Hepimizi kandırıyorlar. Gözümüzün içine baka baka hepimize yalan söylüyorlar. İllüzyona inanmamız gerektiğini telkin ediyorlar. Biz onların illüzyonunu izlerken onlar bizim coğrafyamızı pay ediyorlar.
Biz cambaza bakarken ceplerimizi boşaltıyorlar. Canlarımıza kıyıyorlar, boğazımıza çöküyorlar.
Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı gerekçesiyle Amerika, Fransa ve İngiltere hava operasyonu düzenledi. Günaydın!
Esad’ın katil olduğunu bugün anlamışlar sanki. Sanki Esad rejimi 7 yıl boyunca durmuş durmuş da bugün kimyasal silah kullanmış gibi.
Sanki, kimyasal silah kullanılmadığı zaman çocuklar, kadınlar, yaşlılar evet evet siviller ölmemiş gibi. Milyonlar yollara düşüp memleketlerini terk etmemiş gibi.
Sanki, insanlar fareler gibi dehlizlerde yıllarca yaşamak zorunda kalmamış gibi.
Sanki, Suriye iç savaşı dün çıkmış ve Esad sanki dün kimyasal silah kullanmış gibi yapıyorlar. Suriye semalarında “pazarlamayı düşündükleri füzelerini” uçuruyorlar. Savunma sistemlerini deniyorlar. Bize illüzyon izletiyorlar!
Libya’da olduğu gibi Fransa çok iştahlı. Macron çok iştahlı. Trump çok iştahlı. İlginçtir İngiltere Başbakan May çok iştahlı.
Oysa düne kadar tarihi ipek yolunu raylı sistemle yeniden inşa etmek için kolları sıvayan İngiltere’ydi ve Amerika ile çıkar savaşı hat safhadaydı. Ama ne hikmetse yeniden deniz yollarını kontrol eden Amerika ile kol kola girmiş görünüyor.
İngiltere’yi ikinci halkada bir şekliyle Avrupa Birliği’ne çapalamayı düşünen Macron, May’ı ikna etmiş görünüyor.
Trump daha birkaç hafta olmadı ne diyordu, “Suriye’den çekileceğiz.” Peki ne oldu da birden “kimyasal bahane”ye sığınıp sahaya döndü?
Sanki, Suriye değil de Doğu Akdeniz pay ediliyor.
Esad’ın katilliğinde tereddüt yok. Suriye rejimine destek olan İran’ın şehvetinde tereddüt yok. Rusya’nın sıcak denizler hayalini Suriye’de kurduğu üslerle gerçekleştirdiğinde tereddüt yok.
Buna mukabil, Amerika’nın PYD/YPG-PKK maharetiyle Suriye’nin kuzeyinde oluşturmak istediği terör koridorunun varlığından da…
Fransa’nın bu koridorun inşasında iştahlıca var olma gayretinde de…
İngiltere’nin belki de “Eski Rus ajanının Londra’da öldürülmesi”nden sonra ikna edilmesiyle koalisyona dahil edilmesinde de…
Emperyalistler, sömürgeciler, istilacılar hem kendi aralarında hesaplaşıyor hem coğrafyamızı pay ediyor. Bize de onların söylediklerine yaptıklarına inanmamız telkin ediliyor.
Hayır!
Bize gösterdiğiniz illüzyonun bir benzerini biz daha önce hem 1’nci Körfez Savaşı’nda, hem 2’ncisinde gördük. 1’nci Körfez Savaşı’nda hedefe koyduğunuz Saddam’ı devirmek yerine 36’ncı Paralel’in kuzeyine uçuş yasağı ilan ettiniz. Böylece Irak’ı bölmenin ilk adımını attınız.
2’nci Körfez Savaşı’nda “Saddam’ın kimyasal silahları var” yalanıyla yine bölgemize geldiniz. Saddam’ı bir bayram sabahı Şiilere astırtırdınız. Sünnileri hapislere tıktınız. Şiilerin önünü açtınız, teşvik ettiniz, iki mezhebin arasındaki husumeti büyüttünüz. Ebu Gureyb gibi hapishanelerde işkenceden geçirdiğiniz insanları sonradan DAEŞ gibi El Kaide gibi terör örgütlerine eleman verdiniz.
Zaman içerisinde Irak’ı parça parça ettiniz. 1 milyon Iraklının kanına girdiniz. Bağdat gibi, Musul gibi, Kerkük gibi kadim şehirlerimizi yıktınız.
Suriye savaşında da DAEŞ’i bahane edip Şam’ı, Rakka’yı, Halep’i, Humus’u, Hama’yı yerle bir ettiniz. Suriyelilerin arasına belki 100 yılda çözemeyeceğimiz nifak tohumları attınız. Elinize kağıt kalem alıp suni haritalar çizdiniz. Suriye’yi de parçalamanın hesabını yaptınız.
Biz bu illüzyonu gördük. Bu kez bizi ne ikna edebilirsiniz ne inandırabilirsiniz!
Neymiş, “Kimyasal silah kullanımı nedeniyle, Suriye rejimine müdahale edilmiş”miş!
Geçiniz! Ne müdahalesi? Ne kimyasal silahların kullanımının engellemesi? Sadece ve sadece uzun vadeli stratejik hedefinize yürürken vekalet verdiklerinizin beceremediğini kendiniz yapmak için sahaya döndünüz. O kadar!
Doğu Akdeniz iştahınızı kabartıyor. Enerji koridorlarının kavşağında yer alan Türkiye’nin yükselişi sizi tedirgin ediyor. Dünyadaki jeopolitik aksın değişmesinden rahatsın oluyorsunuz ve bölgemize “bahanelerle” yeniden yerleşmek için Suriye semalarında füze uçuruyorsunuz.
“İti ite kırdırmak” diye bir deyim var Türkçemizde. Durum keşke öyle olsa da desek ki “Katil Esad’ın hakkından diğer zalimler geliyor.”
Ama hiç de öyle değil!
Esad, Amerikan füzeleri Şam semalarındayken elinde çantasıyla çalışma ofisine giriyordu!
Esad’ı devirmek isteseydiniz… Suriye’deki kanın durmasını isteseydiniz... Konvansiyonel ve kitlesel imha silahlarının kullanılmamasını isteseydiniz… Bu sizin için bir günlük işti biliyoruz. Ama DAEŞ’i nasıl icat edip başımıza bela ettiyseniz, Esad’ı da iktidarda tutarak Suriye’deki milyonlarca masumun kanına girdiniz. Şimdi de tutmuş “kimyasal silah” bahanesiyle füze uçuruyorsunuz ve “Rejime mesaj verdik” diyorsunuz. Geçiniz!
Bize gösterdikleri hiçbir şey gerçek değil!
Sadece izanımızla, aklımızla ve hatta inancımızla alay ettiğinizi sanıyorsunuz.
Siz öyle sanın!
Mazlumun ahı yerde kalmaz. Gün döner, mutlaka gece sabaha erer.
Esad ne kadar katilse siz de o kadar katilsiniz. O kadar!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.