Kim olursak olalım insan olmak için yapabileceğimiz bir tek şey var: İnsan olmak!
Her canı yananın can yakmak istediği bir zaman, bir yer, bir an mutlaka vardır. O zamanda, o yerde, o anda, kendini insaf sınırları içinde tutabilene denir insan.
Bizi her gün boğazımıza kadar nefretle doldurmak, aklımızı öfkemizle ifsad etmek istiyorlar. Yiğitlik şimdi buna sonuna kadar hayır diyebilmekte...
Mert olan, dürüst olan, doğru olan, zaferini nefretten aldığı güçle kazananların tarafında olmaz, olamaz.
Zihnimize dayatılan, üstümüze çullanan, sinir uçlarımızı zorlayan bütün bu kışkırtıcı zorlamalar, her şeyden önce ve her şeyden daha çok, içimizdeki hakkaniyet duygusunun berraklığını geri alınamaz biçimde bulandırabilmek için!
Adalet sadece mahkemelerde dağıtılan bir şey değil; tek tek her birimizin her gün, her an, karşılaştığımız her yeni durumda şeksiz şüphesiz sahip çıkmamız gereken bir şey...
Sabrın taşsa bile adil olacaksın! Bıçağın kemiğe dayandığı yerde olsan bile adil olacaksın! Haksızlığa uğradığın zaman bile adil olacaksın! Adalet kimsenin umurunda olmadığında sen yine adil olacaksın! Herkesin ortasında adil olacaksın! Kimsenin görmediği yerde de adil olacaksın! Başkalarına karşı adil olacaksın! Kendine karşı adil olacaksın! Çünkü insansın, insan olduğun için adil olacaksın! Allah'ın kulu olduğun için, dosdoğru olmaya söz verdiğin için adil olacaksın! Bu hassasiyeti yaşadığın sürece beraberinde taşıyacaksın! Başaramadığın zamanlarda bile bunu yeniden samimiyetle deneyeceksin! Adil olmaya çalışmaktan asla vazgeçmeyeceksin! Bunu yapmazsan sen de zalimlerden olursun. Ayağını bastığın yer adalet dairesinin içi değilse; bil ki geriye kalan her yer zulüm dairesine dahildir.
Hayatımız boyunca her hareketimiz, her düşüncemiz, her tavrımız, her yönelişimizle hayırdan ya da şerden yana bir tercihte bulunuruz. Hayrı seçmek adalet, şerri seçmek zulümdür. Zamanın başından bu yana yaşanmış hiçbir şeyin dışında kalamayacağı 'durumlar üstü' bir hakikattir bu. Zihinlerimizde bu hakikat ölçüsü yoksa, geriye kalan istisnasız her şey sadece çöptür.
İnanmak, salih amel işlemek, hakkı ve sabrı tavsiye etmek dışındaki her yolun sonu hüsrana çıkar, amennâ!
Eğer tabiatın özün ararsan,/ Evvela var, hissi insanı öğren!/ İdrak içinde ruh denen ceryanın,/ Kalbinde yaptığı devranı öğren!” diyor Aşık Nimri Dede.
Bir kem söz bir cana battığında, kalbi oracıkta tuz buz olan insanlar da var.
Nicesinin diken battı kanattı ayağını; ne yoldan vazgeçen oldu, ne yolculuktan!
“İçin bin yangınla yansın ama” dedi meczup, “dışın bir yangını söndürsün!”