Kılıçdaroğlu ‘tarafsız cumhurbaşkanı’ diyerek yalan söylemiyor mu?

Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat CHP lideri Kılıçdaroğlu’na sormuş, “Cumhurbaşkanı adayı kriteriniz nedir?” diye.

Kılıçdaroğlu’nun cevabı aynen şu: “Göreve geldiğinde tarafsız olacak, tarafsızlığı ile toplumun önüne çıkacak.”

Dikkat ediniz, “Cumhurbaşkanı tarafsız olacak” diyor Kılıçdaroğlu. “Tarafsızlığı ile toplumun önüne çıkacak” diye ekliyor.

Sahi, 16 Nisan referandumunda bu millet yüzde 51 “evet” ile neyi kabul etmişti? Ya da 24 Haziran seçimleriyle “hükümeti kuracak cumhurbaşkanı”nı seçmeyecek miyiz?

Sahi, Kılıçdaroğlu 16 Nisan referandumunun yapılmadığını mı zannediyor?

Yoksa… Evet, evet yoksa bizimle dalga mı geçiyor? Amiyane tabir ile mavra mı yapıyor?

Çünkü, seçilecek cumhurbaşkanı aynı zamanda hükümetin de başı olacak gerçeğini, icranın başı olacak gerçeğini bilebile perdeliyor.

Sadece temsil gücü olan bir cumhurbaşkanı seçmiyoruz artık. Hükümet edecek bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Ama Kılıçdaroğlu, bunun farkında değilmiş gibi yapıyor. Ya da seçmeni “tarafsız cumhurbaşkanı olmalı” yalanı üzerinden kandırma cihetini seçiyor.

Alışkanlık sanırım bu. Zira aynı Kılıçdaroğlu, referandum sürecinde de sanki yeni sistemde başbakanlık makamı olacakmış gibi yapıp, “Ya seçilecek cumhurbaşkanı ile başbakan başka partiden olursa ne olur” gibi abuk önermelerde bulunmuştu.

Bu kez de “tarafsız olma” kriteri üzerinden cumhurbaşkanı kriteri açıklıyor.

Kılıçdaroğlu kendisine “yalancı” diyenleri mahkemeye veriyor onlardan biri de benim. Yine mahkemeye yolunu seçer mi bilmiyorum ama sadece şu kadarını söyleyeyim.

Kılıçdaroğlu yeni sistem ile bırakın tarafsızlığı bizzat taraf olacak icracı cumhurbaşkanı seçeceğimizi bile bile gözümüzün içine bakarak neden yalan söylemeyi tercih ediyor?

HDP’den kopan seçmen bir yere gider ama temenni ettiğiniz yere değil
2017’nin 16 Nisan’ındaki referandumda “evet” oyu veren 500 bin doğu ve güneydoğu seçmeninin 24 Haziran’da nasıl bir tercihte bulunacağı tartışılıyor. Hatta tartışmadan öte, temenni ve beklentiler sıralanıyor.
Tartışmaya katkı olması hasebiyle bir iki şey söylemek de fayda var.
Öncelikle, HDP’den uzaklaşan seçmenin 24 Haziran’da Akşener ile Saadet Partisi’ne yöneleceğine ilişkin beklenti içerisinde olanlara birkaç hususu hatırlatmak gerek.
“Faili meçhuller kabulüm” diyen bir siyasi aktörle karşı karşıyayken HDP’den uzaklaşan seçmenin Akşener’e oy vereceğini söylemek ne kadar gerçekçidir?
Yine 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminden hemen önce, “Bak gör 15’inden sonra neler olacak” diye efelenen hatta gündemde seçim meçim yokken, “Ben başbakan olacağım” diyecek kadar iddialı laflar söyleyen bir siyasi aktöre, darbe gecesi sokaklara dökülen Diyarbakırlının, Batmanlının, Mardinlinin, Vanlının, Siirtlinin oy vereceğini söylemek ne kadar doğru analizdir?
Yine, 17/25 Aralık yargısal darbe süreciyle birlikte 29 Mart 2014 yerel seçimlerine gidilirken, FETÖ’nün tüm gayri ahlaki argümanlarını kullanan ve onlarla kol kola giren Saadet Partililerin bugünlerde HDP tabanına şirin görünmek için Afrin Zeytin Dalı Harekatı’na dil uzatması, Diyarbakır Ulu Camii’nde Mehmetçik’e dua edenler nezdinde itibarı olabilir mi ki?
Böyle bir yakın geçmiş ortadayken, Akşener’in ve Saadet Partisi’nin Kürt seçmenden ziyadesiyle oy alacağı beklentisi bir analiz değil temenniden ibarettir.
24 Haziran akşamı temenninin gerçekleşip gerçekleşmediğini göreceğiz.

Amerika endişeliymiş. Erken seçim kararı alınması onları epeyce germiş. Seçimlere, seçim sistemine, OHAL ile seçime gidilmesine karşılarmış.

Unutmuş olamazlar ama biz yine de hatırlatalım.

Trump’ı Başkan yaptığınız seçimlerle ilgili iddiaları ne yapacaksınız?

Facebook’un seçmen eğilimlerini nasıl etkilediğini tartışmayacak mısınız?

Rusların bu konuda neler yaptığını, hayat kadınlarının seçimlerin manipülasyonunda nasıl kullanıldığıı gibi tezviratları konuşmayacak mısınız?

Facebook’un sahibi Zuckerberg’in 50 milyon kullanıcısının bilgilerini ne karşılığı Trump’ın adamlarına verdiğini sorgulamayacak mısınız?

Trump’ın iş başına geldiği günden bu yana “adamlarını” neye karşı tek tek kurban verdiğini gündeme getirmeyecek misiniz?

Siz önce üzerinizdeki o büyük şaibelerden bir kurtulun hele.

Hadi oradan! Önce kendinize bir bakın reziller.