an bizim haremi ismetimizdir
. Her şey yolundayken ya da sıcak çatışmadan uzak anlarda en uç noktasından da olsa her konuda farklı düşünceleri söylemekte bir beis yok.
Ne var ki etraf yangın yerine dönmüşse… Ordu sefere çıkmışsa… Farklılıklarımızı bir kenara bırakmanın… Ortak değerler etrafında kenetlenmenin vakti gelmiş demektir.
Patırtının koptuğu anlarda, ortak paydamız
demek kadar değerli ne olabilir ki?
2016 gecesine kadar birçok konuda farklı düşünenler
,
musallat olanlara karşı birleşti
. Dindarı, muhafazakarı, milliyetçisi, vatanperveri, solcusu, sağcısı FETÖ’cü alçaklara karşı çıplak elleriyle direndi. Vatana sahip çıktı, bayrağı yere düşürmedi.
Hatırlıyorum bana gelen bir bilgiyi Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile de paylaşmıştım.
O gece Kadıköy civarında bir aracın içinde bira içen bir iki genç, radyodan “Darbe girişimi” haberini alınca soluğu en yakın askeri merkezin önünde alıp, “Vatanı bu FETÖ’cülere teslim edecek halimiz yok” diyerek tankın üstüne çıkmıştı.
Yine
hatırlıyorum, “
demokrasi ve vatan nöbetleri”
nden.
Bir başörtülü genç kız, yanında bir başı açık genç kız, yanında sakallı bir orta yaşlı adam, yanında kollarında dövme olan bir genç erkek, arkada onlarca insan. Ellerinde bayrağımız.
Normal zamanlarda, fikren farklı farklı olan insanımız o gece ve sonraki nöbet gecelerinde ortak paydada bir araya gelmişti.
Ortak paydamız başta haremi ismetimiz olan vatanımızdır. Bayrağımızdır. Milletimizdir.
VATAN SADECE TOPRAKTAN MI İBARETTİR?
Peki vatan sadece 780 bin km kareden oluşan toprak parçasından mı ibarettir?
Son günlerde tartıştığımız tam da budur?
Trakya ve Anadolu’dan oluşan
topraklarımızın dışında başka bir vatan mefkuremiz yok mudur?
Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan gönül coğrafyamızdan söz etmiyorum.
Mevcut vatanımızın mevcut sınırlarından,
fiziki sınırlarımızdan söz ediyorum.
Tek bir çakıl taşını vermektense canımızı vermeye hazır olduğumuzu söylediğimiz vatanımızdan, haremi ismetimizden söz ediyorum..!
sadece Anadolu ve Trakya’dan ibaret bir toprak parçası mıdır, vatanımız?
gökyüzümüzle, toprağımızla birlikte
bir vatan mefkuremiz vardır, olmalıdır da..!
Çünkü, vatanımızda özgürce yaşayabilmek için…
Egemen bir devlet olarak var olabilmek için…
Hava sahamızı, deniz kıta sahanlığımızı, deniz yetki alanlarımızı da vatanımız olarak bilmek, kabul etmek ve savunmak zorundayız.
-Neredeyse dünyadaki bütün ülkelerin komşularıyla sınır, hava sahası, kıta sahanlığı, deniz yetki alanı gibi konularda itilafları vardır. Bizim de var.-
Son dönemde özellikle Doğu Akdeniz’de çevre ve emperyal devletler tarafından Türkiye’ye büyük bir kumpas kurulmaya çalışılıyor.
Bu kumpas, vatan bilincimize büyük katkı sağlayan “
” kavramıyla geriletildi. Yakın gelecekte de inşallah bertaraf edilecek.
“Mavi Vatan” 2019’un Şubat ve Mart aylarında Cumhuriyet tarihinin en büyük deniz tatbikatına verilen isimdir.
26 Şubat 2019’da hazırlık safhasıyla başlayan ve 27 Şubat günü birlik ve gemilerin Karadeniz Ereğli, Umuryeri, Gölcük, Erdek, Çanakkale, Foça, Aksaz ve İskendurun’dan hareketleriyle başlayan tatbikatın senaryolara göre uygulamalı kısmı 5 Mart’ta Aksaz ve Foça’da denizaltı arama kurtarma safhası ve deniz komandolarının nefesleri kesen çıkarma harekatıyla tamamlandı.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan tüm devlet ve güçlere karşı “
Denizlerimizin de vatanımızın bir parçası olduğu”
tanımıyla dünyaya ilan edildi.
Ve bugün Mavi Vatan’ı korumak için bir şey daha yaptık. Mavi Vatan için Libya meşru hükümetine destek amacıyla asker gönderdik.
Kuzey Irak’ta yıllardır varız.
Çünkü PKK terör örgütü ile sınırlarımızın dışında mücadele etmezsek, sınırlarımızın içinde büyük bir bela ile karşılaşacağımızı biliyoruz.
Suriye’nin kuzeyinde Afrin’de, Cerablus’ta, Tel Abyad’ta varız.
Çünkü PKK’nın Suriye koluyla ve DEAŞ terör örgütüyle orada mücadele etmezsek sınırlarımızın içinde daha büyük bir bela ile karşılaşacağımız biliyoruz.
Yine Libya’da varız. Çünkü Hafter denen uluslararası aktörlerin taşeronu bir teröristle mücadele eden Libya meşru güçlerine destek vermezsek Mavi Vatanımız tehlikeye girecek.
Tıpkı PKK, PYD/YPG, DEAŞ gibi vatanımıza musallat olanları “deniz sınırlarımızın” dışında tutmak için, oradayız.
Bizim geleneğimizde ordu sefere çıktığında, arkasından dua edilir. Beşinci kol faaliyeti yapılmaz. Yapana da bozguncu denir.
Vatanımızın tek bir çalık taşını kimselere vermeye niyetimiz olmadığı gibi Mavi Vatanımız’ın da tek bir damlasını kimseye vermeye niyetimiz yok.