Bu köşede defalarca dile getirdiğim gerçek nihayetinde bir kez daha somut göstergelerle gözümüze sokuldu. Hatırlayanlar olacaktır muhakkak, “Çözüm süreci” masasının PKK tarafından tekmelendiği günlerde de son dönemde de aynı iddiayı dillendirdim.
“Kandil ve HDP, PKK ele başı Abdullah Öcalan’ı İmralı’ya diri diri gömdü!”
En son
’da
başlıklı yazının sonunda
“Önümüzdeki günlerde Kandil, İmralı, HDP arasındaki mücadelenin şiddetleneceğini tahmin ediyoruz”
tespitinde bulunduktan sonra
diye sormuştuk. (17.05.2019 Yeni Şafak)
Yanılmadığımız son
ile ortaya çıktı. İmralı’da Öcalan ile görüşen bir akademisyen kamuoyu ile bir mektup paylaştı,
HDP karıştı. Sadece HDP değil, HDP’nin zımni ortağı CHP de…
“ONURSAL BAŞKAN” DEYİP KENARA ATTILAR
Her defasında, terör örgütü üzerindeki otoritesini göstermek için
“muhatap alınmak isteyen” Öcalan
’ı,
,
“iradesi elinden alınmış, özgür düşünemeyen tutsak”
gibi ifadelerle boşa çıkarmak için hem Kandil hem HDP sözcüleri büyük çaba sarf ediyor, farkındasınızdır.
Yine bu köşeyi takip edenler şu anda tutuklu yargılanan
’nın, Öcalan’a selam gönderip
da hatırlayacaktır.
31.03.2016’da yazdığımız yazıdan şu kadarını nakledelim yetsin:
“28 Şubat 2013 tarihli Milliyet gazetesinin İmralı Zabıtları başlıklı manşet haberinden bir alıntı yapalım:
‘Sırrı (HDP’li Sırrı Süreyya Önder): Başkanım (Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan) her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar.
Öcalan: Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz.”
İmralı Zabıtlar’ının Milliyet gazetesi üzerinden sızdırılması daha sonraki süreçte “Çözüm süreci”nin akıbetini de belirlemişti. Kavala gibi isimler HDP kanadıyla girdikleri angajman üzerinden Öcalan’a nüfuz etmek istemişlerdi.
GÜÇ MÜCADELESİ ARTIK AYYUKA ÇIKTI
PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın bazı konularda HDP’den ve Kandil’den ayrıldığını biliyoruz. Mesela en son Mayıs ayı başında kamuoyu ile paylaşılan mektupta
“Suriye’nin kuzeyine ilişkin”
perspektifte farklılığı görmüştük.
Öcalan’ın fikirlerinin bize göre yanlış pek çok yönü var. Hele ki
Öcalan’ın bir bebek katili
olduğu gerçeğini hiçbir zaman ıskalamıyoruz.
Bir başka gerçeği de ıskalamıyoruz. O da
Öcalan ile HDP ve Kandil arasındaki güç mücadelesinin artık ayyuka çıkmış olması.
Aslında bu rekabetin bir jenerasyon savaşı olduğunu da söylemek gerekir.
Zira, 45 yaş altı terör örgütü üyesi ya da sempatizanın meseleye bakışı ile, 45 yaş üzeri olanların bakışı da farklı.
Uzun bir aradan sonra Ocak ayında kardeşi ile görüştürülen
Öcalan Mayıs ayının başında da özel izinle avukatlarıyla görüştürülmüştü.
O görüşmeden sonra ortaya bir mektup çıkmıştı. Mektubun kamuoyu ile paylaşılması sürecinde
nı da gözlemiştik.
Yine 17 Mayıs’taki yazıdan bir alıntı yapalım;
“Nizamettin Taş (PKK’dan ayrılmış eski üst düzey yönetici), Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalına konuştu. O konuşmada, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesinin ayrıntılarının Kandil tarafından açıklanmamasının istendiğini öne sürdü. Taş, ‘PKK tarihinde ilk kez Kandil, Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mesajlarının yayınlanmasını istemedi’ dedi.
Nizamettin Taş’ın “ilk kez” dediği olay bize göre birçok kez yaşandı. Hatta “Çözüm süreci” sabote edilirken de Kandil ve PKK, Öcalan’ı sürekli taca attı, boşa düşürdü.” (17.05.2019 Yeni Şafak)
Hatırlarsanız 2013 Nevruz’unda Öcalan,
“Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir”
demişti.
Ne var ki PKK’nın Hasan Cemal gibi akıl hocaları ve Amerika gibi sahipleri bu çekilmenin önüne geçmişti ve çatışmaların yeniden başlama sürece yaşanmıştı. İşte bu yüzden her defasında
“Öcalan’ı İmralı’ya canlı canlı gömenler PKK ve uzantılarıdır”
diyoruz.
Hele ki son mektup krizi artık rekabetin hangi seviyeye yükseldiğini gösteriyor.
BOYNUZ KULAĞI GEÇTİ Mİ YA DA İMRALI SAKİNİ DİRİ DİRİ GÖMÜLDÜĞÜ MEZARDAN ÇIKTI MI?
İki gün önce Öcalan’ın bir akademisyen eliyle gönderdiği mektup ortaya çıktı. Mektuptan daha önce haberdar olan HDP’nin eski eş başkanı Edirne’deki cezaevinden alelacele peş peşe tivitler atarak
oy istedi.
Oysa Öcalan mektubunda,
demişti.
Eski eş başkanın
misali rol çalma çabası HDP tabanında nasıl yankı bulacak bugün göreceğiz.
Yine Öcalan’ın avukatları tarafından bir süre saklanan mektubunun bir akademisyen eliyle kamuoyunda paylaşılması İstanbul’daki Kürt seçmenleri ne yönde etkileyecek göreceğiz.
Açıkçası, seçimde hangi sonuç çıkarsa çıksın beni daha çok ilgilendiren bundan sonra
İmralı, Kandil ve Edirne arasındaki savaştır!
Kendi aralarındaki güç savaşını kim kazanacak takip edip göreceğiz.
Yazıyı tamamladığım saatlerde Edirne’de tutuklu eski eş başkandan peş peşe 4 tivit geldi. Daha önce doğrudan “İmamoğlu’na oy isteyen” Demirtaş bu kez tivitlerin özetle şunu söylüyor: Şimdilik Öcalan’ı karşıma alamam!
İmralı, Edirne’yi bu kez püskürtmüş görünüyor.
Bugün İstanbul’da yenilenen bir seçim var. Bu seçimin İstanbul’a, ülkemize, milletimize, alemi İslam’a hayırlar getirmesini dilerim.