***

Ayrılıyoruz… Bazıları boşaltılmış birkaç yüz yıllık Bey Konakları’na bakarak… Yine aynı yoldan bu kez zifiri karanlıkta Mardin’e ulaşıyoruz.

Mardin… Gece uzaktan seyre dalınca “Şu kadim şehirde bir evim olsun” diye iç geçirilen Mardin.
Binlerce yılın şehri Mardin. Paris henüz yokken var olan şehir. Viyana yokken, Amsterdam yokken, Rotterdam yokken var olan şehir. Bir Roma belki… O da Mardin’in akranı değil.
Sahurumuzu, Mardin’in soluk sarı ışıkları arasında yapıyoruz… Aklımda dostum Ebubekir Kurban’ın o güzel sözü,
“Türkiye sevgisi imandandır”.

Bu Ramazan'da nasibimizde Savur’da iftar, Mardin’de sahur yapmak varmış.

#İftar
#Mardin