Miraç olayı ile ilgili, şimdiye kadarki okumalarımdan aldığım notları tekrar test ederek sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ve din akıldan önce nakle dayanır. Akıl naklin ve eşyanın, kısaca var olanın doğru anlaşılmasının aracıdır.
Mucize bizim bildiğimiz ve tanıdığımız tabiat kanunlarını aşan, onlara bağlı kalmayan, Allah'ın peygamberlerine ikramı, harikulade olaylardır. Böyle olayları bilimsel yollarla yani fiziğin kanunlarıyla açıklamaya kalkışmak da, açıklayamadığını inkâr etmek kadar hatalıdır. Mucize söz konusu olunca mesele bir iman meselesi olur. Ve mümin Resulüllah'ın açıkça bildirdiklerine inanır. Bunlar ister Kur'an-ı Kerim'de bulunsun, ister o kendi sözleriyle anlatmış olsun fark etmez. Çünkü Kur'an-ı Kerim'i bize bildiren de odur.
, bildiğimiz fizik kanunlarına aykırıdır.
. Fizik dünyadaki kanunları yaratan, elbette zamanı geldiğinde o kanunlara aykırı şeyler de yaratabilir.
Mesela canlıların en küçük parçası olan bir hücrenin içinde olup bitenler de, bildiğimiz en büyük gök cisimleri arasındaki akıl almaz ilişkiler de, bu ikisi arasındakiler de birer mucizedir. Biz bunları bilmeseydik aklımızla böyle muhteşem bir düzenin olabileceğini kabul edemezdik.
İşte meseleye böyle bakamayan,
Miraç'ta cereyan eden pek çok olayı, böyle şeyler olamaz, zaten bunlar mütevatir haberlerle gelmemiştir diyerek inkâr ederler. Oysa biz Kur'an-ı Kerim'de ve sahih sünnette bir şeyden söz ediliyorsa ona iman ederiz, sonra onu anlamaya çalışırız. Ama anlayamamamız imanımıza zarar vermez.
Miraç da zaten merdiven gibi bir yükseltici demektir. Bu iki aşamalı seyr-i sülükün birincisi olan İsra Kur'an-ı Kerim'de açıkça anlatılır. İsra Suresi de ismini buradan almıştır.
İkinci aşama
. Miraç Kur'an-ı Kerim'de çok açık ifadelerle anlatılmaz. İsra Suresi'nin bazı ayetleri ve Necm Suresi'nin ilk on sekiz ayeti ona müteşabih, yani sembolik denilebilecek ifadelerle işaret eder. Miraç olayının teferruatını ise Resulüllah anlatır ve onun anlattıkları hemen bütün hadis kitaplarında mevcuttur. Zorunlu bilgi/tevatür ifade etmedikleri için bunları inkâr edene kâfir denmez ama sahih olmanın en üst seviyesinde bulundukları için inanmayan dalalete düşer, bidatçı olur.
, birincisi bize daha mümkün gibi geliyor diye düşünmekten başka ne olabilir? Oysa mümkün gözükmeyeni mümkün kılan O'dur.
Resulüllah'ın her bir semada bir peygamberle görüşmesi, Mescid-i Aksa'da peygamberlere topluca namaz kıldırması,
Sonra bu seyir esnasında gördüğü yetim malı yiyenlerin, gammazların, faiz yiyenlerin vb kötü manzaraları, zinakârların güzel kebaplar dururken leş yiyor olmaları, zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlara yapılan işkenceler... vb. Bunların hepsi dünyada yapılanların karşılıklarının bir başka varlık boyutunda görülmesidir. Dünya ölçülerine vurarak bunların olamayacağına hükmetmek dar anlayışlılık olur.
Bununla ilgili hadisi şerifler ittifakla gelen son derecede sahih hadislerdir. Meseleyi yine mucize şartlarında ve sembolik mesajlar olarak anlayabiliriz. Hz. Musa'nın söz konusu edilmesi, Kurtubî'nin dediği gibi, onun getirdiği ibadetleri Yahudilerin çok bulup yapmaması gibi bir tecrübesinin olmasından olabilir.
Devam edeceğiz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.