Yine forex batağı…

00:0010/04/2014, четверг
G: 12/09/2019, четверг
Fevzi Öztürk

Türkiye"nin yeni finanszedeleri hayırlı olsun! Dün basına düşen haberlere göre on beş yıldır forex piyasalarında işlem yapan bir kurum iflas etti.Merdiven altı yani yetkili kurumların denetimlerine tabi olmayan kurumun iflas etmesiyle, bu kurumda işlem yapan binlerce kişinin de toplam 15 milyon lirası battı.Bundan beş yıl önce forex işlemleri ve kurumlarıyla ilgili yazdığımız yazıdan sonra finans piyasalarında her şeyi müşteriden aldıkları komisyondan ibaret zanneden bazı "aklıevvel piyasacıların"

Türkiye"nin yeni finanszedeleri hayırlı olsun! Dün basına düşen haberlere göre on beş yıldır forex piyasalarında işlem yapan bir kurum iflas etti.

Merdiven altı yani yetkili kurumların denetimlerine tabi olmayan kurumun iflas etmesiyle, bu kurumda işlem yapan binlerce kişinin de toplam 15 milyon lirası battı.

Bundan beş yıl önce forex işlemleri ve kurumlarıyla ilgili yazdığımız yazıdan sonra finans piyasalarında her şeyi müşteriden aldıkları komisyondan ibaret zanneden bazı "aklıevvel piyasacıların" ciddi anlamda eleştirilerine maruz kalmıştık. Bu saldırılara cevap olarak ise bu köşeden birkaç forex yazısı daha yazmıştık.

Kaldı ki; o tarihte bu kurumların birkaçı dışındakilerin tamamı denetim dışındaydı. Yurtdışındaki kurumlar belli denetimlere tabi olurken, bizde "mantar gibi çoğalan" bu kurumlar yasal boşluklardan dolayı maalesef hiçbir denetime tabi olmadıkları gibi, bu işlemlerden doğan kazançlara vergi de yoktu.

Hiçbir güvencesi olmayan bu kurumlarda binlerce insanın parası buhar oldu gitti.

Bu kurumların bazıları ancak 2011 yılında denetim altına alınabildi. Piyasaya denetim ve çeki düzen verildi. Takasbank işlemlerde aktif rol aldı.

Ancak halen denetim dışı çalışan kurumlar var.

Dün iflas eden de denetim dışında kalan bir kurumdu. Dolayısıyla o kurumla iş yapanların hiçbir güvencesi olmadığı için bu saatten sonra yatırdıkları paraların üzerine bir bardak soğuk su içmeleri gerekiyor.

Ne manidardır ki geçtiğimiz ay ortasında İstanbul Forex Şenliği! yapıldı ve ardından da bu olay patladı.

Binlerce insanın battığı ve Türkiye"de bireysel yatırımcıların halen kumar zihniyetiyle işlem yaptıkları bu piyasanın çekiciliği nereden geliyor? diye sorulabilir. Bunun cevabı: bu piyasanın az parayla çok (misli) para kazanabilmeye imkân vermesindendir. Bu nedenden olsa gerek; Türkiye"de bu işlemler her geçen gün büyüyerek günlük 60 milyar dolara ulaşmıştır.

Dünyadaki forex işlemlerinde dönen bir günlük paranın toplamının kaldıraç etkisiyle 53 trilyon doları bulduğu tahmin ediliyor. Bu rakam Almanya"nın bir yıllık milli gelirinin 15,5, Çin"in ise 6,5 katıdır.

Döviz ticareti anlamına gelen "Foreign Exchange" sözünün kısaltılmış hali olan FX ya da Forex diye bilinen, para birimlerinin kendi aralarındaki fiyat hareketlerinden kazanç sağlamaya yönelik oluşturulmuş bu piyasada 24 saat aralıksız işlem yapılabilmektedir.

Forex aslında çok teknik bir piyasa, birçok değişken söz konusu. Bunun içindir ki dünyanın en riskli piyasası olarak kabul edilir. Finansa aşina olmayanlar kaybetmeye mahkûmdur…

Bazı pozisyonlarda elinizdeki paranın 400 katına kadar işlem yapabilirsiz. Yani elinizdeki 1000 dolarla 400 bin dolarlık alım-satım yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla kârınız ve zararınız da 400 bin dolara göre belirleniyor. Bireysel yatırımcılar çoğunlukla kaybediyor.

Türkiye"de maalesef finansal altyapısı ve bilgi birikimi bu piyasada işlem yapmaya müsait olmayanlar bir de merdiven altı kurumlara bulaşınca acı sona mahkûm oluyorlar.

Forex işlemlerini yapmaya 37 kurum yetkili, diğerleri merdiven altı. Denetim altındaki kurumlarda işlem yapanların sayısı 14 bin civarında. İşlemlerin büyük çoğunlu dolar/lira üzerine yapılıyor. Bu nedenle 17 Aralık sürecinde doların lira karşısında ani yükselmesiyle birçok insan parasını batırmış durumda.

Forex piyasasında batış iki şekilde oluyor. Ya dünkü örnekte olduğu gibi denetim dışı kalmış kurum iflas bayrağını çekiyor. Ya da aldığınız pozisyon sonucunda anaparanız eriyor.

Forex yatırımlarının fıkhi boyutunu bizim dikkat çekmelerimizin ardından Sayın Hayretin Karaman Hocam YeniŞafak"taki köşesinde yazmıştı (26 Mart 2010 Y.Şafak)

Önceki yıllarda kumar diye nitelendirdiğim ve piyasanın içinden biri olarak tepki aldığım (kaldı ki halen aynı düşüncedeyim) bu piyasada, bu kadar riske rağmen misli şeklinde kazanma hırsıyla yatırım yapanların durumunu da bir psikologun kaleme alması gerekiyor anlaşılan…