Hukukun halleri ya da terörle mücadeleye sekte vurmak isteyen zihniyet

04:0014/01/2018, Pazar
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hasan Öztürk

Türk siyasi tarihi biraz da “hukuk”un hukukçular tarafından istismarı tarihidir.Hele hele yakın siyasi tarihimizi etkileyecek nice hukuk cinayetleri işlendiğini bilmeyenimiz yok. Hukukçu ve hukuk metinleri kutsal metinler değildir. Onun için yasa koyucu sürekli yeni yasalar yapar, hukuk metinleri sürekli kendini yenileme ihtiyacı hisseder.Ancaksanki cari hukuk metinleri kutsal, cübbesini sırtına geçirmiş yargıçlar da “hatadan münezzeh” insanüstü varlıklarmış gibi sunulurlar.İşte bu hukukçu ile hukuk

T
ürk siyasi tarihi biraz da “hukuk”un hukukçular tarafından istismarı tarihidir.

Hele hele yakın siyasi tarihimizi etkileyecek nice hukuk cinayetleri işlendiğini bilmeyenimiz yok. Hukukçu ve hukuk metinleri kutsal metinler değildir. Onun için yasa koyucu sürekli yeni yasalar yapar, hukuk metinleri sürekli kendini yenileme ihtiyacı hisseder.


Ancak
sanki cari hukuk metinleri kutsal, cübbesini sırtına geçirmiş yargıçlar da “hatadan münezzeh” insanüstü varlıklarmış gibi sunulurlar.
İşte bu hukukçu ile hukuk metinleri üzerinden
oluşturulan illüzyon, hukuk cinayetlerinin, hukuk katliamlarının, hukukun çiğnenmesinin de zeminini oluşturur.

Çok geçmişe gitmeye gerek yok.

28 Şubat sürecinde hiç de hukuki olmadığı halde
Anayasa Mahkemesi Refah Partisi’ni kapattı.
2007’de bu kez
Anayasa Mahkemesi yetki gaspı yaparak “367 garabetine” imza attı.
Ne teamül tanıdı, ne hukuk. Usule değil esasa yönelik karara imza attı. Türkiye’de siyasi kaosa neden oldu. Cumhurbaşkanı'nın Meclis tarafından seçilmesinin önüne geçti.
2008’de Ak Parti’ye internetten ve gazete kupürlerinden oluşturulan sözde delillerle kapatma davası açıldı.
Anayasa Mahkemesi Ak Parti’yi bir oy ile kapatmadı. Ancak “irticanın odağı olduğu” gerekçesiyle ağır bir para cezasına çarptırdı.

Anayasa’da yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesi’ne tanınan bireysel başvuru hakkıyla ilgili enteresan hukuk uygulamaları başladı.

Bireysel başvuruların hangi kritere göre işleme koyulduğu bir türlü anlaşılamadı. Mesela, terörle mücadele kapsamında internetin kısıtlanması meselesinde jet hızıyla toplanıp, jet hızıyla başvuruyu kabul edip, jet hızıyla karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, 28 Şubat döneminde haksız yere yargılanıp hapis cezasına çarptırılanların baş vurularını gündemine bile almadı.

Yine büyük paralar kazanan bir sosyal medya sitesine ilişkin kısıtlama da Anayasa Mahkemesi’nden döndü.

En kritik kararlardan biriyse
Can Dündar
’ın MİT TIR'ları davasından tutuklu yargılandığı davanın seyrine ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararıdır.
Mahkeme, dönemin Amerika Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye ziyaretinden hemen sonra. Hatta Dündar’ın oğluna, “Senin baban bir kahraman” dedikten, Dündar’ın yakın çevresiyle özçekim fotoğrafları paylaşmasından hemen sonra karar verdi.

Hak gaspı yapılmıştır, tutuksuz yargılanmalıdır dedi. Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyan yerel mahkeme Can Dündar’ı tahliye etti.

Dündar soluğu Almanya’da bir kanepede Amerikan Bayrağı’nın altında aldı!

Anayasa Mahkemesi’nin en son Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın bireysel başvurularını karara bağladı. Kıyamet de zaten buradan koptu.

Mehmet Altan ve Şahin Alpay, FETÖ terör örgütüyle iltisaklı oldukları gerekçesiyle yargılanıyor.
Altan ve Alpay’ın FETÖ ile irtibatı, 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildiklerine ilişkin sayısız örneği burada nakledebilirim. Ben sadece, 15 Temmuz’dan bir gün önce FETÖ’nün o dönemdeki yayın organından darbe imasında bulundukları o konuşmayı hatırlatayım yetsin.
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruları karara bağlarken birinci derece mahkeme gibi davranıp iddianame üzerinden yargılamayı tamamladı ve
“hak gaspı var”
dedi.
Sanki Can Dündar örneği karşımızda yokmuş gibi. Sanki Altay ve Alpay ile ilgili karar yüzlerce hatta binlerce FETÖ’cü alçak için emsal teşkil etmeyecekmiş gibi, Anayasa Mahkemesi böyle bir karar verdi.

Kararla ilgili 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi “uymayacağını” ilan etti.

Ak Parti sözcüsü Bekir Bozdağ da Anayasa Mahkemesi’nin kararını eleştirdi yerel mahkemeye destek verdi.

Tartışma uzun süre devam edecek gibi.

Sanırım, Anayasa Mahkemesi üyelerinin Türkiye’nin çok çok kritik bir eşiği aşmaya çalıştığı bu dönemde cüppelerini çıkarıp öyle karar vermeleri gerekiyor. Ne diyordu geçenlerde Alev Alatlı: “Bizim hukukçularımızın gözü faltaşı gibi açık olmalı. Roma’nın gözleri kapalı hukukçusu gibi davranmamalı.”

  • Numan Kurtulmuş: Suçlananlar terör suçundan tutuklu yargılanıyor
  • Tam da bu tartışmanın yaşandığı gün Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile Antalya’da buluştuk. Birçok konuyu konuştuk. Konu Anayasa Mahkemesi’nin Altan ve Alpay kararına geldi.
  • Sayın Kurtulmuş şunları söyledi:
  • “Fazlaca siyasallaştırılmaya müsait bir durum olarak görüyorum.
  • Devam eden bir hukuki süreç var. Suçlananlar gazeteci oldukları için değil önemli bir kısmı terör örgütü suçlamasıyla mahkemeye çıktılar ve tutuklandılar. Bu hukuki tartışma bir müddet daha devam edecektir. Türkiye’nin terörle mücadelesi sekteye uğramaması gerekiyor. Hukuktaki boşluklar yoluyla sekteye uğratacak çıkışlar yapılmamalıdır. Yetki tartışmaları dün de oldu bugün de olacak.
  • Terörle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülmesinin önüne geçecek bir sürecin olmaması gerekir.”
  • BENİM TANIDIĞIM GÜL, ERDOĞAN’IN KARŞISINA ADAY OLARAK ÇIKMAZ
  • Kültür Bakanı Numan Kurtulmuş, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olup olmayacağına ilişkin sorularımızı da cevaplandırdı.
  • Kurtulmuş, “Tanıdığım kadarıyla, Sayın Gül, Tayyip Erdoğan’a karşı cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmaz. Sayın Erdoğan bu hareketin doğal lideridir. Cumhurbaşkanlığının da tabii ki en tabii adaydır.
  • Sayın Gül’ün adaylığını temenni edenler, bu hareketin içinde farklılaşma umudu olanlardır” dedi.
  • Numan Kurtulmuş MHP ile ittifakın Doğu ve Güneydoğu'daki Kürt seçmeni etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin bir soruyaysa şöyle cevap verdi:
  • “Sayın Bahçeli’nin tutumu da söyleyeceklerimi teyit ediyor.
  • MHP ısrarla başka bir parti olduğunu söylüyor. Cumhur ittifakının temel durumu da budur.
  • Ak Parti ve MHP iki ayrı partidir. Iki ayrı önceliği olan partidir. Fikirleri, stratejileri farklı olan partilerdir.
  • Tabanları şehirden şehire değişkenlik gösterir. MHP ile Ak Parti bir seçim ittifakı yapacaktır. Bu bir birleşme değildir.
  • Bu ittifak Doğu ve Güneydoğu Anadolu seçmenini nasıl etkiler sorusu, kampanyanın nasıl olacağıyla ilgilidir.
  • Ak Parti’nin en önemli özelliği kapsayıcı olmasıdır. Her bölgeden oy alabilen bir partidir.
  • Kürtlerin, Türklerin diğer etkin grupların içinde olduğu ve rahatça temsil edildiği bir siyasi partidir.”
#AK Parti
#Politika
#Numan Kurtulmuş​
#Abdullah Gül