Psikolojimizi bozamayacaklar, özgüvenimizi yok edemeyecekler

04:005/11/2017, Pazar
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hasan Öztürk

“Önümüzdeki 10 yılı psikolojiler belirleyecek”dedi geçenlerde görüşme imkanı bulduğumuz Ak Parti SözcüsüMahir Ünal. “Onun için her fırsattaTürkiye’nin öz güvenine yönelik saldırılar yapılıyor”diye de ekledi.Psikolojinin ekonomide ne anlama geldiğini bilmeyenimiz yok. Piyasaları alt üst etmenin yolu da, güven tesis etmenin yolu da psikolojiden geçiyor.Ya genel istirar için? Ekonomiden farkız mı? Hayır!Bunu bilenler de her fırsatta psikolojimizle oynamak için türlü türlü numarayı çekiyor.FETÖ’nün

“Ö
nümüzdeki 10 yılı psikolojiler belirleyecek”
dedi geçenlerde görüşme imkanı bulduğumuz Ak Parti Sözcüsü
Mahir Ünal
. “Onun için her fırsatta
Türkiye’nin öz güvenine yönelik saldırılar yapılıyor”
diye de ekledi.

Psikolojinin ekonomide ne anlama geldiğini bilmeyenimiz yok. Piyasaları alt üst etmenin yolu da, güven tesis etmenin yolu da psikolojiden geçiyor.

Ya genel istirar için? Ekonomiden farkız mı? Hayır!

Bunu bilenler de her fırsatta psikolojimizle oynamak için türlü türlü numarayı çekiyor.


FETÖ’nün belirgin taktiğiydi... Yine Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almak isteyen çevrelerin de...

Özgüvenimizi zaafiyete uğratmak isteyenlerin neler yaptığına gelince...

Sosyal medyadaki yalanlara ve üslupsuz siyasetçilerin dillerine bakmak yeterli sanırım.

BAŞBAKAN YILDIRIM
AMERİKA YOLCUSU

Başbakan Binali Yıldırım salı günü Amerika’ya gidiyor. Yıldırım’ın ani Amerika ziyaretinin arkasında ne var, henüz bilmiyoruz.

Ancak son dönemde Amerika ile yaşanan gerginliğin bu seyahatin ana konusu olacağından şüphe yok.

15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminin baş faili FETÖ terör örgütünün ele başı Fetullah Gülen hala Amerikan korumasında ve Amerika’da.

Yine, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün azmettiricisi ya da organizatörü olarak düşünülen bir takım isimlerle Amerika’nın doğrudan irtibatına işaret eden bulgular söz konusu.

Örneğin, Amerika’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli Metin Topuz’un ifadesi, ele geçirilen telefonunundaki trafiğin içeriği Amerika’yı oldukça tedirgin etti.

15 Temmuz’un arkasındaki karanlık odağa ışık tutuldukça Amerika’nın Türkiye konusundaki agresifliği artıyor. Neden acaba?

Amerikan yönetiminin Topuz’un tutuklanmasından sonraki üslubu ilişkilerin daha da gerilmesine neden oldu.

Nihayetinde vizelerin karşılıklı olarak dondurulması, koruma krizi, Amerikan silahlarının ithalatının durdurulması filan krizin görünür yansımaları.

REZA ZARRAB DAVASI VE
AMERİKAN TAKTİĞİ

Başbakan Yıldırım’ın ziyareti öncesi iki husus daha var ki en az FETÖ meselesi kadar Amerika ile Türkiye ilişkilerini derinden etkiliyor.

Bunlardan
ilki, Reza Zarrap ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın Amerika’da tutuklu yargılanması
.
Bu ayın sonunda yeniden mahkemeye harşısına çıkacak olan Reza Zarrab ile ilgili geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan
“İtirafçı yapmak istiyorlar”
anlamına gelen cümleler kurdu. Yani, Zarrab üzerine atılan bir takım suçları kabul edecek ve ceza indiriminden yararlanacak ve bu arada da bir takım isimler zikrederek onları suçlayacak. Bu isimlerden birinin de Cumhurbaşkanımız Erdoğan olacağı hususunda bir takım neo-con isimlerin şimdiden kehanetleri var.
ALMANLAR DA AYNI
TAKTİĞİ UYGULAMIŞTI
Bu taktiği
Almanlar da kullanmışlardı hatırlayın. Deniz Feneri E.V davasında eski bir Deniz Feneri çalışanı itirafçı yapılmış...
Ceza indiriminden yararlanmış... Ve Türkiye’deki bir takım isimleri suçlayan ifadelerde bulunmuştu.
Alman mahkemesi de o şahsa ceza indiriminde bulunup, isimleri zikredilen kişilerle ilgili hiç bir hukiki süreç yaşanmadan “Asıl failler Türkiye’de” diye garabet bir açıklama yapmıştı.
Anlaşın o ki Zarrab’a biçilen rol de aynısı. Zaten Zarrab’ın Amerika’ya nasıl gittiği ya da kimler tarafından uçurulduğu da bir muamma!
Bu konuda asıl bilmemiz gerekenin sanırım, İran’ın ambargo sürecinde yasal ticaretini Türkiye üzerinden ve Türkiye’nin milli bankası Halkbank üzerinden yapmasını hazmedemeyen
Amerika’nın Türkiye’den ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan “öc alma duygusu”dur!
PYD/PKK TERÖR ÖRGÜTÜ
AMERİKA’NIN HİMAYESİNDE

Sayın Yıldırım’ın Amerika ziyareti öncesi öne çıkan ikinci husus ise Suriye krizi ve PYD/PKK terör koridorudur.

Türkiye’nin tüm ısrarlı çağrılarına, bütün belge ve dökümanlarına rağmen Amerika Suriye’de kendisine PYD/PKK terör örgütünü partner seçmiştir. Bu örgüt üzerinden Türkiye güneyinden kuşatılmak istenmektedir.

En son Şemdinli’deki PKK saldırısında kullanılan silahların bir kısmının Amerika tarafından PYD’ye verilen silahlar olduğunun tespit edilmesi ise Yıldırım’ın Amerika ziyaretinde mutlaka gündeme gelecektir.

Suriye’de iç savaş artık bitmek üzere. Anladığımız kadarıyla şu günlerde “al ver” meselesi tartışılıyor. Kim nerede, ne kadar, nasıl olacak soruları netleşecek. Kuzey Irak’taki Barzani zorlaması ise bölgenin yerlileri tarafından bozuldu. O yüzden PYD/YPG meselesi ile Kuzey Irak’ın geleceği de Türkiye ile Amerika arasında bir kez daha tartışma konusu olacak.

PSİKOLOJİMİZİ BOZMAYALIM,
ÖZGÜVEN SORUNU YAŞAMAYALIM

Başbakan Binali Yıldırım’ın Amerika ziyareti işte bu ortamda gerçekleşecek. Burada mühim olan psikolojimizi bozmaya dönük hem içeriden hem dışarıdan yapılacak tazyik ve tahriklere karşı dirençli olmaktır. Özgüvenimize yönelik yapılacak saldırılara karşı uyanık olmaktır.

CHP sözcüsünün bugünlerde ağızında gevelediği o “diktatör” yaftasının da neye hazırlık olduğunu bilmek demektir.

Sahi, CHP’lilerin kulaklarına kim ne fısıldadı da ağızlarını yine bozdular?

#Türkiye
#ABD
#Almanya
#15 Temmuz
#CHP