Ezan çağrısı olmasaydı 15 Temmuz nasıl püskürtülürdü ki

04:0011/11/2018, Pazar
G: 11/11/2018, Pazar
Hasan Öztürk

Allah (cc) bu milletin evlatlarının her birinin kalbine üfledi 15 Temmuz 2016 gecesi. O gece kapkara başladı, Allah’ın (cc) yardımı, milletin direnci ve liderin azmiyle pırıl pırıl bir sabaha döndü.O gecenin yani uğursuzluğun kol gezdiği saatlerde, milletin kulağına bir başka çağrı da ulaştı. O çağrı, milleti şehadete, gaziliğe götürdü, memleketi felaha ulaştırdı... O çağrıya yabancı, o sese düşman olanlar zelil oldu, rezil oldu, yenildi!“Allahu ekber” diye başlayan, “O’ndan başka ilah yoktur” diye

Allah (cc) bu milletin evlatlarının her birinin kalbine üfledi 15 Temmuz 2016 gecesi. O gece kapkara başladı, Allah’ın (cc) yardımı, milletin direnci ve liderin azmiyle pırıl pırıl bir sabaha döndü.



O gecenin yani uğursuzluğun kol gezdiği saatlerde, milletin kulağına bir başka çağrı da ulaştı. O çağrı, milleti şehadete, gaziliğe götürdü, memleketi felaha ulaştırdı... O çağrıya yabancı, o sese düşman olanlar zelil oldu, rezil oldu, yenildi!

“Allahu ekber” diye başlayan, “O’ndan başka ilah yoktur” diye devam eden. Hazreti Muhammed’in (as) risaletini tasdik eden. Namaza (kulluğa) ve felaha (kurtuluşa) çağıran o ses Ezan-ı Muhammedi’den başkası değildi!

(Rabbim o gece bize de bir lütuf verdi hamdolsun. Ülke tv ekranlarından bu milletin evlatlarına, din görevlilerine “ezan ve sela çağrısı yapma” şerefi bize nasip oldu.)

KULAĞINA EZAN SESİ ULAŞANLAR, BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ’NÜ 15 TEMMUZ ŞEHİTLER KÖPRÜSÜ YAPTI

O ezan ki kulaklara değdiğinde millet yeryüzündeki varlığını hatırladı. Türk milleti “değerleri”ni hatırladı. İşgalci, bozguncu ve işbirlikçi alçaklar ezanlar ve selaları duyunca bozguna uğradı.

O ezanlar ki kulaklara değdiğinde Boğaziçi Köprüsü, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü oldu.

O gece, köprünün Anadolu yakasına yakın Hazreti Ali Camii’nin önünde binlerce vatan evladı toplanmış, ne yapacaklarını kendi aralarında tartışıyorlardı. Ve birden caminin minaresinde, “Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber” sesleri yükseldi.

Ve cami etrafında toplanan yüzlerce, binlerce insan birden tekbirlerle oluk gibi köprüye doğru aktı. Zaten ne olduysa ondan sonra oldu. Sabah olduğunda Boğaziçi Köprüsü’nün girişine, “Bu köprünün adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü” yazılı bez afiş asıldı.

Ezan sesini duyup tekbirlerle köprüye yürüyen, şehitler, gaziler, köprünün ismini 16 Temmuz sabahı fiilen değiştirdi.

Yine aynı saatlerde Vatan Emniyet Müdürlüğü’nü işgale kalkışan FETÖ’cü alçakları durdurmak için Fatih’in değişik semtlerinden bölgeye ulaşan genci-yaşlısı, ne yapacaklarını bilemez haldeydi. Birden Hırka-i Şerif Camii’nden okunan ezanı duyunca, Akşemsettin Caddesi’nden oluk gibi Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne doğru aktı. Emniyet’i polislerle birlikte onlar savundu, onlar kurtardı.

O gece Allah (cc) her birimizin kalplerine üfledi. Yüzlerce caminin minaresinden okunan ezanlar ve selalar milletin kulaklarına değdi. Millet işgale, darbeye işbirlikçilere karşı kulaklarındaki ilahi çağrı ile direndi.

O gece bir şey daha oldu..!

15 TEMMUZ’DA EZANDAN RAHATSIZ OLANLAR BUGÜN “EZAN TÜRKÇE OKUNSUN” DİYE ORTAYA ÇIKTI

İzmir’de, Edirne’de, İstanbul’da bazı camilerde din görevlilerine saldırdı bazı kendini bilmezler!

Ezanın okunmasından, selanın okunmasından, milletin direncine direnç katan manevi gıdadan rahatsız olanlar oldu.

Tıpkı Kadıköy’deki Bağdat Caddesi’nde darbecilerin tanklarını alkışlayanlar gibi.

Ezandan, seladan rahatsız olanlar oldu.

Ezan okuyan din görevlileri tartaklandı, mikrofonlar kırıldı, camilerin camı-çerçevesi indirildi.

İşte o ezandan ve saladan rahatsız olanlar, bugün “Ezan Türkçe okunsun” diyen ortaya çıktı.

Danıştay’ın “Andımız” kararı, Cumhur İttifakı’nda büyük bir çatlak oluşturdu. Bunda beis yok. Ancak bu karar üzerinden yanlış zeminde başlayan tartışma gele gele “Türklük, Türkçülük” meselesine geldi.

Burada da beis yok.

Tartışmada rol çalmak ve “çatlağı daha da derinleştirmek” isteyen bir kafa, Türkçe’yi kutsayayım, öveyim derken narkoz sonrası ayılanların histerik sayıklamaları gibi bilinç altını gün yüzüne çıkardı.

“Ezan Türkçe okunsun” deyiverdi.

CHP’nin Kemalistlerinin pek de alışık olduğu bu yaklaşım, parti içinde “Yerel seçimler önceki kurulan zımni ittifak ve oy kaybı kaygısı ile” ağır eleştiriye tabi tutuldu.

Nihayetinde, “Türkçe ezan” çıkışı yapan Öztürk Yılmaz, CHP’den ihraç edilmek üzere disipline verildi.

Yok yok, Öztürk Yılmaz’ın, önce Türkçe ezan diyerek başladığı ve milletin değerlerine yabancılaşmasını eleştirecek değilim, genel başkanı ve partisi için kurduğu ağza alınmayacak terbiyesizce lafları da buraya taşıyacak değilim. O zaten terbiyesizliğini, seviyesizliğini daha önce faş etmişti.

Benim dikkatinizi çekmek istediğim husus şurası:

CHP, bu memlekette “Tanrı uludur, tanrı uludur” diye Türkçe ezan okutmuş bir siyasi parti.

İkincisi, yine CHP kurmayları yakın geçmişte, Türkçe ezan tartışmasının bazı siyasi partileri baraj altında bıraktığı gerçeğini hatırlamış olmalı. Ki tartışmayı açan CHP’li anında tasfiye edilme cihetine gidildi.

“TÜRKÇE EZAN” İSTEYEN NUSRET DEMİRAL YÜZÜNDEN MHP BARAJ ALTI KALMIŞTI

Yakın tarih hatırlatması olarak şunları söyleyeyim:

Aralık 1995’teki seçimler öncesi eski bir Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcısı olan Nusret Demiral, törenle MHP’ye katılmıştı. Seçim heyecanı doruktaydı. Ve birden Demiral “Ezan Türkçe okunmalı” deyiverdi.

MHP yönetimi Nusret Demiral’ın istifasını istedi. Ama Demiral istifa etmedi. Seçimler yapıldı. Ve MHP o seçimde baraj altı kaldı.

Seçimden bir gün sonra sabahleyin o dönemin etkili MHP’lisi Rıza Müftüoğlu şöyle demişti: “Hep beraber kıçımızın üzerine oturduk.”

Diyeceğim o ki, milletin değerleriyle oynamaya kalkanlar yakın tarihte böyle bir hezimet yaşadı. Bu hezimeti hatırlayan CHP’liler de Öztürk Yılmaz’ın kuyuya attığı taşı çıkarmanın derdine düştü.

Olan biten budur.

Allah bir daha bu memlekete İsmet Özel’in deyimiyle, “Binlerce yılın yabancısı, tanrı uludur, tanrı uludur” sesini duyurmasın.

#Ezan
#Türkçe Ezan
#Öztürk Yılmaz