27 Mayıs’ın uğursuz ruhu hâlâ aramızda geziniyor

04:0029/05/2020, Cuma
G: 29/05/2020, Cuma
Hasan Öztürk

Vapura binip de Küçükyalı’ya doğru yola çıktığımızda, arkamızda bıraktığımız “Yassıada” artık “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olmuştu.O anlarda telefonumun ekranına sevgili dostum Tarkan Zengin’in sosyal medya hesabından paylaştığı şu mesajlar düştü:“27 Mayıs’ı savunan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Alev Coşkun’a şaşırmayalım. O 1958’de ve darbe sonrasında İstanbul CHP İl Gençlik Kolları Başkanı’dır. 28 Nisan- 27 Mayıs 1960 arası darbeye zemin hazırlayan öğrenci olaylarındaki becerileri(!) nedeniyle

Vapura binip de Küçükyalı’ya doğru yola çıktığımızda, arkamızda bıraktığımız “Yassıada” artık “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olmuştu.

O anlarda telefonumun ekranına sevgili dostum Tarkan Zengin’in sosyal medya hesabından paylaştığı şu mesajlar düştü:

“27 Mayıs’ı savunan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Alev Coşkun’a şaşırmayalım. O 1958’de ve darbe sonrasında İstanbul CHP İl Gençlik Kolları Başkanı’dır. 28 Nisan- 27 Mayıs 1960 arası darbeye zemin hazırlayan öğrenci olaylarındaki becerileri(!) nedeniyle Akis Dergisi övmüştür.”

Tarkan Zengin aynı paylaşımda iki de görsel kullanmış. Bunların ilkinde aynı gazeteye ait iki kupür var. Birincisi, 27 Mayıs 1960 darbesinin ertesinde çıkan CUMHURİYET gazetesinin birinci sayfası.

Manşet: “Kahraman Türk Ordusu Bütün Memlekette Dün Gece Sabaha Karşı İdareyi Ele Aldı”

İkincisi de, 27 Mayıs Darbesi’nin 60’ıncı yılında yani 27 Mayıs 2020’de çıkan CUMHURİYET’in birinci sayfası.

Sol sütunda bir başlık: “Amaç demokratik anayasa yapmaktı” İmza: Alev Coşkun.

İkinci görsel 12 Eylül 1960 tarihli AKİS dergisinden.

Dergide CHP ile ilgili bir makalenin bir bölümünde aynen şöyle yazıyor:

“(CHP) Gençlik Kolu’nun becerikli başkanı Alev Çoşkun -başkan ve arkadaşları becerikliliklerini en ziyade 28 Nisan ile 27 Mayıs arasındaki dramatik günlerde göstermişlerdir- (…)”

60 YIL ÖNCE NEYSE BUGÜN DE ÖYLE!

Halen Cumhuriyet Vakfı Başkanı. Ama daha önemlisi 27 Mayıs 1960 darbesine giden yola taş döşeyenlerden biri.

Bakın özgeçmişinde neler yazıyor?

“Alev Coşkun (…) 1958 yılında, fakültede okurken CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Bürosu’nda çalışmaya başladı. Aynı yılın sonunda CHP İstanbul İl Gençlik Kolu Başkanlığı’na seçildi. 1960 öncesi öğrenci hareketleri içinde özellikle, 28 Nisan olaylarında aktif olarak yer aldı.”

***

Akis dergisinde 27 Mayıs 1960 darbesine zemin hazırladığı için övgüyle söz edilen Alev Coşkun, 60 yıl sonra bugün bile hâlâ darbeyi “Demokratik anayasa yapacaklardı” diye savunuyor.

Peki, söz konusu Akis dergisinin 27 Mayıs darbesinden 3 gün sonra 100 bin adet basılan 30 Mayıs 1960 sayısının kapağında ne vardı biliyor musunuz?

Üzerine çarpı işareti konmuş Menderes’in bir fotoğrafı.

Peki, Metin Toker kim? İnönü’nün damadı. Dergide Menderes’in üzeri çizilmiş. Ama daha ne yargılama var ne başka bir şey. Ne ki Akis yani İnönü’nün damadı çoktan hükmünü vermiş!

YASSIADA, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI

27 Mayıs darbesinin yıldönümünde darbenin simgesi niteliğindeki “Yassıada”, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin katıldığı bir törenle “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” haline getirildi.

Darbecilerin, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve birçok insanı göstermelik bir şekilde yargıladıkları spor salonu aslına uygun olarak yenilendi. Adnan Menderes Müzesi, Fatin Rüştü Zorlu Camii, Hasan Polatkan Meydanı gibi mekânlar oluşturuldu.

Mezbelelik bir haldeki Yassıada, yakın tarihinin utancını gelecek nesillere aktaracak bir müze adaya çevrildi.

Geçtiğimiz yıl yine aynı tarihlerde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın adadaki incelemelerini takip etmiştik. Ve bir yıl sonra bu kez Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılışı için oradaydık.

Yargılama tiyatrosunun yaşandığı spor salonunu da kongre merkezini de camiyi de müzeyi de gezdik. Adayı adım adım dolaştık. Gönderilmiş ama hiçbir zaman okunmamış mektupların simgeleştirildiği anıtı da “Türk demokrasisinin hiç sönmeyecek ışığı”nı simgeleyen Deniz Feneri’ni de gördük.

İnanın insan 60 yıl sonra da olsa o mekânlarda gezinirken zulmü iliklerine kadar hissediyor.

Ama beni çok fazla etkileyen ve ürperten mekân Adnan Menderes Müzesi’nin bazı bölümleri oldu. İlk mekân Menderes’in hapishane odasının birebir kopyası. Solda açıkta bir tuvalet. Nemli, küflü duvarlar… Ve camı tahtalarla kapatılmış alaca karanlık bir oda. Küflenmiş bir somya. Burası milletin oylarıyla seçilmiş bir başbakanın cuntacılar tarafından devrilmesinden sonra zorunlu olarak konulduğu oda. İkincisi ise sorgu odası. Odada bir Adnan Menderes mumyası var. Elinde savunmasının yazılı olduğu bir kağıt ile oturuyor. Odada sıklıkla irrite edici bir ses duyuluyor: “Bunu sen mi yaptın? Anlat bakalım.” Ürpertici.

Nezaketi dillere destan olmuş bir Aydın Efesi, köhne bir odada tutulup, köhne bir odada sözüm ona sorgulanmış ve spor salonundan çevirilmiş tiyatro salonunda sözüm ona yargılanmış ve yağlı urgan ile asılmış!

27 Mayıs darbesi bu memleketin tarihinde kara bir lekedir. Ne var ki o kara leke ile hala övünen “darbeci zihniyet” aramızda mevcudiyetini koruyor.

Darbecilere, cuntalara ve onların sivil ortaklarına karşı teyakkuzdayız. Ve mücadelemiz her daim devam edecek.

#27 Mayıs
#CHP
#Cumhuriyet Gazetesi
#Adnan Menderes