Ezberlerini bize “gerçek” diye dayatanlar

04:001/09/2020, Salı
G: 1/09/2020, Salı
Hasan Öztürk

Ezber konuşuyorlar. Ezber yaşıyorlar. Ezberleri üzerinden insanları tartıyorlar, yargılıyorlar, kategorize ediyorlar. Ezber üzerinden tespit ve tahlil yapıyorlar. Sonra kanaatlerini “gerçek” sanıp hepimize dayatmaya kalkışıyorlar.TÜRK TARİHİNİ İSTİKLAL SAVAŞI’NDAN BİLE BAŞLATAMAYANLARATürkiye’de sayıları az, ancak sesleri çok çıkan bir grup var. Bu grubun tarih perspektifi İstiklal Savaşı’yla bile başlamıyor. 29 Ekim 1923 onlar için sanki Türk tarihinin başlangıcı. Öncesi mi? Kimin umurunda. Ya

Ezber konuşuyorlar. Ezber yaşıyorlar. Ezberleri üzerinden insanları tartıyorlar, yargılıyorlar, kategorize ediyorlar. Ezber üzerinden tespit ve tahlil yapıyorlar. Sonra kanaatlerini “gerçek” sanıp hepimize dayatmaya kalkışıyorlar.

TÜRK TARİHİNİ İSTİKLAL SAVAŞI’NDAN BİLE BAŞLATAMAYANLARA

Türkiye’de sayıları az, ancak sesleri çok çıkan bir grup var. Bu grubun tarih perspektifi İstiklal Savaşı’yla bile başlamıyor. 29 Ekim 1923 onlar için sanki Türk tarihinin başlangıcı. Öncesi mi? Kimin umurunda. Ya da kime gerek..!

Aynı grup, geçmişte ne olduğunu 1923’ten sonra onlara ezberletilenler üzerinden yorumlayıp, kendilerini devletin sahibi gibi görüyor... Devlet elitlerinin sadece kendileri olduğuna iman ediyor... Diğer bütün bir milletin hala “eğitimsiz, bilgisiz, cahil” olduğunu vehmediyor... Dahası onca olup bitenin bir “ara dönem”, bir “sapma” olduğu sanrısıyla yaşıyorlar.

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI’NI HİÇ BÖYLE KUTLADINIZ MI?

Kaleleri bir bir düşüyor... İstismar alanları bir bir daralıyor... Ve fakat varlıklarını hala sürdürüyorlar. Çünkü dedim ya sesleri çok çıkıyor.

Son tartışmayı biliyorsunuz. 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine “pandemi” nedeniyle yeni düzenleme yapılmıştı ya hani... “Zafer Bayramı’nı yasakladılar. Atatürk’ü unutturuyorlar” diye çığırtkanlık yaptılar.

Mustafa Kemal Atatürk’ü istismar etmekten hiç geri durmayan bu grup yine istismarı seçti. Zafer Bayramı’nın kutlanmayacağı, bize zaferi armağan edenlerin anılmayacağı yalanını günlerce yüksek perdeden dillendirdiler.

İlginç olan aynı grubun içinde kendine yer bulmuş başka bir azınlık, terör örgütü hücre evinde yakalanan ve ölüm orucunda ölen bir avukat için günlerce “yaşam hakkı” nakaratıyla “Katil devlet” demeye varan cüretkarlık içindeydi. Bu da işin başka bir veçhesi!

Ne ki 30 Ağustos akşamı Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki dev gösteri ve tören bütün bu yalanları çöpe attı.

Peki ikna oldular mı dersiniz?

Hayır.

Çünkü “Onlar kördürler, sağırdırlar” işlerine gelmeyen hiç bir şeyi duymazlar, işlerine gelmeyen hiç bir şeyi görmezler.

MİLLETE BAKIŞ AÇILARI BU KADAR SAKİL..!

Bakın o grubun temsilcilerinden biri “Doğu ve Güneydoğu insanı geridir, kadınlara, kızlara değer vermez” ezberi üzerinden Batmanlı insanlarımıza nasıl hakaret etti!

Cumhuriyet yazarı Işıl Özgentürk, Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne uğramasının ardından intihar eden İpek Er’den ile ilgili köşe yazısında, Batman’daki genç kızların ya dağa çıkmak ya da bir memur bulup evlenip o şehirden kaçmak seçeneğinde kaldığını yazdı. Daha da ileri gidip, tecavüze uğrayan kızların hepsinin intiharı seçtiği yalanını ortaya attı. Yalanının kaynağı olarak da bir öğretmen arkadaşını gösterdi.

(Tecavüz zanlısının mahkeme tarafından salı verilmesi vehameti bu yazının konusu değil.)

Cumhuriyet eliti diye geçinen bu geri kafalıların Anadolu’ya ve Doğu’ya bakış açısı işte budur.

Bakın aynen ne yazdı köşesinde Işıl Özgentürk:

“Batman kadın intiharlarının en çok olduğu kenttir. (Yazar en az 10 yıl önceki bir iddiayı gerçek gibi sunuyor. H.Ö) O bölgeyi çok iyi bilen, bir öğretmen dostum şöyle anlatmıştı: ‘Buralarda kız çocuklarına hiç değer verilmez, babalar kız çocuklarını çocuktan saymaz, onlar okutulmazlar, mal gibi satılırlar. Mirastan onlara hiçbir pay düşmez. Herhangi bir beceri edinmeleri, yaşamlarını kendi ayakları üstünde sürdürmeleri için hiçbir yardım alamazlar. Bu durumdaki genç kızların iki seçeneği vardır: Ya dağa çıkmak ya da kentlerinde görev yapan asker, bürokrat biriyle evlenerek kurtulmak. Bu nedenle pek çok genç kız umutsuzca kendini kandırır, evlilik hayalleri kurar ve ansızın bürokrat, asker bir başka bölgeye tayin olur gider. Çoğu bekâretini kaybetmiş genç kızlar için intihar, bir kurtuluş olur.”

***

İşte bu bakış açısına sahip insanlar maalesef bizimle birlikte yaşıyor ve kanaat sahibi olarak köşelerden ahkam kesiyor.

Oysa ezber konuşuyor. Yalan söylüyor. Yalan üzerinden kanaat oluşturuyor.

Şekilci Türk modernleşmesinin, batıya öykünme ve kendini aşağılama üzerinden inşa edenlerin memlekete ve millete bakışı böyle.

Bu kafaya sahip insanlar grubunun Zafer Bayramı’nda 300 İHA ile son teknolojiyi kullanarak semaya zaferi ve zaferin kahramanlarını nakşetmesini görmesini beklemek abes olur.

Mustafa Kemal’in arkasına saklanıp, milletin öz değerlerine milletin kendisine hakaret etmekten geri durmayanların... Terör örgütü elemanlarını kutsayıp, bunu da “özgürlük” diye bize pazarlayanların...

Ne Zafer Bayramı kutlamaya hakkı vardır, ne de bizim memleket sevdamızı test etmeye!

Hadi oradan! Sizlerin ezber üzerinden inşa ettiğiniz düzen artık yok.

Sanrılarınızda boğulun...

#Türk tarihi
#30 Ağustos Zafer Bayramı
#Millet
#İHA