Türkiye''deki komplekssiz aydın tipolojisinin önemli portrelerinden biri olan Taha Akyol''un CNN Türk''teki “Eğrisi Doğrusu” programının konuğu Başbakan Başdanışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu idi.Programı izlerken aklıma nedense çoğunlukla Cüneyt Ülsever geldi..O Ülsever ki, “Stratejik Derinlik” isimli kitabın yazarı Ahmet Davutoğlu''na “habire” yüklenir ve yazılarında özetle şöyle der:“Başbakanlık Ofisi''ne yakın duran ''stratejik derinlik politikası'', adeta içinde Dışişleri Bakanlığı uzmanlarının
Türkiye''deki komplekssiz aydın tipolojisinin önemli portrelerinden biri olan Taha Akyol''un CNN Türk''teki “Eğrisi Doğrusu” programının konuğu Başbakan Başdanışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu idi.
Programı izlerken aklıma nedense çoğunlukla Cüneyt Ülsever geldi..
O Ülsever ki, “Stratejik Derinlik” isimli kitabın yazarı Ahmet Davutoğlu''na “habire” yüklenir ve yazılarında özetle şöyle der:
“Başbakanlık Ofisi''ne yakın duran ''stratejik derinlik politikası'', adeta içinde Dışişleri Bakanlığı uzmanlarının olmadığı bir politika haline dönüşüyor.. Ancak, taban politikasında kullandığı harita milli görüş merkezli.. Tavan politikasını ise reel politika üzerine oturtmaya çalışıyor.”
Önce bu sözleri analiz etmeye çalışalım..
1) Tabanın milli görüş''ten gelen bir taban olması, ayıp mıdır? Diyelim ki Ak Parti “ayıplı” bir partidir ve bu ayıp da milli görüş geleneğinden geliyor oluşundan kaynaklanmaktadır. Peki milli görüşün doğduğu Demokrat Parti, hangi partiden doğmuştu?
2) Tabanı milli görüş''ten oluşuyorsa ve bu taban Ülsever''in ima ettiği üzere anti-semitik düşünceye yakın ise, bu düşüncenin oy verdiği bir liderin hele şu konjonktürde İsrail''e gitmesinin hiç mi cesaret unsuru taşıyan bir yönü yoktur?
3) Anti-Amerikancılığın, daha doğrusu tüm ülkelere karşı hasmane tutumun tehlike arz ettiğini bu köşede ben de sık sık vurguluyorum. Fakat bu durum “Örneğin, kendisini iktidar yapan tavan unsurlarından birisi ABD..” diye yazarak, serbest bir seçimde hür oylarla seçilmiş bir başbakanın ABD''nin tüm dış politik argümanlarına evet demesinin mazereti mi olmalıdır?
4) Halkının büyük çoğunluğunun Filistin''e destek verdiği kaç ülke vardır ki, o ülkenin başbakanı İsrail''e gitmiş olsun.. Veya, ABD ile stratejik işbirliği yapmakta olan kaç ülke vardır ki, o ülkenin lideri İran''a, Suriye''ye ve Filistin''e gitmiş olsun..
5) “Çok boyutlu dış politika” uygulamak mı büyük devletlerin işidir, yoksa “tek yanlı politika” mı? Çok boyutlu dış politika uygulamak, ABD''ye kafa tutmak mıdır?
6) Çok boyutlu dış politika uygulamak, ABD''ye kafa tutmak anlamına geliyorsa, Türkiye''nin AB''den müzakere takvimi alması için gösterdiği gayrete ABD niçin tam destek verdi?
7) Ahmet Davutoğlu''nun kitabını okudum. Anılan kitabı, Cüneyt Ülsever''in okuyup okumadığını bilmiyorum. “Stratejik Derinlik” isimli kitabın hangi paragrafında “ABD ile ilişkileri keselim” diye bir cümle geçiyor?
8) Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu üçlüsünün, Dışişleri mantalitesine ve stratejisine ruh getiren “vizyoner ve aksiyoner” politik açılımlarını küçümsemek, kronik bir muhalefet anlayışının tezahürü değilse, nedir?
9) Tarihin hangi döneminde ve hangi ülkede, dış politika ile ilgili stratejiler iki yıl içinde şekil bulmuştur?
10) Bununla beraber, “ABD Başkanı''ndan randevu almak için İsrail''e gitti..” demek ne demektir? Yani ben, tatil yapmak amacıyla Temmuz ayında Rize''ye gitsem, Başbakan''dan randevu koparmak için mi gitmiş olurum?!
11) Ermeni meselesi, Kürt sorunu, KKTC problemi bu hükümet zamanında mı ortaya çıktı?
12) Ak Parti hükümeti döneminde Ermeni soykırımı mı tanındı, PKK ile masaya mı oturuldu, KKTC''den bir santimetrekare toprak mı verildi?
Evet, Ak Parti''nin bazı konularda tam anlamıyla bir başarı sağladığını iddia etmek zor..
Ancak dış politikada muazzam bir başarıya imza attığını görmemek için bir kişinin ya “strateji”yi bilmiyor olması gerekiyor. Ki bu, bir “trajedi”ye işaret eder..
Ya da “derinlik” kavramından bihaber olması gerekiyor. Bu cehalet ise, “sığlık”la eş anlamlıdır..
