Kuzey Irak bağımsız olabilir mi

04:0011/06/2017, Pazar
G: 17/09/2019, Salı
Hasan Öztürk

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin başkentiErbil’de “Türkiye markalı” ürünler “kalite”yi temsil eder.AVM’lerdeki işletmeler Türk markalarıdır. Türkçe bilen Kürtlerin sayısı oldukça fazladır. Akşamları evlere çekilen Erbilliler Türk dizileriyle vakit geçirir. Erbil’den Bağdat’tan çok İstanbul’a uçak seferleri vardır. Ve Türkiye’nin tedarikçiliğinin herkes farkındadır. Hatta Mesut Barzani Türkiye ile çıkan her krizde geri adım atarken, “Türkiye bizim tedarikçimiz. Kapıları kapatsalar burada boğuluruz”

K
uzey Irak Bölgesel Yönetimi
’nin başkenti
Erbil’de “Türkiye markalı” ürünler “kalite”yi temsil eder.
AVM’lerdeki işletmeler Türk markalarıdır. Türkçe bilen Kürtlerin sayısı oldukça fazladır. Akşamları evlere çekilen Erbilliler Türk dizileriyle vakit geçirir. Erbil’den Bağdat’tan çok İstanbul’a uçak seferleri vardır. Ve Türkiye’nin tedarikçiliğinin herkes farkındadır. Hatta Mesut Barzani Türkiye ile çıkan her krizde geri adım atarken, “
Türkiye bizim tedarikçimiz. Kapıları kapatsalar burada boğuluruz
” diyendir.
Buna mukabil, Irak’ta 1990 1’inci Körfez Savaşı’ndan kim karlı çıktı sorusuna verebileceğimiz cevap elbette
Kürt liderler Mesut Barzani ve Celal Talabani’dir
. Ki Talabani’nin 2003 2’nci Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’a Cumhurbaşkanı olmuşluğu bile vardır!

Devam edelim…

Çekiç Güç ve 36’ncı paralelin kuzeyinin uçuşa yasak bölge ilan edilmesinin neticesinin ne olduğunu bilmeyen mi var? Kuzey Irak’ta özerk bir bölge Amerika’nın eliyle kuruldu. PKK terör örgütüne Çekiç Güç’ün helikopterleri silah nakli yaptı!

Ancak, Türkiye’nin özellikle son 15 yıldır kendi Kürt vatandaşlarına yönelik attığı demokratik adımlar, Kuzey Irak’ta da karşılık buldu. Kuzey Irak yönetiminin zaman zaman şımarıklığına rağmen Türkiye iyi ilişkiler geliştirdi.

İlişkilerin gelişmesi neticesinde Mersin ve İskenderun Limanları Erbil’in yaşam damarı oldu.

Bunlarla birlikte Kuzey Irak petrollerinin dünya piyasalarına ulaştırılmasında da Türkiye kilit konumda.

Kuzey Irak’ın statüsü konusunda Türkiye’nin tavrı öteden beri belli. Coğrafyadaki tüm halklarla iyi ilişki kurmayı uzunca bir süredir başarmış bir Türkiye’den söz ediyoruz. Ne tek başına Kürtleri, ne tek başına Türkmenleri ya da Arapları muhatap almayan, bütün halklarla ilişki geliştiren bir Türkiye var. Bununla birlikte
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'yle de ticari ve siyasi ilişkiler en üst seviyeye getirildi. Muhataplık meselesi zaman içinde çözüldü.
Zaman zaman Kerkük özelinde yaşanan kriz gibi, ya da son dönemde Sincar bölgesine yerleşen terör örgütü PKK’ya ses çıkarılmaması gibi nedenlerle Barzani yönetimiyle krizler yaşadık. Fakat sonuç olarak,
Türkiye ile Kuzey Irak yönetimi arasındaki ilişkiler her gün bir aşama daha kaydediyordu.

Bunları biliyoruz.

Bir şey daha biliyoruz!

Ortadoğu’da
2’nci bir İsrail olarak görülen bir Kürt devletinin kurulmasını isteyenlerin varlığını…
Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin de baştan bu yana reddettiği bir PYD/YPG terör koridorunun açılma çabası da o 2’nci İsrail’ni oluşturulma çabasıdır.
Bir de
Büyük Kürdistan projesi var biliyorsunuz
.
Türkiye’den, Irak’tan, Suriye’den ve İran’dan koparılacak topraklarla kurulmak istenen…
Şimdi geldik
“Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü” meselesine!
Yani,
Erbil yönetimi daha önce alt perdeden dillendirdiği bir meseleyi bugün takvime bağladı. Barzani, 25 Eylül’de bağımsızlık referandumuna gidileceğini açıkladı.

Suriye krizi bütün sıcaklığıyla ortadayken…

Katar krizi ile bölgede yeni bir çatışma alanı açılmak istenirken…

Mesut Barzani’nin yangından mal kaçırırcasına “bağımsızlık referandumu” kararı verdiklerini açıklaması neyin nesi?

Türkiye, bir oldubittiye müsaade etmeyecektir. Bununla birlikte Amerika’dan ve Almanya’dan gelen ilk açıklamalar da ilginç. Barzani arkasına kimi aldı sorusuna tam cevap alamayacağımız türden.

Her iki ülkenin dışişleri de Irak’ın bütünlüğüne vurgu yaptı.

İran’ın tutumunu da yakında görürüz.

Bu pozisyonda, Barzani’nin pazarlık yapmak amacıyla mı tarih açıkladığı sorusu gündeme geliyor.

Eğer böyleyse Barzani Kuzey Irak’taki yönetimini de kaybeder!

Yok eğer, Barzani ben yaptım oldu edasıyla bağımsızlık referandumuna gidiyorsa, zaten arapsaçına dönen bölgenin çok daha büyük bir krize gireceği muhakkak.

Ha elbette Türkiye Suriye krizinde yaşadığı sıkıntıdan daha büyük bir sıkıntıyı bu meselede de yaşar ama tarihsel tecrübesi krizi çözmesinde yardımcıdır.

Bağımsızlık öyle Kerkük’ün nüfus kayıtlarını yakmakla oluyor muymuş göreceğiz.

Dedem rahmetli boyunun ölçüsünü bilmeden oraya buraya sataşanı görünce, “rahat mı battı” derdi.

Durum tam da bu sanırım.

#Kuzey Irak
#Bağımsızlık