Amerika’da darbe girişimi olabilir mi? Soruyu fantastik buluyor olabilirsiniz. Ancak sorunun bugün sorulmasının birçok nedeni var.Beyaz Saray’da kısa süre sözcülük yapan bir bürokrat “Trump’ı Beyaz Saray’dan göndermek isteyen unsurlar var”dedi geçen gün. Yine,Virginiaeyaletinde yaşananlara bakınca, Amerika’da “ırkçılık” hortladı.“Önce Amerika”diyenler,“Hıristiyan, beyaz ve Amerikalıların Amerika’sından”söz ediyor sokaklarda!Amerikalıların bilinçaltında depreşen“iç savaş”söylemi artık medyada köşe
Amerika’da darbe girişimi olabilir mi? Soruyu fantastik buluyor olabilirsiniz. Ancak sorunun bugün sorulmasının birçok nedeni var.
Beyaz Saray’da kısa süre sözcülük yapan bir bürokrat “
Trump’ı Beyaz Saray’dan göndermek isteyen unsurlar var”
dedi geçen gün. Yine,
eyaletinde yaşananlara bakınca, Amerika’da “ırkçılık” hortladı.
diyenler,
“Hıristiyan, beyaz ve Amerikalıların Amerika’sından”
söz ediyor sokaklarda!
Amerikalıların bilinçaltında depreşen
söylemi artık medyada köşe yazarlarının konusu haline geldi.
Sıcak gelişme ise Virginia’da ırkçıların eylemine kan bulaşması.
Trump’ın “itidal” çağrısı ise, “Önce Amerika” sloganı atanlara neredeyse destek niteliğinde.
İşte bu yüzden diyorum ki
“Amerika’da darbe girişimi olabilir mi?
”
Sorunun cevabını bulmak için 150 yıl öncesine gitmekte yarar var. Çünkü Amerika’da darbeler hep suikastlarla geldi. İç savaşı kazanan başkan kafasından vuruldu. Onun takipçisi başkan yine sokak ortasında katledildi.
Virginia’daki olaylardan sonra “İç savaş” söylemi, Güneyin kaybetmenin acısını hala taşıyor olmasından…
Kuzeyin ise kazanmış olsa da liderini bir suikasta kurban vermesinin travmasını yaşıyor olmasından kaynaklanıyor olabilir.
Bir de “Orta gelir tuzağı” nedeniyle artık “Beyaz ve Hıristiyanların ülkesi” olarak tasarladıkları Amerika’yı zencilerle eşit şartlarda paylaşmak istemeyenler bugün sadece Güneyliler değil, sanırım.
150 yıl önce
“Kölelik devam etsin. Tarıma dayalı üretim tarzımız değişmesin”
diyen Güneylilere
“Hayır, kölelik kalksın zenciler ucuz iş gücü olarak sanayide çalışsın”
diyen Kuzeyliler vardı. Ve o günün savaşı kazanan Kuzeylileri bugün “orta gelir” tuzağına düşen Amerikan ekonomisi nedeniyle Güneyliler gibi refleks vermeye başladı.
Amerika’da bir darbe pratiği yaşanıyor görüntüsü var. Trump seçildiği günden bu yana Washington’un ve Kuzeyin aktörleri Trump’ı bir şekilde Beyaz Saray’dan göndermek istiyor. Buna mukabil, Amerikan sokağında “ırkçılık” her geçen gün yükseliyor ve devasa ülke içe kapanıyor. Trump Beyaz Saray’daki iç savaşta kolay teslim olmayacağının işaretlerini veriyor.
Bu durumda, Amerika’nın geçmişinde birkaç kez yaşanan siyasi suikast olur mu bilmiyoruz.
Lakin şunu biliyoruz, Amerika’da cin şişeden çıktı.
İstanbul’da polis daha görünür oldu
Çocukluğum Çankırı’nın küçük ilçesi Kurşunlu’da geçti. Kurşunlu’ya gece çöktüğünde, bazen uzaklardan, bazen kapımızın hemen yanı başından uzun uzun düdük sesleri duyardık. Bekçi amcaların düdük sesleriydi ve o düdük sesini duyduğumuzda huzur içinde uyuyacağımız inancıyla yorganlarımızı başlarımıza çekip uykuya dalardık.
40 yıl geçti. Bugün ardık koskoca bir metropol olan İstanbul’da geceleri huzur içinde uyumak istiyoruz. Bu maksatla İstanbul Emniyeti’nde 386 bekçi göreve başladı.
Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan
onlara
ismini verdi.
Onlar geceleri mahallelerde, caddelerde, sokaklarda devriye gezerken ve düdüklerini öttürürken biz huzur içinde yataklarımıza çekileceğiz.
İstanbul gibi bir büyük metropolde “polisi görünür kılmak” gerektiği fikrini Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’dan birkaç kez bizzat duymuştum. Ve bu konuda, olağanüstü gayret sarf ediliyor. Personel sayısı bakımından yetersiz olunmasına rağmen, trafik, asayiş gibi konularda sokaktaki insanın günlük taleplerine cevap verecek bir sistem kuruluyor. İstanbul’daki polis sayısı Avrupa standartlarının altında. Buna mukabil, meşru kamu gücünün temsilcisi polis artık daha görünür. Bunun elbette bir bedeli var. 12 saat mesai gibi.
, İstanbul’un daha huzurlu bir kent olması için polisin görünürlüğünü artırdıklarını söylüyor ve ekliyor,
“Vatandaşın ihtiyacı olduğunda, anında yanında olabildiğimiz sürece görevimizi tam olarak yapmış olacağız. Polisin sokak hakimiyetini, gün geçtikçe en üst seviyeye çıkartıyoruz. Vatandaşımız, ‘imdat’ dediğinde biz, anında ona ulaşabilmeliyiz. Bunun çabasını sarf ediyoruz.
”
Bekçilerin de sisteme dahil olmasıyla meşru kamu gücünün daha görünür olacağını düşünüyorum.
Meclis’te grup kuracak yeni parti ya da
Güneş Motel modeli
Ü
partisinin Ekim ayında kurulacağını söylemiş. “Merkez sağ” bir parti olmayacaklarını açıklayan Özdağ yeni bir kavram da atıyor ortaya, “Milli merkez!”
Özdağ ilginç öngörüde de bulunuyor, “Ve şunu söyleyebilirim.
Parti kurulur kurulmaz Meclis’te grubu olacağını tahmin ediyoruz.”
Özdağ bu öngörüsünden bir adım önce de “Anketler bugün seçim olsa iktidarın değişeceğini bize söylüyor” diyor.
Sormak lazım,
hangi partilerden ne kadar milletvekili satın almayı düşünüyorsunuz?
Çünkü görünen seçim 2019 olduğuna göre,
2019’dan önce Meclis’teki siyasi partilerden milletvekili devşirmeyi düşünüyor olmalısınız ki “Grup kurmak”tan söz ediyorsunuz!
Yoksa
“Güneş Motel” modelini kendinize örnek mi aldınız?
#ABD
#Istanbul
#Meral Akşener