Amerikan rüyası, kabusa dönerken…

04:008/01/2021, Cuma
G: 8/01/2021, Cuma
Hasan Öztürk

Truman Show isimli bir film vardı hatırlarsınız. Hani Jim Carrey’in başrol oynadığı film. Hani şu bir adada doğumundan itibaren yüzlerce kamera ile takip edilen bir genç erkeğin kurgusal hayatını konu alan film. Sonunda kurguya itiraz eden ve adadan kaçmak için bindiği teknenin film setinin perdesine “küt” diye çarptığı filmden söz ediyorum.Amerikan rüyasını, kabusa çeviren görüntüler başkent Washington’dan geldiğinde Truman Show’daki final görüntüleri geldi aklıma.Amerikan Kongresi 200 yıl sonra

Truman Show isimli bir film vardı hatırlarsınız. Hani Jim Carrey’in başrol oynadığı film. Hani şu bir adada doğumundan itibaren yüzlerce kamera ile takip edilen bir genç erkeğin kurgusal hayatını konu alan film. Sonunda kurguya itiraz eden ve adadan kaçmak için bindiği teknenin film setinin perdesine “küt” diye çarptığı filmden söz ediyorum.

Amerikan rüyasını, kabusa çeviren görüntüler başkent Washington’dan geldiğinde Truman Show’daki final görüntüleri geldi aklıma.

Amerikan Kongresi 200 yıl sonra yeniden işgal edildi. Ama bu kez, doğrudan Amerikalılar tarafından işgal edildi. Gerçi kimilerine göre
“Taşralı, ne yapacağını bilmeyen ve başkentte ilk kez gelenler”
olarak nitelendiriliyorlar… Protestocular Biden’in başkanlığını tescil edecek oturumu dağıttı. Kongre binasını talan etti. Film sahnelerini aratmayacak görüntüler verdi.

Washington’da sokağa çıkma yasağının ardından 15 günlük acil eylem planı devrede.

Kongre’nin basıldığında dikkatimi çeken görüntülerden biri elbette Konfederasyon Bayrağı’nı sallayan protestoculardı.

Amerika iç savaşının iki kanadından birinin bayrağı. Kuzey-Güney savaşında Güneylileri temsil eden konfederasyon bayrağı 200 yıl sonra Federal Amerika’nın Kongresi’nde dalgalandırıldı.

İşte o görüntü
Truman Show’un finalinde teknenin çarpıp yırttığı “ufuk çizgisi” olarak görünen film setinin sonundaki perdedir!
Tekne, perdeye çarpmıştır. Kurgusal, illüzyon gerçek ile yüzleşmiştir.
AMERİKAN DEMOKRASİSİ DEDİKLERİ NE Kİ?

2008 küresel krizinde, Amerikan rüyasından uyanmaya başlayan Amerikalılar, bugün kurgu ile gerçek arasındaki farkın zirvesindedir. Rüya kabusa dönmektedir.

Dünyaya nizam vereceğim diye 100 yıldır savaştan savaşa koşan… İşgalden işgale yönelen… Yakın coğrafyamızı kan gölüne çevirip istikrarsızlaştıran… “Demokrasi getirme bahanesiyle” işgal ettiği Irak gibi bazı devletlerin devlet vasfını yitirmesine neden olan Amerikan Birleşik Devletleri kendi halkını illüzyon ile kandırması, Washington’da Kongre Binası’nın işgali ile son bulmuştur!

Amerikan demokrasisi için artık dünden daha çok endişe içerisinde olduğumuz bir gerçektir!

Trump’ı hiç sevmedim. Zaten Amerikan başkanlarının hiçbirini sevmedim. Ne var ki
Trump, “Bitmeyen savaşları bitireceğim. Amerikan askerlerini evlerine geri getireceğim. Küreselleşme sona ermiştir” dediğinde bu politikaların hem Türkiye hem de mazlum coğrafyalar için bir “çıkış yolu” olabileceğine inandım.
Biden’in seçimlerden sonra,
“Dünyada yeniden Amerika’nın liderliği” üzerine yaptığı açıklama ise beni
fazlasıyla tedirgin etmişti.

Seçimlere hile karıştı mı karışmadı mı bilmem.

Seçimlere sosyal medyanın etkisini, sosyal medya ağlarının Amerikan seçimlerine müdahale edip etmediğini de önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz.

Bildiğim bir şey var ki Amerikan halkını illüzyon ile gerçeklikten koparmışlardı, Kongre’nin işgali ile işte perdelenen gerçekle yüzleştiler.

DÜNYAYA NİZAM VERME HEVESLİLERİNİN DÜŞTÜĞÜ İÇLER ACISI DURUM
“Dünyaya nizam vermek”
isteyen Amerika, Türkiye’deki 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine bile
“bilgisayar oyunu”
demişti. Yine,
“Endişe ile izliyoruz”
açıklamaları yapmıştı o dönem Başkan Yardımcısı olan
Biden
.
Kendi ülkesinde Kongre’nin işgal edilebileceğini hiç düşünmeden, Ukrayna’daki, Güney Amerika ülkelerindeki meclis baskınlarını ve işgallerini
“çok çok uzaktaki olaylar”
olarak televizyon ekranlarından izleyen
Amerikalılarsa dünden bu yana gerçek ile yüzleşiyor.
Amerikan demokrasisinin ve Amerikan devlet organlarının ne derece sağlıksız olduğunu Kovid-19 pandemisi sürecinde biz görmüştük de Amerikalılar ve muhipleri görmemişti.

Kongre binasından duyulan silah sesleri Amerikalıları uyandırmıştır diye düşünüyorum.

Vurulmuş bir kadının yere düşme görüntülerinden sonra Amerikalıların devlet organlarının sağlıksızlığını fark etmiş olduğunu düşünüyorum.

11 Eylül 2001’de New York’taki ikiz kulelere yönelik yolcu uçaklarıyla yapılan terör saldırısından sonra Amerika’da bir dönem başlamıştı. 20 yıl sonra 6 Ocak 2021 günü Washington’da Kongre binasının işgal edilmesi de yeni bir dönemi başlatmıştır.

Amerika, düne kadar sakladığı nakısasını artık saklayamayacak haldedir.
Dünyaya nizamat vermeye kalkışan Amerikan demokrasisi sınıfta kalmıştır.

Endişelerimiz had safhadadır!

#Amerikan rüyası