15 Temmuz’da FETÖ’cü alçakların giriştiği darbenin üzerinden bir ay geçmişti ki 14 Ağustos 2016’da bu köşede,“Feto’nun günah galerisi kitabını kim yazacak”başlıklı bir yazı yazdım.“(…) Biz onları Müslümanlık dairesi içinde görmek istedik ama yazdıklarından söylediklerinden anlaşılıyor kibu FETÖ ve elebaşı Feto, İslam’ın dışında başka bir inanç esasına göre yaşıyor, başka bir şeye iman ediyor!Gerçek şu ki FETÖ uzun yıllara dayanan bir çalışmanın sonunda‘Vatandaşın imanını çalmaya çalıştı.’Kısmen
15 Temmuz’da FETÖ’cü alçakların giriştiği darbenin üzerinden bir ay geçmişti ki 14 Ağustos 2016’da bu köşede,
“Feto’nun günah galerisi kitabını kim yazacak”
başlıklı bir yazı yazdım.
“(…) Biz onları Müslümanlık dairesi içinde görmek istedik ama yazdıklarından söylediklerinden anlaşılıyor ki
bu FETÖ ve elebaşı Feto, İslam’ın dışında başka bir inanç esasına göre yaşıyor, başka bir şeye iman ediyor!
Gerçek şu ki FETÖ uzun yıllara dayanan bir çalışmanın sonunda
‘Vatandaşın imanını çalmaya çalıştı.’
Kısmen başarılı da oldu. Enes Kanter (GÜLEN) örneği bunun apaçık örneği!
İşin aslına bakılacak olursa,
dediği de
‘iç dünyasındaki mütevazı yaşam’
değilmiş!
Bildiğimiz
gezegen olarak Dünya’yı kast ediyormuş herif!
gezegen olan yani yaşadığımız kocaman
’yı
olarak
Şimdi burada
Diyanet İşleri Başkanlığı’na büyük görev düşüyor
.
Bu
ve
altındaki ona yakın
elemanlarının dine dair yazdığı, söylediği ne varsa…
‘İslam dini açısından ne ifade ediyor?’
sorusunun peşine düşülmesi gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığı bunu yapmalıdır. Gerçi 15 Temmuz’dan sonra Olağanüstü Din Şurası’nı toplayıp 17 maddelik görüşlerini açıkladılar ama yetmez…
‘İman esasları açısından durum nedir? Akaitte yeri olmayan sapık düşünceleri nedir?
Uygulamada nasıl hataları vardır?’
‘Allah, peygamber, melek, Kur’an, kaza, kader, ahiret
konusunda bu Feto ne yazmıştır, ne söylemiştir ve bunun
diye geniş kapsamlı bir çalışma en kısa sürede yapılmalıdır.
Yapılan çalışma kitaplaştırılmalı ve hızla dağıtılmalıdır.
Adına artık ne denir bilmem..!
Ama önerebileceğimiz birkaç isim var:
‘Feto’nun günah galerisi’
Yoksa
‘Bir sapkınlık olarak FETÖ’
mü?
(16 Ağustos 2016 Yeni Şafak)
DİYANET, “ALTI ÜSTÜ BİR” DEDİ
Yazının üzerinden neredeyse 1 yıl geçti ve Diyanet İşleri Başkanlığı
“Kendi Dilinden FETÖ, Örgütlü Bir Din İstismarı”
başlıklı 140 sayfalık bir rapor hazırladı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez
’in sunumuyla kamuoyuyla paylaşıldı.
Raporun içeriğine baktığımızda, FETÖ’nün başka bir din ve inanç esasına göre yapılandığının delilleri var.
Raporun geç hazırlandığı ya da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yıllarca cami kürsüsünde vaaz veren bu şarlatanı neden geç fark ettiği meselesi başka bir tartışma konusu olarak dursun.
Ama raporun
a bir şey söylediği açık. O da “
FETÖ terör örgütünün İslam’ın dışında bambaşka bir dini öğretiye sahip olduğu” gerçeğidir.
O halde, bu örgütle mücadelenin başladığı günden bu yana,
“Üstü ihanet, ortası ticaret, altı ibadet”
diye formüle edilen yapısının
alttaki “ibadet” kısmının da nasıl bir ibadet ile meşgul olduğu artık ortaya çıkmıştır.
ZİHİNLERDEKİ ‘MESCİDİ DIRAR’I YIKMA ZAMANI
FETÖ terör örgütü, üstüyle, altıyla bambaşka bir din ve dini öğretinin adıdır.
Ve bu sapkın düşüncenin içimizden sökülüp atılması için ilk önce
zihinlerdeki “Mescidi Dırarlar”ın yıkılması gerekir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı rapor bu maksada matuftur.
Başta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez olmak üzere emeği geçenlerin eline sağlık.
YAŞ’ta “darbeci kimse” tasfiye edilecek
Ağustos Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) terfi ve atamalar için hayati önemde. O nedenle
her Ağustos şurası öncesi “ayak kaydırma” hamleleri, medya eliyle manipülasyon ve parlatılan isimler meselesini yaşarız.
Önümüzdeki YAŞ toplantısı öncesinde de “bildik” hamleler yapılıyor birkaç gündür. Hem de
misali.
Bu işlerle meşgul olan çevreler (Ki
bir kısmı FETÖ’nün kripto ve uzantıları diğerleri de bildiğimiz asker içindeki ulusalcı tayfa
) 15 Temmuz’dan hemen sonra yürürlüğe giren Kanun Hükmündeki Kararnameler (KHK) ile YAŞ’ın yapısının tamamen değiştiğinin farkında değil mi?
YAŞ’ta artık “yıldız hegemonyası” yok! Sivillerin ağırlığı söz konusu.
İkincisi, TSK’nın personel alt yapısını oluşturan okullar tarih oldu.
Ve en önemlisi, bir yıl önce
’la bir araya geldiğimizde kurduğu şu cümle bize bir şey söylüyor ve devlet onun gereğini yerine getirecektir.
“Alttakiler gelinceye kadar üsttekileri tutacağız.”
Başbakan Yıldırım, TSK'da albay ve alt kadrolarda neredeyse yüzde 60/80 oranında bir FETÖ yapılanmasından söz etmiş
ti aynı buluşmada.
“Albay ve alt kadrolardakiler temizlenecek. Alttan yeni kadrolar yetişinceye kadar üst kadrodakilerin gerekirse görev süreleri uzatılacak”
formül budur.
FETÖ’cülerin tasfiyesinin yaşandığı süreçte
bir köşede ellerini ovuşturarak fırsat kollayanlara da kötü haber
im olsun,
“Mücadele, TSK içindeki tüm darbeci ve darbe potansiyeli olanlarla yapılıyor. Burada biri diğerine tercih edilmiş değil!”