|
Dün içimizdeki 28 Şubatçıları püskürttük şimdi küresel 28 Şubatçıları

28 Şubat 1000 yıl sürmedi. Dahası, 28 Şubat’ın bu millete dayattığı ne varsa bir bir silindi. Ne kesintisiz eğitim denen abukluk, ne başörtüsü sorunu, ne katsayı, ne de “yeşil sermaye” denerek fişlenenler yok artık.

Cambaza bak denilerek, Fadime Şahin gibiler ekranlarda “din/diyanet” algısını yerle bir ederken, öbür taraftan bankaların hortumlanması da yok.



1000 yıl sürecek denen 28 Şubat 2003’ten itibaren peyderpey tasfiye oldu.
Buraya kadar sorun yok.
KÜRESEL 28 ŞUBATÇILAR İSLAM DÜNYASI’NDA VESAYETİ SÜRDÜRMEK İSTİYOR
Ancak Türkiye’nin 28 Şubat’ı ile “
Küresel 28 Şuba
t
” arasındaki ilişkiyi ve o ilişki üzerinden bugün de devam eden “
Küresel 28 Şubat’a
” da dikkat kesilmek durumundayız.
28 Şubat’ın Türkiye’deki inançlı kesime yönelik, “
ötekileştirici
” tavrı Küresel 28 Şubatçılar tarafından
tüm dünyada bütün Müslümanlara karşı yapılıyor.
Bir istisnası var bunun. Adına “Ilımlı İslam” dedikleri
dün FETÖ’ye ihale edilen bugün Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın sahiplendiği proje.
Ilımlı İslam dedikleri de
“Batı’nın çıkarlarını kollayan. Batı’nın değerleriyle asla çatışmayan ve hatta Batı’nın egemenliğini toptan kabul eden… Eziklik hali. ”
SİSTEM İÇİNDE KALARAK VESAYET ODAKLARIYLA MÜCADELEDE TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Türkiye
’de dindarların
sistem içerisinde kalarak,
demokratik süreçlerde yer alarak gerilettiği 28 Şubat zihniyeti,
Küresel 28 Şubatçılara karşı İslam dünyasında ve mazlum coğrafyalarda bir örnekli teşkil edebilirdi.
Ne yazık ki hem sömürge geçmişi olduğu için hem de “
dirayetli
” liderlerin eksikliği nedeniyle
Küresel 28 Şubatçılara karşı şu anda İslam dünyasında belirgin bir direnç yok.
Türkiye başından bu yana istisnai bir ülke. Ne sömürge geçmişi var ne de 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan dünyadaki “
demokratikleşme
” süreçlerinden hiçbir zaman tamamen kopmuşluğu.
Her ne kadar 10 yılda bir “
müdahale
” edilerek, ne uzaması, ne yok olmasına müsaade edilen
Türkiye tarihsel birikimiyle demokrasisini, ekonomisini geliştirerek yoluna devam ediyor.
28 Şubat 1997’de alınan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarıyla
1000 yıl süreceği ilan edilen sürecin, tarih yürüyüşünde bir “nokta” kadar öneminin olmadığını vurgulayan rahmetli Erbakan’ı da burada anmak gerekiyor.
ERBAKAN DİNDARLARI “OY VER CİHAT ET” DİYEREK SİSTEM İÇİNDE TUTTU
Erbakan’ın bu memlekete ve bu millete en büyük hizmeti,
“Oy ver, cihat et
kavramı üzerinden dindar/mütedeyyin kesimleri “sistem içerisinde” tutmasıdır.
Ne illegaliteye ne terörizme ne anarşiye bulaştırmadan… “
Hak aranacaksa sistem içerisinde aranacak. Cihat edilecekse sandığa gidilip oy verilerek yapılacak
” diyerek Türkiye’ye ve bu millete büyük hizmet etmiştir.

Daha sonraki yıllarda Erbakan’ı “demokrat olmakla” suçlayan kimi çevreler ve kimi kanaat önderleri bile sistem içinde yerini aldı. Bazıları milletvekili, bazıları bakan danışmanı bile oldu.

28 Şubat’ı bu millet püskürttü. Ve bu püskürtmeyi de yine sandıkta yaptı.
Seçim vakti geldiğinde sandığa gitti
28 Şubat’ın siyasi aktörlerine büyük bir ders verdi tasfiye etti. Ak Parti işte o tasfiyenin sonucu neşet etti.
Ve o gün bugündür de
“Küresel 28 Şubatçılar
”ın bir şubesi gibi varlığını sürdürmek isteyen tüm vesayet odaklarıyla mücadele ediyor. Bu mücadeleye yine en büyük destek milletten geliyor.
Millet her seçimde o vesayet odaklarıyla kol kola giren siyasal hareketleri, püskürtüyor.
Ne var ki Küresel 28 Şubatçılar, dünya ölçeğinde Müslümanlara yönelik tıpkı 28 Şubat 1997’de MGK’da alınan kararların bir benzerini dayatmaya devam ediyor.
“ONE MİNUTE” DE “DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR” DE KÜRESEL 28 ŞUBAT’A DİRENMEKTİR
İşte bu yüzden, uzun zamandır
Türkiye’deki 28 Şubatçıları gerileten Ak Parti siyaseti ve Recep Tayyip Erdoğan liderliği, Küresel 28 Şubatçılara karşı da sesini yükseltiyor.
“One minute”
budur.
“Dünya 5’ten büyüktür”
demek budur.
“Birleşmiş Milletler düzeni köhneleşmiştir”
demek budur.
“Avrupa Birliği bu haliyle devam edemez”
demek budur.

Türkiye, Erdoğan iktidarıyla 1000 yıl süreceği söylenen 28 Şubat zihniyetini geriletmiştir. Dünyadaki adaletsizliğe ve vesayete karşı baş kaldıran Erdoğan’a ve Türkiye’ye de hem Müslüman dünya hem mazlum coğrafyalar gönül bağıyla bağlanmıştır.

Küresel 28 Şubatçılara karşı verilen mücadelenin ne olduğunu merak edenler, Türkiye’nin dışına çıkıp bir dinlesin oralardaki insanları.

Batı’daki Erdoğan ve Türkiye nefreti ile, Müslüman ve mazlum coğrafyalardaki Erdoğan ve Türkiye sevgisinin kaynağı Küresel 28 Şubatçılara karşı alınan tutumdur.

Yanılıyor muyum?

#28 Şubat
#MGK
#Necmettin Erbakan
5 yıl önce
Dün içimizdeki 28 Şubatçıları püskürttük şimdi küresel 28 Şubatçıları
Aydının makus talihi, makul tarihi
Ölümün dört rengi (I)
Ülkelerin gelir grupları
Temmuz’da mahalli idarelerdeki memurların ilave ödemeleri arttı
Türkiye’ye karşı bu operasyonun bir bedeli var!