BELGRAD
Yaklaşık 15 yıldır Balkanlara gelip gidiyorum. Bosna’dan Kosova’ya, Makedonya’dan Sırbistan’a bölgede epeyce gezmişliğim var.
Bu gezilerimin çoğunun başlangıç noktası Sarayova olduğu için hep Boşnaklara karşı pozitif ayrımcılığımız oldu. Bosna ve Kosova savaşları nedeniyle Boşnaklara ve Arnavutlara karşı elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık, hala da yapıyoruz.
Boşnaklar, Arnavutlar, Yörükler Balkanlar’ın bize bakan yüzleri.
Son yıllarda Sırbistan’a da sık sık gelip gidiyorum. Sancak’ı, Novi Pazar’ı da ziyaret etme şansım oldu. Yugoslavya parçalanırken Sancak’ın tek parça kalması için nasıl bir mücadele verildiğini iyi hatırlıyorum. Türkiye’deki bir avuç insanın bu konuda neler yaptığına ancak gücünün yetmediğine şahidim.
Sonuçta Sancak bölgesi Sırbistan ile Karadağ arasında ikiye bölündü. Bu bölünmüşlük, Sancaklılar kadar bizim için de üzücü bir durum.
Dün, işte bu Sancaklıların da katıldığı bir iftardaydım.
Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da Kalemeydan’da Bayrampaşa Belediyesi’nin verdiği iftar yemeğinde Sırbistanlı Müslümanlarla birlikteydim.
Balkanlar’ın başkenti Belgrad. Tuna ile Sava nehirlerinin birleştiği noktada Osmanlı’dan miras Kalemeydan.
Kaleden batıya doğru baktığınızda solunuzda Sava, sağınızda muhteşem Tuna ve ikisinin birleştiği noktada kocaman yemyeşil bir adayla karşılaşıyorsunuz.
Son yıllarda Türkiye’den turist akını var buraya. Çünkü yakın tarihte hiç olmadığı kadar Sırbistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler iyi. Karşılıklı vizelerin kaldırılmış olmasının da katkısını unutmayalım. Kalemeydan’da dolaşırken her an bir Türk kafileyle karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek.
Bosna savaşı sırasında kötüleşen Türkiye-Sırbistan ilişkileri son yıllarda artarak gelişiyor. Türkiye’nin, Bosna konusundaki duyarlılığının farkında olan bir yönetim var burada. Bir de Bosna savaşının yaralarını sarmak isteyen, Türkiye ile ilişkilerini gelşitirmek isteyen bir tutum.
O yüzden ilişkiler her geçen gün artıyor. Örneğin, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vuçiç TANAP için Türkiye’ye geliyor.
Geçtiğimiz aylarda da Cumhurbaşkanımız Erdoğan buradaydı.
Ticaret hacmi her geçen gün artıyor. Türkiye’nin Sırbistan ile Bosna Hersek arasında yapmayı taahhüt ettiği otoyol projesi ise burada her kademede gündem konusu.
Ülkenin ekonomisi kötü. Bir de Rusya ile Avrupa Birliği arasında sıkışmışlık ilk bakışta fark ediliyor. Türkiye ile olan ilişkilerde Rusya-Türkiye ilişkilerinin de etkisi olduğunu bir not olarak aktarmalıyım.
Türkiye’nin Balkanlar’daki artan nüfusu en çok Avrupa Birliği’ni tedirgin ediyor. O yüzden Türkiye’nin bu bölgedeki nüfuzunu önlemek için yapmadıkları yok. Balkanlar’ı Türkiye’ye kaptırma korkusu diyebileceğimiz bir korkuya kapılmış durumda Avrupa Birliği.
Bütün bunları gözönünde bulundurunca, yukarıdaki “Boşnaklar, Arnavutlar, Yörükler Balkanlar’ın bize bakan yüzleri” cümlesine, Sırpları, Karadağlıları belki Bulgarları da dahil etmeliyiz.
Kadir Gecesi’ni Belgrad’da idrak etmek de varmış. Dedim ya Kalemeydan’da bir iftar yemeğine katıldım.
Yüzlerce Müslümanın Kalemeydan’daki iftar sofrasında bir araya gelmesinin çok büyük sembolük anlamı var. Ne var ki oraya gelen sıradan halkın çok farkında olmamasına rağmen Müslüman kanaat önderleri ve din adamlarının arasındaki “iktidar mücadelesi” bir avuç cemaati de birkaç parçaya ayırmış durumda. Bu bölünmüşlük hali bizi üzdüğü kadar, oradaki aklı selim sahiplerini de üzüyor.
Balkanlar’ın üç ana Müslüman tebası var. Bunların ilki Evlad-ı Fatihan da dediğimiz Yörükler. Balkanların Müslümanlaşmasında büyük rol almış, çoğu Karamanlılardan oluşuyor. Türkçe konuşuyorlar ve “Devlet bize burada bekleyin dedi” diyerek 400 yıldır Balkanlar’ı bekleyenler onlar. Arnavutlar ve Boşnaklar ise Balkanlar’ın kaderinde hala etkili olan iki Müslüman millet.
Kalemeydan’daki iftar yemeğine bu üç unsurun temsilcilerinin yanısıra Roman Müslümanlar da katıldı. Ezan okunmasına az bir süre kala aralarında dolaşma şansı buldum. Kimiyle selamlaştım, kimiyle tokalaştım. Hatırlıyorum rahmetli Bahattin Yıldız ağabey ile ilk kez Novi Sad’taki Roman Müslümanları ziyaret ettiğimizde karşılaştığım bazılarına ne çok benziyorlar…
“Kakosi, dobro” cümleleri arasında bir ara sarmaş dolaş olduk.
Dedim ya Balkanlar’ın başkenti Belgrad. Yine dedim ya Bosna’ya hep pozitif ayrımcılık yaptık. Türkiye’nin Bosna’ya yapacağı en büyük katkı Bosna’nın bir bütün olarak, egemen bir devlet olarak varlığını sürdürmesine katkı vermektir. Ekonomik ve siyasi yönden güçlenmesi için çaba sarfetmektir. İşte bu noktada Belgrad ile Ankara arasındaki ilişki biçimi doğrudan Bosna’nın geleceğini etkiliyor. Bunun bilincinde olan Ankara da Belgrad ile ilişkilerini geliştiriyor. Devletler arasındaki bu iyi ilişkiler milletlere de yansıyor. Sırpların Türklere olan ilgisi ve sevgisi her geçen gün artıyor.
Kadir Gecesi Kalemeydan’daki iftara başka dinlere mensup din adamları da katıldı. Bunlardan en dikkat çekeni ise Normon Kilisesi papazıydı. Papaz efendinin yemeğe katıldığını öğrendiğimde, Normonlar, Ortodoksların önemli bir merkezinde faaliyette diye düşündüm. Düşüncemi pekiştirense otelde gördüğümde karşılaştığım manzaraydı. Gece geç vakitte Cumhuriyet Meydanı’ndaki otelimize gelip de odaya çıktığımda başucumdaki çekmecede Normon İncili’ni buldum.
***
Balkanlar’ın hangi ülkesine, hangi şehrine giderseniz gidin orada Osmanlı’nın, Türkiye’nin izini bulursunuz. Çünkü Osmanlı’nın ana yurdu Balkanlar’dı. Belgrad’da da onca tahrifata rağmen hala hayatta kalan ata yagdigârları var.
Tavsiye ederim. Fırsatını bulursanız Belgrad’a yolunuzu düşürün. Pişman olmazsınız.
Kalın sağlıcakla.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.