Kılıçdaroğlu’nun muhafazakar/dindar kesime ulaşma çabası kimin telkini

04:0024/01/2020, Cuma
G: 24/01/2020, Cuma
Hasan Öztürk

İstanbul’da “sur içi”nde oturuyorum. Sur içi yani“gerçek İstanbul” burası. Edirnekapı’sından Mevlanakapısı’na, Silivrikapısı’ndan Çatladıkapı’ya, Eğrikapı’ya, Yenikapı’ya kadar etrafı surlarla çevrili İstanbul burası. Fiziki olarak büyük çoğunluğu hatta neredeyse tamamı Fatih sınırları içinde.Eski İstanbul’un sosyolojisi de diğer semtlerden çok farklı.“Azınlıklar” dahil Türkiye’nin bütün toplumsal kesimlerini bulabilirsiniz burada. Buna bir de Aksaray, Kumkapı gibi semtlerin demografik yapısını

İstanbul’da “
sur içi”
nde oturuyorum. Sur içi yani
“gerçek İstanbul
” burası. Edirnekapı’sından Mevlanakapısı’na, Silivrikapısı’ndan Çatladıkapı’ya, Eğrikapı’ya, Yenikapı’ya kadar etrafı surlarla çevrili İstanbul burası. Fiziki olarak büyük çoğunluğu hatta neredeyse tamamı Fatih sınırları içinde.
Eski İstanbul’un sosyolojisi de diğer semtlerden çok farklı.
“Azınlıklar
” dahil Türkiye’nin bütün toplumsal kesimlerini bulabilirsiniz burada. Buna bir de Aksaray, Kumkapı gibi semtlerin demografik yapısını eklediğinizde dünyanın her yerinden insanların yaşadığı ya da gelip gittiği bir yer burası.
Süleymaniye gibi neredeyse şehrin “çöküntü” merkezi olmuş semti de burada
. Bekar evleri… Karanlık çöktüğünde ıssızlaşan sokaklar burada…

İşte böyle bir bölgede muhafazakar/ dindar kesimlerin bütün vakıf ve derneklerini de bulabilirsiniz. Halihazırda “Semt”in çoğunluğu muhafazakar/dindarlardan oluşuyor. En azından seçim sonuçları bize bunu söylüyor.

Peki neden “sur içini” konu edindim?

Hemen söyleyeyim.

CHP KAFASI KARIŞIK
MUHAFAZAKAR/DİNDARLARIN PEŞİNDE
31 Mart yerel seçimleri öncesi, Millet İttifakı’nın
CHP
kanadı sosyolojide “dar gelirli, alt gelir grubu” insanlara yönelik bir açılım başlattı. Bu açılıma bir şey daha ekledi.
Dindar/muhafazakar kesimlere de ulaşma çabasını...
Sonuçta bir CHP’li yerel yöneticinin,
“Ak Parti’nin (Erdoğan siyasetini kast ediyor) 90’lı yıllarda yaptığını yapıyoruz”
diye özetlediği bir durum söz konusu.

Kapı kapı dolaşmak değil belki ama sosyolojik katmanlarda dolaşmak diyebiliriz buna…

İstanbul’un zengin semtleri CHP için oy deposu. O kadar ki sorgusuz sualsiz CHP’ye oy verenlerden birinin Kadıköy’de taksisine binmiştim de bana şöyle demişti, “CHP ceketi koysa seçilir burada. Çünkü biz CHP’liyiz!”
Ne demekse?

Devam edelim.

CHP’nin oy deposu zengin muhitlerle birlikte, görece daha fakir ve daha muhafazakar/dindar muhitlere yöneldiğini görüyoruz.

Bu manada
31 Mart yerel seçimleri CHP açısından özellikle İstanbul’da sadece HDP tabanının oylarını alma başarısı değil aynı zamanda muhafazakar küskünlerin oylarını alma başarısını da getirdi..!

Şimdi bu başarıyı genel seçimlere taşımak için yoğun bir gayret içerisinde!

Başarılı olur mu göreceğiz?

Daha birkaç ay önce Avrasya Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin bir toplantısında Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu ile görüntü veren bir CHP liderliğinden söz ediyorum.

Ve o toplantıda
Kılıçdaroğlu Davutoğlu’na övgüler düzerken “muhafazakar” çevrelere de göz kırpıyordu.

Bugün telefonuma şöyle bir mesaj geldi:

“HATIRLATMA!
Muhterem Efendim;
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
Sn. Kemal KILIÇDAROĞLU
Beyefendinin iştirakiyle gerçekleştireceğimiz Suriçi İstanbul Toplantıları programına teşrifinizi istirham ederiz.
Bilvesile selam ve saygılarımla..
Nedim ABİ
Suriçi Grubu Başkanı”

Suriçi Grubu’nu biliyorum. Çünkü Fatih’te faaliyet yürütüyorlar ve birkaç toplantılarına katılma imkanı buldum. Kendilerini “İstanbul beyefendileri” olarak görüyorlar. Dindarlar. Muhafazakarlar.

Bir süredir siyasi parti liderlerini ve temsilcilerini ağırlıyorlar. Bu kez ağırlayacakları isim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

BİR TARAFTA YALAN RÜZGARI DİĞER
TARAFTA MUHAFAZAKAR/DİNDAR
KESİMLE DİRSEK TEMASI..!
Kılıçdaroğlu’nun Suriçi Derneği’nin toplantısına katılmasını “muhafazakar/dindar kesimlerle flör etme çabası olarak yorumluyorum.

Anladığım kadarıyla, Kılıçdaroğlu bu çevrelerle iletişim kurmak için epeyce çaba sarf ediyor. Hatta araya hatırlı insanları bile koyuyor..!

CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir taraftan “
Hakikat sonrası” bir dönemde “yalanlar” üzerine “muhalefet” ediyor.
Mesela, bütün unsurlarımızla orada olduğumuz halde
“Doğu Akdeniz’de yokuz”
diye gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor
.
Diğer taraftan Cumhur İttifakı’nın ağırlıklı tabanı olan
muhafazakar/dindar
kesimlere
“mavi boncuk” dağıtıyor.
Dağıtmanın yollarını arıyor.

Acaba Kılıçdaroğlu’nun bu iki ayaklı siyaset yapma biçimi nasıl bir son ile sonuçlanacak merak ediyorum!

Kör şeytan aklıma bir şey daha düşürdü! Söylemeden bitirmeyeyim.

Sahi Kılıçdaroğlu’na muhafazakar/dindar kesimle dirsek teması kurmasını salık verenler kimler?

Yoksa, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nun gönlünde yatan aslan mı?

Çok merak ediyorum!

AK PARTİ KENDİ TABANI İÇİN
ERDOĞAN’IN UYARILARINA
NE KADAR KULAK VERİYOR
Ve bir soru:
CHP, her dönemde üstenci bir bakış ile mesafe koyduğu, horladığı, ötekileştirdiği dindar/muhafazakar kesime mavi boncuk dağıtmaya başladı.
Peki, Ak Parti bu kesimlerle son dönemde nasıl bir ilişki biçimi geliştiriyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kibirle yürüyüp yolu incitme gönül”
(Bestami Yazgan) mısraını okuyarak yaptığı iç eleştiriyi hatırlamak gerekmiyor mu? “Bize Ömerler lazım. Bu Ömerleri bulduğumuzda, şu anki konumumuzdan daha ileri bir konuma geleceğiz, hiç endişeniz olmasın” telkinini neden yapıyor?
#AK Parti
#CHP
#İstanbul
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Recep Tayyip Erdoğan