Birtakım açıklamaları, “FETÖ ile mücadelede sona gelindi” şeklinde yorumlamak hiç de doğru değildi. O nedenle bir önceki yazıda “Korunan FETÖ’cüler var. Mücadele 40 yıl sürmeli.” demiştik. (27.03.2018 Yeni Şafak)
FETÖ ile mücadelenin bitmediğine ilişkin birçok emare var. Örneğin daha dün Konya merkezli başlatılan operasyonla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) içindeki sözleşmeli subay ve astsubaylar için gözaltı kararı alındı.
Bu son operasyonda gözaltı kararı verilenlerin FETÖ tarafından TSK’ya yerleştirildiği, aynı zamanda ortaokul, lise, üniversite tahsilleri sırasında örgüte ait öğrenci evlerinde kaldıkları, dönemsel olarak örgütün üniversite yapılanması içerisinde başta öğrenci sorumlusu olmak üzere mahrem alanda da görev üstlendikleri belirtiliyor.
Demek ki TSK içindeki FETÖ temizliği henüz bitmedi. Zaten bu kadar kısa sürede de bitmesi düşünülemezdi de. Zira alışıla gelmiş bir örgütten söz etmiyoruz, her kılığa her forma girebilen, katmanlardan oluşan bir örgütten bahsediyoruz.
Bir de sadece mart ayında yapılan operasyonlarda 2 binin üzerinde gözaltı 650’nin üzerinde tutuklama var.
Bu burada öylece bir dursun…
Türkiye Gazetesi Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın dünkü yazısının başlığı bize bir şey söylüyor: “2.000 yeni ByLcock’çu tespit edildi…” başlık bu.
Yazıda çok ayrıntı var. Ben size sadece şu kadarını aktarayım:
“(…) ‘Asıl suçlular dışarıda..’ Bu lafı siz de duymuşsunuzdur.. (…) Bugün dışarıda olanlar olabilir.. (…) Ucu bucağı belli olmayan örgütle karşı karşıyayız.. Keşke kökünden sökülüp atılabilse.. Merak etmeyin.. Biraz daha sabırlı olalım..
(…) Geçen hafta Ankara’da çok önemli bir toplantı gerçekleşti.. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman başkanlığında.. İlçe savcılarının tamamı da o toplantıdaydı.. Yeni kararlar alındı.. Yeni mücadele yöntemi demek belki yanlış olur.. ’FETÖ ile mücadelede yeni aşamaya geçildi’ sanki daha doğru.. Yüksel Bey, Adil Öksüz’ün ABD Konsolosluğundan arandığını ortaya çıkarmıştı.. (…)
Şimdilerde ise ‘kripto FETÖ’cüler, abiler, ablalar’ için özel çalışma başlatıldı.. ByLock soruşturmaları hâlen bitirilemedi.. (…) Yazışmalar incelenirken yeni ByLock kullanıcılarına ulaşıldı.. (…)2.000 yeni ByLock kullanıcısı bu şekilde tespit edildi..
Bu 2.000 kişiye yönelik operasyon için son hazırlıklar yapılıyor..
FETÖ her yere kök salmış..
Mücadele bitmedi.. Devam ediyor.. (…)” (Batuhan Yaşar Türkiye 29.03.2018)
Bu da burada öylece dursun…
Bu köşede defalarca FETÖ ile mücadele sırasında kurulacak tuzaklara dikkat çektim. Tuzağı kuranların bazılarının “poker suratlılar” yani itirafçı kılığına bürünenler olduğunu söyledim. “İtiraf” adı altında verilen ifadelerin arasına serpiştirilen ve sonradan FETÖ yargılamalarını “sulandırma”, “yönlendirme” başka bir noktaya evirme hamlesine dikkat çektim.
Eski HSYK 1’nci Dairesi Başkanı İbrahim Okur ve Başkanvekili Ahmet Hamsici gibilerin yaptığı buydu.
Bu köşede “Sakın bu poker suratlıların ifadeleri üzerinden iddianame hazırlamayın, diğer delilleri ve ifadeleri öncelikleyin” diye birkaç kez uyardım. (Mayıs/Haziran 2017 Yeni Şafak)
Mesela İbrahim Okur isimli FETÖ zanlısı, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın Ergenekon soruşturmaları sırasında tutuklanmasından dönemin Başbakanı Erdoğan’ın haberinin olduğunu ima eden ifadeyi “itiraflar”ında araya sıkıştırıvermişti. Allah’tan olayın birebir tanıkları vardı onların ifadeleri Okur’u yalanladı.
Son dönemde özellikle TSK içindeki FETÖ’cülerin kendilerini kurtarmak için kullandığı yöntem de “itirafçı gibi olma” sürecidir. Böylece tekrar TSK’da etkin olmayı düşünüyorlardı. Allah’tan kurdukları tuzağı ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Bu da burada bir dursun….
Yine hatırlayın, “FETÖ’nün siyasi ayağı” ile ilgili bu köşede mutlaka çalışma yapılması gerektiğine ilişkin yazılar yazdım. Bununla birlikte FETÖ’cülerin, “Örgütün siyasi ayağına operasyon” adı altında tehlikeli bir alt yapı çalışması yürüttüğüne dikkat çektim.
FETÖ davalarını boşa çıkarmak ve mücadeleyi sekteye uğratmak için kurulan tuzak bu kez “FETÖ’nün ne zaman terör örgütü olarak kabul edildiğini unutup, 17/25 Aralık’tan önceki birtakım ilişkileri bu davalara boca etmek” olacağına işaret ettim. Hatta birkaç hukukçunun, “Mevcut iddianamelere küçük ekler yapılarak, herkesin FETÖ’den yargılanabileceği”ne ilişkin uyarılarını da bu köşeden naklettim.
***
Dikkat ediyorum da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugünlerde birdenbire “FETÖ’nün siyasi ayağı” diye başlayan cümleler kurdu. Hatta hızını alamayıp, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlayan ifadeler kullandı. Ve “Versin mahkemeye ispatlayacağım” diye bir de sözüm ona meydan okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları bu ifadeleri nedeniyle Kılıçdaroğlu’na 250 bin tl’lik tazminat davası açtı. Mahkeme sürecini takip edeceğiz.
Ama dikkatimizden kaçmıyor. Kılıçdaroğlu ısrarla “Versin mahkemeye” diyor. Bunun da tuzaklardan bir tuzak olduğunu düşünüyorum.
Kılıçdaroğlu’nun ısrarla 17/25 Aralık öncesine dönük hamleler yapmasının, yargı kararlarındaki boşluktan istifade etme çabası olarak değerlendiriyorum.
FETÖ ile mücadelede yeni aşamaya geçilmişken, Kılıçdaroğlu’nu son çıkışının tesadüfi olmadığını ve kulağına bir yerlerde verilen sufle ile hareket ettiğine inanıyorum.
Takipteyiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.