28 Şubat sürecinde “Cambaza bak” diyerek memleketin milyarlarca dolarını iç etmişler, kamu bankalarının içini boşaltmışlardı. Aynı zamanda “dindarlığı”nda içini boşaltmaya çalışmışlar, sahte şeyhlerin, ahlaksızlıkları üzerinden dindarları töhmet altında bırakmışlardı.
Elde ettikleri başarı ise az uz değildi. “Değerler erozyonu” yaşatmışlar bu memlekete. İnsanların dindarlara bakışı sorunlu hale gelmişti. Örnek mi her sakallı, cübbeli erkeğe “Ali Kalkancı ya da Müslüm Gündüz”, her başörtülü kadına “Fadime Şahin” muamelesi yapmaya kalkışmışlardı.
Son günlerde yine sahte şeyhler ve ahlaksızlıkları üzerinden yeni bir proje yürütülüyor. Geçtiğimiz hafta projenin bir bölümünde “taban kaydırma” faaliyeti olduğunu anlatmıştık.
Değerler erozyonunun da hız kazandığına şahitlik ediyoruz.
Bu durumda dindar muhafazakar çevrelerin “Kol kırılır yen içinde kalır” demesinin bir faydasının olmadığı ortada.
Kategorik olarak dine, dindarlara karşı olanların geldiği son nokta ise ürkütücü!
“İmam hatipten mezun olanlar böyledir” diyen dindarların tamamını şeyh kılıklı sahtekarlarla özdeşleştirme sorunlu bir bakış!
Peki o zaman ne yapmalı?
Sorunun cevabını, Hazreti Süleyman’a (as) atfedilen bir darbı mesel ile bulmaya ne dersiniz?
Bir gün yaralı bir kuş Hz.Süleyman’a gelerek derviş hırkası giymiş birinin kanadını kırdığını söylemiş. Hz.Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtmış.
Ve ona sormuş;
“Bu kuşun kanadını kırmışsın. Senden şikâyetçi. Neden kanadını kırdın?”
Derviş hırkalı adam, kendini savunmuş…
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Benden kaçmadı. Yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”
Bunun üzerine Hz.Süleyman kuşa dönmüş ve şöyle demiş,
“Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun!”
Kuş kendini savunmuş…
“Efendim ben onun üzerinde derviş hırkası gördüğüm için kaçmadım. Avcı olduğunu bilseydim hemen kaçardım. Derviş hırkası giymiş birinden bana zarar gelmez diye düşündüm. Bunlar Allah’tan korkar diye düşündüm. Onun için kaçmadım.”
Hz.Süleyman bu savunmayı dinleyince kuşu haklı bulmuş. Kısasın yerine getirilmesini istemiş.
“Kuş haklı. Kuşun kanadının kısası olarak hemen derviş kılıklı bu adamın kolunu kırın” diye emretmiş.
Kuş o anda itiraz etmiş…
“Efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın” demiş.
“Neden” diye soran Hz.Süleyman’a kuş şu cevabı vermiş:
“Efendim, derviş kılıklı bu adamın kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı sinsiliği, aynı kötülüğü yapar.
Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş kisvesini çıkarttırın. Çıkarttırın ki, benim gibi o kıyafete itibar edip korkmayan kuşlar bundan sonra aldanmasın.”
Sanırım son dönemde yaşadıklarımızdan sonra derviş kılıklı, şeyh kılıklı, ehlullah kılıklı madrabazların üzerindeki “hırkanın” çıkartılması şart oldu.
Peki bunu nasıl yapacağız?
Cevabı bir sonraki yazıda…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.