Adım Hasan… Dedeminki de. Kurt dedem Hüseyin… Amcam da. Ali var, abim olur… Haydar da vardı, rahmetli..!
Köyümüzün kurucusu “Dide’mizin” türbesi de var çok şükür; “Bunaldım” deyip çeşme başında kalmış dervişimiz de..!
İlk namazda (Regaip Kandili) “ölmüşlerimizi” ziyaret eder dua ederiz. Evlerde helva sıkıp, tepsilere koyup başımızın üzerinde Ramazan Dide’ye yürürüz. Yürürken salavatlar, tekbirler getirir, ilahiler, deyişler söyleriz.
Türbede halka kurup dua ederiz, ölmüşlerimizi rahmetle anarız.
Tarlada tohum saçarken komşunun sınırını geçen tohum nedeniyle birbirimize hakkımızın geçtiğini biliriz. Birbirimizin çıkınına ekmek koyar helallik alırız.
Sinsin de oynamışlığımız vardır; halay çekmişliğimiz de.
Dedelerimiz, babalarımız kulağımıza ezanla birlikte isimlerimizi okudu.
İslam’ın içinde bir cüz olarak vardık. Hep var olduk.
Rahmetli babama bir gün sormuştum, ‘kim bu Ramazan Dide’ diye “Horosan erenidir” demişti.
Dedim ya ben Hasan, dedem Hasan, amcam Hüseyin, Ali ağabeyim de var, Haydar amca da.
Bizim köyümüz aynı zamanda dindarlığıyla da bilinir; ha..!
Yani İslamlığı… Yani Müslümanlığıyla da..!
Yukarıdaki girişi niye yaptığımı anlamış olmalısınız. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda İstanbul’da bazı evlere bir takım broşürler ve kitaplar gönderildi; aklı evvel bir yerel siyasetçi tarafından. Onlardan birinde bir resim var. Sol başta bir “hoca”, yanında bir “rahip” onun yanında bir “Alevi dedesi” ve en sağda da bir Yahudi haham.
Üç semavi dinin din adamları var tamam da peki Alevi dedesinin ne işi var o karede?
Anlatalım ne işi olduğunu:
Üç semavi din var. Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Musevilik. Dinlerin içinde birçok mezhep, meşrep, fırka var.
Müslümanlığın içindeki fırkalardan, mezheplerden “cüz”lerden biri de Alevilik. Alevilik kısaca “Müslümanlar içinde Hazreti Ali Efendimiz’in yolunu takip edenler” olarak tarif edilir.
Ne var ki son 30 yıldır Aleviliği İslam’ın dışında başka bir din gibi formatlamak isteyenler var. Bunların öncülüğünü Almanya yapıyor. “Ali’siz Alevilik” diye de tanımlanan bu yeni form, Avrupa Birliği (AB) fonlarıyla fonlanıyor… Alevilik, İslam’dan önce de var olan bir inanış gibi gösterilmek üzere yeni bir “tarih” inşa edilmek isteniyor. Özelikle Alevilerin Avrupa ile ilişkisi olan kesimlerinde bu akım hızla yayılıyor.
İşte bu akımın, Alevilerin geneline teşmil edilebilmesi için son olarak 23 Nisan’da hiç de “masum olmayan” bir çıkış yapıldı. Alevilik başlı başına bir dinmiş gibi gösterilmek istendi. Bunu da “çocuklara” hitap eden bir kitapçıkta yaptılar.
Bu kitaptaki resmi gören bir Alevi çocuğu acaba ne düşündü? Yine bir Sünni çocuk ne düşündü? Acaba annesine, babasına ya da online olarak görüştüğü öğretmenine bu resimle ilgili ne sordu?
Alevilik, Sünnilik İslam’ın bir cüzü. Bektaşilik, Melamilik, Nakşilik, Mevlevilik gibi tasavvuf kolları İslam’ın “nezaket” ve letafet araçları. Deyişler, ilahiler, mersiyeler, mevlitler, Müslümanların yaratıcıya ve onun peygamberi Hazreti Muhammed’e (as), Ehli Beyt’e olan özençleri, tazimleri.
Alevilerin inandığı Allah (cc) ile Sünnilerin inandığı Allah (cc) aynı. Peygamberimiz aynı, kıblemiz aynı.
Ha dersiniz ki Aleviler Hazreti Ali Efendimizi daha çok seviyorlar… Amenna!
O’nu sevmeyeni kim sever ki?
Ama bakın, Alevilerle Sünnileri bu topraklarda birbirine vurdurmak isteyenler, bu kez de Aleviliği başka bir din gibi gösterme çabası içine girdiler.
FETÖ’nün bir projesi vardı. Hani şu cami/cemevi aynı avluda projesi.
Sonra da gidip o projeyi Alevi kesiminin en radikal unsurlarının olduğu Ankara’nın Tuzluçayır semtinde hayata geçirmeye kalkışarak provokasyon yapmışlardı.
Aynı kafa Gezi provokasyonunda yine vardı.
Defalarca söyledim. Gezi provokasyonu sırasında ölen çocukların ve gençlerin tamamının orijini neden Alevi’dir?
O kör kurşun yüzlerce hatta bazen binlerce insanın arasında nasıl olup da gidip bir Alevi’yi bulmuştur?
Soruları çoğalta biliriz.
Ama soruların tek bir cevabı var:
Bu memleketin en kırılgan fay hatlarından biri Alevi/Sünni fay hattıdır. Bu hat, geçmişte bir kaç kez harekete geçirilmek istendi.
Şimdi de Aleviliği İslam’ın dışında göstermek suretiyle fay kaşınıyor. Hem de sureti haktan görünerek.
Rabbim bu memleketin tüm evlatlarını bu tür tuzaklardan korusun.
Ramazan Dide’nin türbesinde halka kuran büyüklerimizin duasının sonu “Allah devlete millete zeval vermesin” diye biterdi.
Ne güzel duaymış şimdi daha iyi anlıyor insan; içimizdeki beyinsizleri gördükçe..!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.