“Fırat’ın doğusunda ‘güvenli bölge oluşturmak’ ne kadar mümkün?”
Şimdi bu sorunun peşine düşme vaktidir.
Aslını sorarsanız, İdlip’te Rusya ile yapılan anlaşmanın nihai hedefi de Suriye’de Fırat’ın doğusundaki gayri meşru yapının sonlandırılmasıdır.
Bu nedenle İdlip’teki anlaşmanın hayata geçmemesi için elinden geleni ardına koymayanlar arasında bazı devletler ile birlikte içimizdeki bazıları da vardır.
İşler sarpa sarsın ve İdlip’te istediğimiz stabilizasyon gerçekleşmesin isteyenlerin bir kısmı maalesef içimizde.
O yüzden, İdlip’te olası bir provokasyonun olağan şüphelilerinden bazıları etrafımızdadır. Şimdiden söylemiş olalım.
İdlip’teki terör gruplarının ne yapacağını, ya da oradaki 10 maddelik anlaşmanın süreç içerisinde ne kadarının uygulanacağını takip edeceğiz.
Aynı zamanda Türkiye’deki bazı çevrelerin İdlip ve Suriye konusundaki söylem ve yazdıklarını da elbette.
Neyse devam edelim.
Fırat’ın doğusuna ilişkin Türkiye’nin kararlılığı bugünlerde en üst düzeyde dillendiriliyor.
Hal böyleyken bölgenin etnik yapısını hatırlamakta fayda var.
Fırat’ın doğusunda Suriyeli Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgeler var. Bu doğru.
Bu bölgelerin başında Haseki geliyor.
Haseki kocaman bir şehir. Kamışlı gibi önemli ilçeleri var. Nüfusunun ekseriyeti Kürt.
Suriyeli Kürtlerin bir kısmı Türkiye sınırına yakın Kamışlı, Resulayn, Aynel Arap (Kobani) gibi kasabalarda ve köylerde yaşıyor.
Ziya Gökalp’ten bu yana bölgemizde çok sayıda etnik yapılara ilişkin veri var. Bunların bir kısmı Suriye iç savaşı sırasında yeniden tartışıldı.
Bu tartışmalardan biri de şüphesiz ki, Suriyeli Kürtlerin hangi bölgelerde ne kadar var olduklarıyla ilgili.
Okumalarım neticesinde şu anda Suriye’de Fırat’ın doğusunda Amerika eliyle inşa edilen PYD/YPG-PKK terör koridorunda nüfusun çoğunluğu Kürtlerden oluşmuyor. Kürtlerin yaşadığı bölgeler buralar ama çoğunluk onlardan oluşmuyor.
Ancak elinde silah olanların iddiası, bu bölgenin tamamen Kürt bölgesi olduğu şeklinde. Terör örgütünün kendisi gibi düşünmeyen Kürtlere bile tahammülünün olmadığını hatırlasak bile durumun hiç de öyle olmadığını biliriz.
PYD/YPF-PKK, Suriyeli Kürtlerin yegane temsilcisi olmadığı gibi, onların kontrolü altındaki bölgelerde sadece Kürtlerin olmadığı da bir gerçek.
Zira, Türkiye’ye ve Kuzey Irak’a zorunlu göç eden Suriyeli Kürtleri hatırlarsak (Ki bu zorunlu göç sadece rejimin tehdidi nedeniyle değil bilakis PYD/YPG-PKK tehdidi yüzündendi) meseleyi daha iyi anlayabiliriz.
***
Kürtlerin Suriye’nin kuzeyinde varlığı veya çoğunluğu Türkiye için bir sorun değil.
Tıpkı, Mardin’de, Van’da, Hakkari’de, Şanlıurfa’da Kürt nüfusun fazlalığından rahatsız olunmaması gibi.
Fakat sorun şu ki, Suriye iç savaşını fırsat bilen terör örgütü PKK, Amerika’nın desteğiyle Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırı boyunca bir koridor kurmak istedi. Buna Türkiye içerisinden destekçiler de buldu. Zaman içinde görüldü ki Amerika, bir uydu devlet bir ileri karakol kurarak Ortadoğu’nun kalbine yerleşmek istiyor. Hatta bunu Türkiye’den de toprak alarak yapma niyetinde.
7 Haziran sonrası oluşan siyasi iklimi fırsat bilerek Türkiye içerisinde tıpkı Kuzey Suriye’deki gibi kantonlaşma serüvenine kalkışılması bunun göstergesidir.
Peki Kuzey Suriye ya da Fırat’ın doğusu meselesinde gerçek ne?
Bir kere Suriyeli Kürtlerin çoğunluğu büyük şehirlerde yaşıyor. Bu bir.
Şam’da, İbni Arabi’nin kabrinin de bulunduğu Kasyun Dağı eteklerinde mesela… Halep’te Musul’da mesela..!
Kuzey Suriye’deki etnik yapı çok parçalı. Kürtler var Araplar ve Türkmenler var. Ezidiler var.
Suriyeli Kürtlerin neredeyse yüzde 40’ndan fazlası savaş öncesi büyük şehirlerdeydi. Şimdiyse Suriye dışında.
Örneğin Türkiye’de Suriye’den göç etmişlerin arasında epeyce bir Kürt nüfus var. Sayısı belki 500 binin üzerinde.
Bir kez burada yazmıştım. Bir sabah evden çıktığımda kapının önünde bana selam verip geçip giden daha sonra geriye dönüp “Seni Halep’teyken de izliyordum. Burada görmek ne güzel. Ben Halep’in Kürtlerindenim” diyen orta yaşlı bir Suriyeli ile karşılaşmıştım.
Rakamlarla sizleri boğmak istemem. Meraklısı bakabilir internette Suriye’nin köy köy mahalle mahalle etnik yapısını aktaran metinler, araştırmalar mevcut.
Devam edelim.
Elindeki silah ile etnik temizlik yapan, kendisi gibi düşünmeyen ırktaşlarını bile topraklarından süren bir PYD/YPF-PKK terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde uzun süreli kalıcı olma şansı yoktur. Ve zaten tabanı da yoktur.
Amerika’nın onca silah yardımına, akıl hocalığına ve hamiliğine rağmen bu mümkün değildir.
Peki Türkiye Fırat’ın doğusunda güvenli bölge oluşturabilir mi?
Pekala da bunu yapabilir.
Amerikan üslerinin çokluğunu bilerek… Terör örgütünün elindeki ağır silahların farkında olarak.. Bunu söylüyorum.
Afrin’de Zeytin Dalı harekatı nasıl yapılmışsa…
Yine Afrin’de “tahkim edilmiş” alanlar nasıl bir mücadeleyle düşürülmüşse…
Fırat’ın doğusunda da aynı yöntem ve kararlılıkla “güvenli bölgeler” kurulabilir.
“Bedeli ağır olur” diyenlerinizi duyar gibiyim. Bu bana, “Sakın Afrin’e girmeyin. Kandil’de ne işimiz var” diyenlerin tutumunu hatırlatıyor.
Biz Fırat’ın doğusuna yönelmezsek, Fırat’ın doğusundaki terör Türkiye’ye eninden sonunda yönelecek görmüyor musunuz?
Biz Fırat’ın doğusuna gireceğiz siz de mal mal bakacaksınız!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.