Ortada bir“saçmalık”olduğunu biz biliyorduk da Amerikan Başkanı’nın itiraf etmesi çok daha anlamlı oldu.“Zor oyunu bozar”deyimini çok severim. Gösterilen haklı direncin, eninde sonunda kurulmak istenen oyunu değiştirebileceğini anlatır.Türkiye uzunca bir süredir “olmayacağı” gösteriyor.Ve direniyor! Hem içeride hem Suriye’de.Direncinin sonunda hem Türkiye’ye karşı hem sınır komşumuza yönelik“dizayn”çalışması akamete uğruyor.Türkiye, İran ve Rusya’nın Suriye konusundaki ortak tutumu (Bir takım çatışma
Ortada bir
“saçmalık”
olduğunu biz biliyorduk da Amerikan Başkanı’nın itiraf etmesi çok daha anlamlı oldu.
“Zor oyunu bozar”
deyimini çok severim. Gösterilen haklı direncin, eninde sonunda kurulmak istenen oyunu değiştirebileceğini anlatır.
Türkiye uzunca bir süredir “olmayacağı” gösteriyor.
Ve direniyor! Hem içeride hem Suriye’de.
Direncinin sonunda hem Türkiye’ye karşı hem sınır komşumuza yönelik
“dizayn”
çalışması akamete uğruyor.
Türkiye, İran ve Rusya’nın Suriye konusundaki ortak tutumu (Bir takım çatışma alanları olmakla birlikte) Amerika ve Batı koalisyonunun tavrında değişikliğe neden olacak gibi.
En son Soçi’de üç garantör ülkenin,
“Suriye konferansı, yeni anayasa ve seçim”
konusunda mutabık kalması
Amerika’nın “müttefiki” Türkiye’yi hatırlamasına neden oldu.
Trump, Washington’da gün ağarmaya başladığında telefonu kaldırdı ve içinde
“FETÖ terör örgütü”
nün de geçtiği cümlede
“Terör örgütleriyle mücadelede beraberiz”
dedi.
Bir şey daha söyledi.
“PYD’ye artık silah vermeyeceğiz.”
PYD’ye verilen Amerikan desteğinin arkasındaki gücün Pentagon olduğunu biliyoruz
.
Pentagon ile Beyaz Saray arasında bırakın eş güdümü, çetin bir mücadelenin yaşandığını da biliyoruz
. Bu mücadelenin nasıl bir savaşa dönüştüğünü takip etmek içinse Abdullah Muratoğlu’nun Yeni Şafak’taki yazılarına bakmak yeterli.
Ve bugün
Trump, PYD/YPG konusunda Pentagon’a rağmen bir tavır geliştirme çabasına girdi.
Türkiye, “PYD’yi partner olarak seçmeyin. Silahlandırmayın. PYD bizim bekamıza tehdit” demesine rağmen Amerika’da hiçbir karşılık bulamıyordu.
Amerikan Başkanı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon konuşmasındaki
“Silah vermeyeceğiz”
sözü, yerine gelecek mi gelmeyecek mi zaman gösterecek.
Ancak öncesinde Trump’ın her vesileyle, Ortadoğu’da kaybedildiğine inandığı 6 trilyon dolar ile Amerika’nın alt yapısını yenileyebileceğine ilişkin açılmalarını yeniden hatırlaması önemli.
Trump, seçim kampanyası sırasında,
“DEAŞ’ın babası Obama, annesi ezik Clinton”
demişti.
Buna bir ilave yapmanın zamanı geldi.
“PYD’nin babası da Pentagon’dur.”
Pentagon’a karşı Beyaz Saray’ın kazanması durumunda PYD babasız kalacaktır.
Trump ile Erdoğan arasındaki son telefon konuşmasından sonra artık eskisi gibi olmayacak beklentimiz yükselmiştir.
PYD/YPG ile Amerikan ittifakının geleceğini Trump ile Pentagon arasındaki savaşın galibi belirleyecektir. Hadi hayırlısı.
- DEAŞ’ın Ariş saldırısı İsrail’e kapı aralamak için
- Hakkını teslim edeyim. Sevgili dostumDoç.Dr. Vehbi Baysanher fırsatta, Irak ve Suriye’de buharlaştırılan DEAŞ’in Mısır’ın Sina Yarımadası’na yöneldiğini söylüyordu ve uyarıyordu... “Ariş’e aman dikkat!”
- “Ariş’e dikkat”diye kaç kez söylediğini bilmiyorum Vehbi Hoca’nın. Ve Ariş’te bir Cuma günü bir camide olan oldu. 300’ü aşkın Müslüman DEAŞ teröristlerinin bombalı saldırıyla, yaylım ateşiyle katledildi. Mısır Ariş saldırısından sonra Gazze’nin tek can damarı Refah kapısını kapattı. Ordu alarma geçti. Sina’da operasyon yapıyor. Ama iş işten geçti.
- Sina Yarımadası’nda Camp David’ten bu yana zaten bir otorite boşluğu vardı. Son dönemde de çok bilinçli, çok planlı bir şekilde DEAŞ ve diğer terör örgütleri oraya yönlendirildi. Son dönemde özellikle Amerika’nın terör örgütleri üzerinden bölgeyi dizayn etme çabasının bir sonucu olarak bu kez Sina Yarımadası potaya sokuldu.
- Bakalım Ariş’teki camiye Cuma namazı sırasında yapılan saldırının ardından Sina’da nasıl gelişmeler olacak?
- Bu soruyu sorarken şunları bir yere not edelim:
- Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ile İsrail Başbakanı Menahem Begin’in Camp David’de ABD Başkanı Jimmy Carter’ın gözetiminde 17 Eylül 1978’de bir barış anlaşması imzaladı. Bu anlaşmayla, İsrail, Sina Yarımadası’ndan çekildi. Mısır, İsrail’i resmen tanıdı. Sina Yarımadası dört bölgeye ayrıldı.
- Orta bölüm silahsızlandırıldı.
- Ve DEAŞ en son Rakka’dan PYD/YPG terör örgütü militanlarınca davul zurnayla uğurlandı!
- Sina’ya dikkat!
- Son DEAŞ saldırısıyla Sina, İsrail’in işgaline hazırlıyor olmasın?
#Mısır
#İsrail
#DEAŞ
#Pentagon
