Yeni Şafak

Başkası aynamızdır!

01:003/04/2025, Perşembe
G: 3/04/2025, Perşembe
Gökhan Özcan

“Hak ve bâtılın ötesinde bir âlem var, gel seninle orada buluşalım” buyuruyor Hazreti Mevlânâ bir gazelinde. Bırakın hakkın bâtılın, bırakın zamanı mekânın manasını idraki, kendimizi kavramaktan uzağız biz bugün. Söylenen katı sözlerin içinde mahsur kılıyoruz biz sürekli insanlığımızı. Üste çıkmak için söylediklerimiz alta, daha altlara düşürüyor hep bizi. Sanıyoruz ki şehvet, uçkuru sağlam tuttuğumuzda uzak olur, uzaklaşır bizden. Bir de dilin şehveti yok mu? Kelimelerin ihtirası yok mu? Kolayca

“Hak ve bâtılın ötesinde bir âlem var, gel seninle orada buluşalım” buyuruyor Hazreti Mevlânâ bir gazelinde. Bırakın hakkın bâtılın, bırakın zamanı mekânın manasını idraki, kendimizi kavramaktan uzağız biz bugün. Söylenen katı sözlerin içinde mahsur kılıyoruz biz sürekli insanlığımızı. Üste çıkmak için söylediklerimiz alta, daha altlara düşürüyor hep bizi. Sanıyoruz ki şehvet, uçkuru sağlam tuttuğumuzda uzak olur, uzaklaşır bizden. Bir de dilin şehveti yok mu? Kelimelerin ihtirası yok mu? Kolayca alemin şahitliğine bıraktığımız sözlerin birbirini tetikleyen bir nefsaniyeti yok mu? Yılanın zehri kendini öldürmez diye mi düşünüyoruz yoksa! Yılan yılandır, insan insan, unutmayalım bunu! Yılanın zehri yılanı öldürmez ama bir zerresi dahi öldürür insanı, insanlığı!

Bazı sözler vardır ki, kendimize yakıştırmadığımız için söylemeyiz onları. Bazı yargılar vardır ki, zihnimizi acıttığı için içimizde tutmaz, barındırmayız. Karşımızdaki Nemrut olsa, bin hakkın biniyle de haklı olsak davamızda, eğer söyleyince bize, imanımıza, ahlakımıza yakışan sözlerle konuşmuyorsak, öyle ya da böyle Nemrut galip çıkar o işten!

İnsan insanın aynasıdır dememişler boşuna büyükler; onlara söylediklerimizde, onlara ettiklerimizde, onlara yönelttiklerimizde görünürüz en çıplak halimizle biz. Başkalarının ne yaptığı, ne söylediği, ne kabahat işlediği de bize yazmaz; yine bizim üstümüzden yansıyan kendileri, kendilikleridir. Velhasıl; onların aynasında görünenden bize bir bahane düşmez; biz kendi aynamızdan çırılçıplak görmek durumundayız kendi ahvalimizi. Aman ha, gözümüzden kaybetmeyelim kendimizi, o ki maazallah kaybetmektir büsbütün kendimizi!

“Acımasızlık, dürtüsellik ve empati yoksunluğu bizi ötekini hissetmekten alıkoyuyor ve ‘güçlü olan ayakta kalır’ düşüncesi insanları kurban olmak ile zalim olmak arasında bir seçime zorluyor” diye yazmış ‘Yavaşla’ isimli kitabında sevgili Kemal Sayar.

Dünya senden ibaretmiş gibi bak her şeye a iki gözüm, başka kimse yokmuş gibi alemde! Ki bir tarafıyla öyledir zaten. Sen gözünü açarsın başlar, kaparsın biter senin dünyan. Düşün o vakit… Öteye söylediğin de, beriye söylediğin de sana gelmiyor mu bir bakıma? Senin dünyanda takılı kalmıyor mu? Kime söylediğini zannedersen söyle, kendine söylemiş olmuyor musun her söylediğini? Bir de böyle bak çıkardığın şu gürültüye! Bir de kendine doğru çevir bakalım dil yayından attığın o sivri okların uçlarını! Sen göremiyorsun bekli ama ucunu sivrilttiğin her ok sana geri dönüyor, başkalarınınkine değil senin canına saplanıyor, başkalarınınkini değil senin tenini yaralıyor, başkalarınınkini değil senin gönlünü kanatıyor. Attığın her ne ise yine sana dönüyor. Senin ellerinle tutuşturduğun her ateş, yine senin avuçlarında bir yangına dönüşüyor, senin dünyanı yakıyor, kavuruyor!

“Dünyada görmeyi arzu ettiğimiz değişimin kendisi olmazsak, değişim hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. Hepimiz maalesef hep önce diğer kişinin değişmesini bekleriz. Eğer kendimizi değiştirebilirsek dünyayı da değiştirebiliriz; kendimizi değiştirmek, dilimizi ve iletişim yöntemlerimizi değiştirmekle başlar” diyor ‘Şiddetsiz İletişim’ kitabında Marshall B. Rosenberg.

Görüş berraklığı için tozun duman karıştığı bir ortam mı daha elverişlidir, sükunetin hâkim olduğu bir ortam mı; bunu bir vakit düşünelim hele!

Seni öfkelendirmeye yönelen her şeyin birinci hedefi aklıselimindir, sabrınla, sükunetinle kalkan ol ona!

Hakikat görenin göremeyene borcudur. Basiretlinin basiretsizden farkıdır. Gaflet ise kalp aynasının isini pasını silemeyenin boşa döndürdüğü çarkıdır. Alemlere rahmettir Efendimiz, O ki, “Onlar bilmiyorlar’ diye gözyaşlarıyla yakarıyordu Rabbine.

“Nasıl iş ki bu” dedi meczup, “hem kör diyorsun hem de hadi gör diyorsun!”


#hak
#batıl
#Gökhan Özcan
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocIbEozlmN534JqeJT8zhR6JlxMRNKlcEaoObiQXIjn2=s96-c
sadiyye

Çok ,çok güzel bı anlatim' iyiye' dair...Sabah oğlumla benzer şeyleri konuşmuştuk oysa bu yazınız tamda içimizden geçip ifadede zorlandığımız hisleri- düşünceleri ne kadar da güzel ve etkili bı şekilde içeriyormuş meğer, çok teşekkür ediyoruz bu derinliğinizden- guzelliginizden bize de sunduğunuz için..🙏Çok açık ,çok gerçek olan bı şey var biz 'Müslüman insan' olarak başka ölçüleri, başka tavırları,davranış kalıplarını değil;kendimize özgü olanı ,bize yakışanı,efendimizin de böyle yapacağını az- çok hissettiğimiz,Allah in rızasının hangisinde olacağını biraz da olsa görebildiğimiz şekilde olanlari benimsemeli ve yaşamaya çalışmalıyız,eksiğimiz kusurumuz olsa da en azından bu yolda bı yaklaşım içinde olmalıyız.Rabbimize vereceğimiz hesap gibi bı kaygımız varsa, ona sevgimiz diriyse bakışımız hep iyiden yana olmak zorunda,bu polyannaca değil bilinçli bı olumlu görme gayretidir.Sizin de söylediğiniz gibi bize yakışmıyor o söz o hareket diye susuyoruz ,çünkü kendi ölçünüz olmalı.Yine Kemal Sayar'di sanirim "başkasında kötü olarak gördüğümüz bı şey bizi iyi kılmaz "diyordu ,biz nasıliz,kendi gundemimiz nasıl?Başka bir çaremiz yok biz hep o ilahi buyruğun iyi diye tavsiye ettiği ne var ise orada konumlanmak durumundayız."İyiligin kanatlarina tutunmak"diyordu yine Kemal l Sayar (selam olsun ona) . Sağlık, güzellik diliyorum size Gökhan Bey🤲iyi ki varsınız 🌿

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
2
2 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocID8lAQfpppmExDjEX6YPCAN003g9rPe2XRCIDfJZ6bBFkJEA=s96-c
hyanbasan704473

Yine çiçek böcek dağıtalım, Müslüman’a, İslam’a, dini değerlere istedikleri gibi sövsünler ama Müslüman yine sussun. Hak ile batıl birbirinden apaçık bir şekilde ayrıldı; artık “bilmiyorlar” diyebilir miyiz? Peygamberimizin peygamberliğinin ilk dönemlerinde sarf ettiği “Onlar bilmiyorlar” sözünü genel kaide olarak kabul etmek ne kadar doğru? Münafıklarla karşı “Onların cenazesine katılma” ve benzeri ayetleri, Ebu Leheb ve Ebu Cehil hakkında inen ve içeriği bakımından lanet söylemlerinin olduğu ayetleri nereye koyacağız? Yoksa bu ayetler günümüze hitap etmeyen tarihi bir olgu mudur? Şayet günümüze hitap ediyorsa İslam'a ve müslümanlara Ebu lehebten daha fazla eziyet eden ama adı Ahmet Mehmet olan kişilere karşı tavrımız sert olmamalı mı veya en azından öfkemizi gösteren sözler söylemeyemeyeceğiz mi? Yarının Türkiyesini inşa edecek nesil öfkeli olmalı değil mi? İslamın İzzet ve şerefini böyle mi koruyacağız? 1900’lü yılların başıyla İslam dininde başlayan teceddütün örneğidir bu yazınız. Yaklaşık yüz yıldır Müslüman; ezilen, dövülen, bununla beraber yine de hakkını arayamayan veya öfkesini dile getiremeyen bir kişilik oldu.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a-/ALV-UjUaX_MetBI3Uw9z4tqo4siET7-FIWWH06gJRzKqC59J_aU3K9AJfipAyPg03uPBp1e9_0JVZIsF3KlUCs42CNoGMzVb_yE_0b3540Miu-kkqALXkgV3b7-3rtFbYnFMlSlz_J9jy5svbHmt4PsAGNHZp0GSXhbEj-H6xf6d86f1j8eqFqz_Ub3UxCOMymZhD4Tkh-QyuYprwsU_Vc-FVD1up0q0MYjdsd5T2cbQEMgvDvb_cKmUtqLlXZcVvI3DFEC7jzj9FQUaesm-1tzfajJyfyczflipCAvSVR1LuV1d4gXM2A_ufwMxLTqWYFEjcWVWpQ_yz7TE9zeUSExi6oJEhSblSTCw0-KDmD-VJhAw9FtL5xwVCGcq44HSfiqNciupfHr0PsngKJ1VgqzylSlMVeccd0JL7-6mLbkuWFt2gZi8AS7cMidPEuxLhbcJteCCj944BLQijcQhJik9dqsj0-Mahowpw42B55RrvG1Abdvsg61uPXAn32jscTNYhKE-gU20s3kpJutIbgHetL7w2lrkGkhWNA7tol8ZYdZxlOMx6QMLbX9G6svg2n4S7nBvDnRsvrCKY_JxkmfDWsmAHCj2tFccO-Aycr3_P0X_-uyZ4fxdxA6mx0dfSEOEv5BGrNi8TI7RVu0eZVGi9CJvlEZd_5-Dbo_CdxohPtj8Mh88YD1AWXqs8FVDVR_MF_VnDIpN9Zc3iKLGeedaEto06ROh9hheWLb2GfWC5uoGWo_yjGTDdc0_3K6HYKHLVwVqX-0iaxFfDbVmAXacbqgkwBawWFrniq8sISRvA4NgOU4_kWG3jGZA5f8x8M1wPj6tSFdCnisMtmbUnO4yUmDosqYna035Ztre7R4KCBTpWYSjq3_kM5-FFGJ-bS9aWIA-gyMfSsd7taP-0IJSeYW5_yTniqGl65HrWMQKo5bL7aXjylaNOE91AbJZyEo4CBFEHx7KQQttLbmL1ZqlglqyO7A=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJk7J4bY4nP_QgExlx3cihOTVRNsXVmjihImS4fLXDNWG5wpw=s96-c
3
2 a önce
tuncaykorkmaz1572

Şu yazılanların onda birini idrak edebilsek ve dahi uygulayabilsek sorunların on kat hızla giderilebilecegini de müşahede edebilirdik sanırım.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
1
2 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocIpQ6BOrYQJyh_siMF3-gyxhGnJjR9gsgXs6cC5R91_KnfF_w=s96-c
k99549232542

Ayna berraksa mümkün İnsanda görmek kendini. Ya körse ayna da insan gibi!

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
1
2 a önce
akyolaydin75

Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.

https://lh3.googleusercontent.com/a/AGNmyxY5BfLmt7gsCpRt66ZuscYGj-sZmGtYjLwzXQcW=s96-c
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocI95EffE6tirnmIdIBe6tvplN0WU9xwf0hEoJGbsblcv7-YUQ=s96-c
2
2 a önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.