CHP’nin ulusalcıları baş kaldırmış. E günaydın!
CHP, beyannamesine itiraz ediyorlar. “Üniter yapımız bozulacak. HDP/PKK’ya yeşil ışı yakılıyor” filan diyerek.
CHP’de Muharrem İnce son kongrede Kılıçdaroğlu’nun karşısına genel başkan adayı olarak çıktığında ne olmuştu hatırlıyor musunuz?
Hani şu Kılıçdaroğlu’nun önce, “Lütfettim adaylığını kabul ediyorum. Yoksa adaylık için verilen imzalar sahte” diyerek horlanıp sonra adaylığına müsaade edilen İnce’nin düştüğü durumu diyorum.
Kılıçdaroğlu o gün sözüm ona “alicenaplık yapmıştı” da İnce öyle aday olabilmişti. Buna o ulusalcılar hiç tepki koymuş muydu, hatırlıyor musunuz?
Kılıçdaroğlu son alicenaplığı “Gel bakalım Muharrem İnce buraya” diyerek yaptı biliyorsunuz..! CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak İnce’yi sahaya sürerek.
İnce’yi sahaya sürdü. Bir de “Sen önden git bi bak” dedi. Ondan sonra da İnce’nin ne yanına uğradı ne yakınına.
Listeler hazırlandı. Muharrem İnce’nin ekibi tasfiye edildi. Daha kimler kimler… Yine ulusalcılardan ses çıkmadı.
İnce sadece sözüm ona espriyle karışık cevap verdi, “Bakanlar kurulu listesini ben hazırlayacağım” yani “Milletvekili listesi de neymiş ya hu, ben cumhurbaşkanı oluyorum” edasında!
Ancak Kılıçdaroğlu İnce ve ulusalcılara çalımını atmıştı bir kere.
***
Beyannameyi de kendisi okudu ve kamuoyuyla paylaştı, Kılıçdaroğlu biliyorsunuz.
Yine kimse demedi ki “Neden cumhurbaşkanı adayımız İnce ile birlikte beyannameyi millete sunmadınız?”
Düşünün. Olmaz ama oldu diyelim. İnce cumhurbaşkanı oldu. Hükümeti kuracak yani. Hükümetin programı ile CHP beyannamesi nasıl örtüşecek. Ya da hükümet programını İnce mi hazırlayacak yoksa Kılıçdaroğlu mu?
Oldukça karmaşık yani.
Ama korkmayın inanın bana ne Kılıçdaroğlu İnce’nin cumhurbaşkanı olacağına inanıyor, ne de İnce kendisi!
Bu nedenle 24 Haziran’dan sonrası için böyle hükümet kurmak gibi, hükümet programı hazırlamak gibi, bakanlar kurulu listesi gibi bir telaşları ya da çabaları yok.
Kılıçdaroğlu CHP’nin ulusalcı kanadını tabir yerindeyse “paspas edip” bıraktı. Zaten “öç alma” duygusuyla genel başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana yaptığı iki iş var birincisi Erdoğan düşmanlığı, ikincisi parti içinde bir kliği yerleşik hale getirmek. (Bu sütunda daha önce yazdım. Atatürk’ün koltuğuna Kılıçdaroğlu oturduğunda, bazılarının ‘öcümüzü aldık’ dediğine ilişkin duyumları.)
Şimdi siz bakmayın İnce’nin efelenmelerine, mangalda kül bırakmayan rest çekmelerine filan. Kılıçdaroğlu “Gel bakalım Muharrem İnce” diyerek sahaya sürdüğü İnce ile hedeflerinin bazılarına ulaştı. Seçim beyannamesi ve milletvekili listeleriyle de diğer hedeflerine ulaşmak için hamleler yaptı. Böylece Kılıçdaroğlu 24 Haziran seçim sürecini kendisinin CHP içerisindeki iktidarını pekiştirmek için kullandı. Bir şey daha yaptı. HDP’yi sandıktan çıkarma hesabı. Bu tutar mı göreceğiz.
***
Kılıçdaroğlu’nun hedeflerinden birincisi Muharrem İnce’nin kendisiydi. CHP koltuğunu ondan koruması gerekiyordu. Önce bir “lütuf”la aday yaptı karşısına, sonra kongrede yendi.
İkinci olarak Cumhurbaşkanı adayı yaptı. Orada da İnce’nin alacağı oyun yüzde 24’ün üzerine çıkmayacağını hesap ediyor. Çünkü, aday listesi ve beyannamesi ile HDP’yle zımni ittifaka girişti.
Buraya büyük bir parantez açalım. Kılıçdaroğlu, CHP ile HDP arasındaki buzları eritti. Zımni bir ittifak yolunu seçti. Tek derdi var HDP’ye barajı aşırtmak. Sol marjinaller HDP’den aday yapılırken, CHP sol adayları tercih etmedi. Zaten dün de basında yer aldı CHP, İstanbul teşkilatına “HDP ile yakın çalışın” talimatı verilmiş. (Batuhan Yaşar Türkiye)
İkinci hedef CHP içindeki ulusalcıları daha da tasfiye etmekti. Dikkat ederseniz, seçim beyannamesindeki bazı ifadeler Atatürkçüleri, ulusalcıları hayli zıplatmış görünüyor. Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği Özerlik Şartı’na Türkiye’nin koyduğu şerhi kaldırmayı vaat ediyor. Böylece üniter devletin temeline dinamit koymuş oldu. Yine Atatürk milliyetçilini dönüştürüp HDP’nin “Eşit yurttaşlık” sloganına indirgiyor. Bunlar gibi beyannamedeki nice vaat ulusalcıları çileden çıkarıyor. Ki Kılıçdaroğlu’nun amacı da bu. Böylece CHP içindeki muhalefeti daha da tasfiye etmek. Belki de onları bir başka parti kurmaya zorlamak.
Son hedef elbette Cumhurbaşkanımız Erdoğan. Erdoğan’ın 24 Haziran’da Cumhurbaşkanı seçilmesi büyük bir olasılık. Ancak Meclis aritmetiğinin ne olacağı HDP’nin barajı aşıp aşmamasına bağlı.
Kılıçdaroğlu’nun akıl hocaları ona HDP’nin barajı aşması halinde Ak Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın Meclis çoğunluğunu kaybedeceğini söylüyor. Böyle bir durumda, Erdoğan’ın elinin kolunun bağlanacağı varsayılıyor. Tüm hesaplar da buna göre yapılıyor.
Kılıçdaroğlu da var gücüyle HDP’nin barajı aşması için çabalıyor.
Yanılıyor muyum?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.