Korona Türk siyasetini de dönüştürüyor

04:0019/05/2020, Salı
G: 19/05/2020, Salı
Hasan Öztürk

Koronavirüs pandemisi dünyada ve Türkiye’de şimdiden birçok şeyi değiştirdi. Avrupa Birliği (AB) rüyasının bir sanrı, Amerikan modernitesinin bir fiyasko olduğu görüldü. Ne AB, ne Amerika pandemi ile mücadelede başarılı olabildi. Dahası vatandaşlarının hayatına yönelik “küçük dokunuşlar” bile yapamadı. Mesela, Fransa maske üretimine ekim ayında başlayabileceğini açıkladı. İngiltere Türkiye’den gidecek tıbbi malzemenin yolunu gözledi. Dev bütçeli dev ülkelerin dev liderleri bir zerre karşısında aciz

Koronavirüs pandemisi dünyada ve Türkiye’de şimdiden birçok şeyi değiştirdi. Avrupa Birliği (AB) rüyasının bir sanrı, Amerikan modernitesinin bir fiyasko olduğu görüldü. Ne AB, ne Amerika pandemi ile mücadelede başarılı olabildi. Dahası vatandaşlarının hayatına yönelik “küçük dokunuşlar” bile yapamadı. Mesela, Fransa maske üretimine ekim ayında başlayabileceğini açıkladı. İngiltere Türkiye’den gidecek tıbbi malzemenin yolunu gözledi. Dev bütçeli dev ülkelerin dev liderleri bir zerre karşısında aciz kaldı.

Macron Fransa’da, Johnson İngiltere’de, Conte İtalya’da havlu attı. Amerika’da Trump baştan savsakladığı meseleye sonradan müdahil olmakla eleştirilmeye devam ediyor.

Dedim ya koronavirüs pandemisi dünyada ve Türkiye’de şimdiden birçok şeyi değiştirdi.

PANDEMİYİ HÜKÜMETTEN KURTULMA ARACI YAPMAK İSTEDİLER

Türkiye’de geçen yıl yapılan yerel seçimlerden sonra Cumhur İttifakı karşısında oy olarak olmasa da belli başlı büyük şehirlerdeki belediye başkanlıklarını kazanarak nisbi başarı elde eden CHP-İyi Parti-HDP ve SP ortaklığı bu başarısını pandemi sürecindeki tutum ve pozisyonlarıyla heba etti.

Pandeminin ilk döneminde “Türkiye’de büyük ölümler olacak, sağlık sistemi çökecek, ekonomide çarklar duracak” beklentisine giren ve bunu alenen ifade eden bir muhalefet ile karşılaştık.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet modelini hâlâ içselleştiremeyen muhalefetin sistemden kurtulmak için “pandemiye bel bağladığı”nı gördük.

Türkiye’de pandemi ile topyekûn girişilen mücadelede Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modelinin ne kadar yerinde olduğu, alınan hızlı kararlarla mücadelede başarının elde edildiği görüldü.

GENAR Başkanı İhsan Aktaş’ın pazar günü Haber7’de yayınlanan röportajında şöyle bir tespit vardı; “CHP’lilerin yüzde 63’ü Sağlık Bakanlığı’nı başarılı buluyor.”

Hatırlarsanız geçtiğimiz hafta Fatih Altaylı, İyi Parti lideri Meral Akşener’e bir izleyicinin şu sorusunu sormuştu: “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı başarılı buluyorsunuz ama onu oraya getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı neden başaralı bulmuyorsunuz?” Akşener soruya cevap vermek yerine dakikalarca kahkaha atmayı tercih etmişti.

Geriye dönüp, fuar alanındaki paravanları gösterip, “Adana Belediye Başkanımız bir haftada 1000 yataklı sahra hastanesi yaptı” diyen ve her fırsatta şehir hastanelerini eleştirdiği halde “Ben hiçbir zaman şehir hastanelerini eleştirmedim” ifadesini kullanan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun pandemi sürecinde aldığı pozisyonu ise hiç tartışmayacağım.

Ama gelmek istediğim nokta, koronavirüs salgınının siyasal hayatımızı da etkilediği gerçeğidir.

Sosyolojimiz değişiyor. Psikolojimiz değişiyor. Üretim biçimimiz, çalışma düzenimiz değişiyor.

Bununla birlikte siyaset yapma biçimimiz de değişiyor.

PANDEMİ MUHALEFETİ VURDU. ŞİMDİ YENİ İTTİFAKLAR PEŞİNDELER

Ne var ki bu değişime “statüyü koruması düşünülen” iktidar ayak uydururken, maalesef muhalefet partileri yöneticileri bocalıyor.

Daha önce sadece motivasyonları “Erdoğan gitsin de gerisine sonra bakarız” diyen CHP-İyi Parti-HDP gibi muhalefet partilerine oy veren seçmenlerin pandemi sürecinde iktidara desteği ve güveni artmış durumda. Özellikle Sağlık Bakanlığı’nın olağanüstü çabası ve bu çabayı destekleyen diğer bakanlıklar ve kurumlara liderlik eden Erdoğan’ın millet nezdindeki desteği olağanüstü seviyeye ulaştı.

Geçen yılki yerel seçimlerde muhalefetin elde ettiği nisbi başarının artarak devam edeceği düşünülüyordu.

Ne var ki dünyayı kasıp kavuran salgın sürecinde olağanüstü çaba ile bir başarı hikâyesi yazan Cumhurbaşkanlığı Hükümeti muhalefetin ezberini bozdu. Milletin güvenini kazandı.

Son günlerde İyi Parti lideri Akşener’in, “HDP’yi PKK terör örgütünün yanına konumlandırıyoruz” çıkışıyla başlayan tartışmayı…

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Babacan ve Davutoğlu’nun partilerinin Meclis’te grup kurması icin milletvekili verebileceğine yönelik açıklamasını…

HDP’de Sırrı Süreyya Önder ile karşı karşıya gelmeyi göze alarak, “Ben olsam sırrı açıklamazdım” diyen Ahmet Türk’ün pozisyonunu…

Muhalefetin seçmen nezdindeki itibarını kaybetmesinden sonraki aks değişimi olarak değerlendiriyorum.

Açıkçası, muhalefetin Abdullah Gül’ün kurguladığı Kılıçdaroğlu’nun ete kemiği büründürdüğü Millet İttifakı yanına eklemlendirilmiş HDP formülünün çatırdadığını düşünüyorum.

Pandeminin siyasetçileri yeni siyaset yapma biçimine zorladığını ve bu zorlama neticesinde muhalefette yeni ittifakların doğabileceğini tahmin ediyorum.

Cumhur İttifakı cephesindeyse hükümetin başarısını tahkim etme hazırlığı olduğunu biliyorum.

Belki de yakında Cumhur İttifakı genişler. Ne dersiniz?

#Koronavirüs
#CHP
#HDP
#Sırrı Süreyya Önder
#Pandemi