Dünün operasyon gazetecileri bugün cart curt ediyor

04:0029/10/2017, Pazar
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hasan Öztürk

İki kör baklava yiyorlarmış. Biri diğerine şöyle seslenmiş,“Birader çifter çifter mi götürüyorsun?”Karşısındaki cevap vermiş,“Nerden biliyorsun?”Bizimkisi devam etmiş,“Başımdan pay biçiyorum!”Karşısındakini kendisi gibi zannedenler Büyükada davasında mahkemenin verdiğitahliyelerlerden sonra adeta zil çalıp oynuyorlar. Oynasınlar haklarıdır. Durdukları yeri gösterir.Ama bir şey daha yapıyorlar. Tahliye kararı üzerinden birileriyle hesaplaşmaya çalışıyorlar.Yazılarının sonuna da “Büyükada davası sanıklarına

İki kör baklava yiyorlarmış. Biri diğerine şöyle seslenmiş,
“Birader çifter çifter mi götürüyorsun?”
Karşısındaki cevap vermiş,
“Nerden biliyorsun?”
Bizimkisi devam etmiş,
“Başımdan pay biçiyorum!”
Karşısındakini kendisi gibi zannedenler Büyükada davasında mahkemenin verdiği
tahliyeler
lerden sonra adeta zil çalıp oynuyorlar. Oynasınlar haklarıdır. Durdukları yeri gösterir.

Ama bir şey daha yapıyorlar. Tahliye kararı üzerinden birileriyle hesaplaşmaya çalışıyorlar.


Yazılarının sonuna da “Büyükada davası sanıklarına ve yakınlarına geçmiş olsun” diyorum diye bitiriyorlar!

Sadece şu kadarını söyleyeyim:
Dünün operasyon gazetecileri, bugünün olup bitenini yorumlarken geçmişlerindeki alışkanlıklar yüzünden herkesi kendileri gibi sanıyorlar.
Bir zamanlar
la yüsellerdi
. Bir zamanlar duayen gazetecilerdi.
Bir zamanlar mizan onlardı
. Onlar ne derse doğruydu, onlar neye işaret ederse o olurdu. Oysa nice iftiraları, nice asparagasları, nice çirşeflikleri arşivlerde duruyor.

Sicillerini unutmuş gibi yapıyorlar. Oysa sicilleri o kadar kabarık ki!

Size geçmişinizdekiler yeter. Öte gidin hele..!
  • Bize ayrılın diyenler Katalonya’ya sopa gösterdi
  • “S
    elf determinasyon”
    diye başlıyorlardı,
    “Halkların kendi kaderini tayin hakkı vardır”
    diye devam ediyorlardı.
  • “Neden bu kadar karşısınız, onların da devlet kurma hakkı vardır. Kaderlerini tayin hakkı vardır”
    diyorlardı.
  • Bize insan hakları, özgürlükler konusunda üs perdeden ayarlar veriyorlardı.
  • Claudia Rothlar, Bayan Mitterandlar
    , gelip gidiyordu. Her seferinde
    “Bizim kaderimiz birlikte yazılmış, biz ayrılamayız”
    dedikçe
    “Yok, yok ama…”
    diye dikte ediyorlardı. AB çatısı altına aldıkları Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ni de gözümüze sokarcasına tek muhatap kabul ediyorlardı.
  • Brekxit sonrası İngiltere’den ayrılmak isteyen İskoçlara göz kırpıyorlardı.
  • Ta ki Katalonya gerçeği ile yüzleşinceye kadar.
  • Katalonya
    , İspanya’dan ayrılma kararı aldı. İspanya karıştı. Ama daha çok,
    Avrupa Birliği (AB) karıştı.
    Dikkatimi çeken,
    AB sözcülerinin “Muhatabımız İspanya hükümeti”
    diye başlayan,
    “İspanya’nın toprak bütünlüğü”
    ne vurgu yapan, Katalonya’ya “aklınızı başınıza alın” anlamına gelen telkin cümleleri kurmaları.
  • Ne oldu? Hayret! Hani halkların kendi kaderlerini tayin hakkı vardı? Hani, her milletin devlet kurma hakkı vardı?
    N’oldu da Katalonya konusunda bir anda İspanya’nın yanında yer aldınız?
  • Yoksa
    AB üyesi birçok ülkenin Katalonya gibi birçok yumuşak karnı mı var?
    İtalya’nın, Almanya’nın, Fransa’nın, Hırvatistan’ın, Belçika’nın, Danimarka’nın tıpkı Katalonya’ya benzer özerk bölgelerinin tam bağımsızlık talep edeceğinden mi endişelisiniz?
  • BAVYERA SIRADA, FLAMANLAR, VALONLAR SIRADA, MİLANO SIRADA
  • AB’nin başkenti Brüksel’in güneyi ile kuzeyini yani Flamanlarla, Valonları artık bir arada tutamayacağınızı mı anladınız?
  • Bavyeralılar “Biz üretiyoruz, diğerleri tüketiyor” demeye başladığı bile
    . Yoksa AB’nin egemen gücü
    Almanya Bavyera’nın Katalonya’yı takip edeceğinden mi kaygılı?
  • Ya da Milano başkentli Lambardiya’nın İtalya’dan ayrılmak istemesinden mi?
  • AB’nin, İspanya’dan ayrılma kararı alan Katalonya’ya karşı takındığı tavır, İspanya’nın çıkarlarını korumak için değil, diğer üyelerin de İspanya’nın kaderini paylaşacağı endişesidir.
  • Yani “Bizim de başımıza gelebilir” korkusudur.
  • Bu korkuyu artık çok daha büyük yaşayacaklar.
  • Aslını sorarsanız zaten Avrupa tarihi birbirlerinin boğazına çökmüşlerin tarihi değil midir?
  • Büyük ölümlere neden olan büyük savaşlar Avrupa’nın kendi içindeki savaşlar değil midir?
  • 1000 (bin) yıl savaşları, 100 yıl savaşları, 30 yıl savaşları hep Avrupa’nın kendi aralarındaki savaşlardır. Hem birbirlerine karşı hem mezhepler arası hem de her yüzyılda ürettikleri “öteki”ne karşı…
  • 1’inci Dünya Savaşı’nda bizim topraklarımızı paylaşmak için kendi aralarında savaştılar.
  • Nihayet 2’nci Dünya Savaşı’nda da birbirlerinin ümüğüne çöktüler.Bölüşüm savaşını bir de “öteki”niyok etme savaşına dönüştürdüler.
    Kurban olarak Yahudileri seçtiler.
  • BİZİM COĞRAFYAMIZDAKİ
  • AYRILIKÇILIĞI DESTEKLİYORLAR
  • Çare olarak ekonomik ve siyasal birliği buldular. AB öylece doğdu. Ancak ne
    Almanya’nın imparatorluk hayali, ne Fransızların Paris’te dolaşan Nazi postalları akıllarından çıkmıyor.
    Napolyon da hafızalarda Churchill de!
  • Oysa aynı
    AB, son dönemde Amerika’nın kurduğu koalisyonun içinde yer alıp, coğrafyamızı etnisite ve mezhepler üzerinden lime lime etmeye çalışıyor.
  • Ne birleşik Irak kaldı, ne Suriye, ne Libya!
  • Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD terör koridorunu da hem destekleyip hem cesaretlendirenler yine onlar değil mi? Yakın geçmişte Elize Sarayı’nda onur konuğu olarak kabul edilen PYD’nin üniformalı kadınlarını hatırlamıyor değiliz…
  • Bizim coğrafyamız için istediklerini kendi coğrafyalarında görünce bambaşka tepki veren bir AB ile karşı karşıyayız. Katalonya meselesindeki tavırları budur.
  • Biz buna çifte standart diyoruz. Her alanda bunu yapıyorlar. Ekonomik, siyasal ve hukukta da!
  • Ne diyelim, AB egemenleri bundan sonra kendi iç savaşlarının nasıl yönetecek onu tartışsın.
  • Ne dersiniz?




#Gazete
#Katalonya
#Referandum