Bu muhakkak ki kesin bir zaferdir

Kutlu olsun. Hayırlı olsun. Hamdolsun. Türkiye sadece bir erken seçimi değil, aynı zamanda yeni yönetim sistemine geçişi de salimen atlattı. 2023, 2053 ve 2071 vizyonuna sahip çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan eşine az rastlanır bir seçim başarısıyla ilk turda yüzde 52.6 oy oranıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk “Başkan”ı oldu.

Ak Parti ve MHP’nin kurduğu Cumhur İttifakı seçmenin yüzde 53.7’sinin oyunu alarak zaferini ilan etti.

24 Haziran seçimlerinin resmi olmayan kesin sonuçlarına göre, Cumhur İttifakı çoğunluğu elde ederken, 5 partili bir Meclis de oluştu. Yani temsilde adalet. Hatta 5 partinin içindeki diğer parti temsilcileri de düşünülürse epeyce renkli bir Meclis oluştu. (Teröre bulaşmışları ayrı tutarak söylüyorum.)

Seçim sonuçları, hayırlı olsun.

Seçimin kazananları olduğu kadar kaybedenleri de var.

Kazananları kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’dir. Ak Parti ve MHP’dir. Cumhur İttifakı’dır.

Kaybedenleri, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu’dur. Selahattin Demirtaş’dır. CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’dir.

Kaybetmiş olsa da İnce’ye başlı başına bir fasıl açılmalıdır. CHP’nin oylarının çok üzerinde yüzde 30.6 oy oranına ulaşan İnce seçimi kaybetse de CHP içindeki rekabette muazzam bir fark atmıştır. CHP’de artık cin şişeden çıkmıştır. İnce kendisinden beklenenin üzerinde bir performans sergilemiştir.

Bir diğer husus İnce’nin, kampanya dönemindeki onca hırçınlığına rağmen, çıkıp, seçim sonuçları üzerinde spekülasyon yapmak isteyen partililerine ve bir kısım çevrelere ayar vermesidir. Bu konuda İnce takdiri hak etmiştir. “Sokak” beklentilerini boşa çıkarmıştır.

Ak Parti 1 Kasım seçimlerine oranla 7 puan kaybetmiş görünüyor. Bu oyların nereye gittiğinden çok neden gittiği konusunda ev ödevine bugünden tezi yok çalışmaya başlamalı. Zira, kaybedilen oyların geri dönmesi için buna ihtiyaç var.

Bu seçimin şüphesiz en sürprizi MHP’dir. Bana göre en başarılı partisi de…

Önce Akşener eliyle içeriden kuşatılıp tasfiye edilmek istenen MHP, sonrasında tüm tabanını yitirdiği ve tabela partisi olduğu yönünde haksız eleştirilere maruz kalmıştı.

FETÖ’nün doğrudan hedefi olan MHP’nin baraj altı olduğu neredeyse yayınlanan tüm anketlerde gösteriliyordu. Hiç şans tanınmıyordu. Hatta Ak Parti içinden bazı kesimler “Ne gerek vardı Cumhur İttifakı’na MHP’yi de sırtımızda yük olarak taşıyoruz” diyorlardı.

Sonuç, şaşırtıcı! Zira MHP olmasaydı şu anda Ak Parti Meclis’te muhalefete düşmüş olacaktı. Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ittifak konusundaki ısrarı ve buna ayak uyduran Sayın Bahçeli’nin duruşunun altı mutlaka çizilmelidir.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “ahde vefa” konusunda Erdoğan ile birlikte ortaya koyduğu güçlü iradenin de hakkı teslim edilmelidir.

İyi Parti (İYİP) seçimin “sönen balonu” olarak anılacaktır. Zira anketlerde yüzde 20’nin üzerinde oy oranına sahip olduğu da söylendi, yüzde 17’ler seviyesinde olduğu da.

Ancak ne başındaki hanımefendinin üslubu ne parti sözcülerinin tutumu vatandaştan yeterince teveccüh görmedi.

Bazı istisnalar olmadı mı? Elbette oldu.

Örneğin, “Lacivert takkeli adamlar”, “Büyüklerinin emirlerine itaat etmezlerse karılarının boş olacağı endişesiyle” İYİP’e oy verdiler.

Bu kadarına da pes doğrusu.

“Yukarıdan emir geldi, emre uyun ki karılarınızın nikahı düşmesin” diyenlerin peşine takılanlar, kat üstüne kat çıkarak yaptıkları yurtlarda gariban çocukların düşünce dünyalarını da dönüştürenler...

Aynı kesimin kadınlarına da “Emre itaat etmezseniz eşleriniz sizlere haram olur” diye korku salanların, “hür bir seçmen” olamaması başka bir tartışma konusu olduğu için bu kadarla yetineyim.

Ancak, Antalya’da, Sakarya’da ve Kocaeli’nde Ak Parti’nin bir kısmının oylarının İYİP’e gitmesinin altında yatan nedenlerin, araştırmaya değer olduğunu düşünüyorum.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun el altından HDP ile kurduğu zimmi ittifakın tuttuğuna da şahit olduk bu seçimde. CHP’li seçmenlerin bir kısmı oylarını HDP’ye vermiş görünüyor. En çarpıcı örnek ise İstanbul Adalar’da yaşandı.

Adalar’da yüzde 23.3 oranında HDP’ye oy çıktı. Yine CHP’nin oy depoları olarak görünen diğer ilçelerde de ziyadesiyle …

Bir husus daha var ki beni de doğrudan ilgilendiriyor. Bazı kesimler sırf AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı nedeniyle Saadet Partisi’ni (SP) bu seçimde araçsallaştırmak istedi ve başardı da doğrusu.

Bu kesimlerin iddiası şuydu: “Kesinlikle SP’ye verilen oy CHP’ye yaramaz.”

Oysa seçim gecesi gördük ki SP’ye verilen oylar sayesinde CHP fazladan 11 milletvekili daha çıkarmıştır. Benim bir iddiam daha vardı. SP’ye verilen oylar dolaylı yoldan HDP’ye yarayacağı yönünde. O da oldu. İspatımsa, CHP’den HDP’ye giden oylardır.

Bir de bu millet için birkaç şey söylemek gerekir.

Kime neye, hangi motivasyonla oy kullanırsa kullansın bu millet demokrasiyi benimsemiştir ve oy vererek kanaatini söylemeyi gelenekselleştirmiştir. Bu Türkiye’nin büyük kazanımıdır.

Dünyanın neredeyse hiçbir ülkesinde olmayan oranda yüzde 87.5 oranında hem de yaz gününde seçime katılmıştır. Oylarını kullanmıştır. Tüm provokasyonlara ve illegalite arayışlarını da makul çoğunluk boşa çıkarmıştır.

Böylece Türkiye kazanmıştır.

Bundan sonra yeni bir sistem ile Türkiye yoluna devam edecek.