Genç irade

04:0011/11/2018, Pazar
G: 11/11/2018, Pazar
Faruk Beşer

Sözüm yine gençlere, çünkü gençlerin iradeli olmaları yaşlılarınkinden daha önemlidir. Başarısız olmamızın ana sebeplerinden biri, irademizi kontrol edemeyişimizdir. Yaşlılık dönemine kadar iradesini eğitip kontrol edememiş birisinin bundan sonra iradeli olabilmesi en az iki kat daha zordur.İrade Türkçe’de galatımeşhur olarak azimli ve kararlı olma yerinde kullanılır. Aslında irade dileme, isteme demektir. Murad etme kelimesi buradan gelir. Bir de azmetme vardır ki, o da karar verme, kararında sebat

Sözüm yine gençlere, çünkü gençlerin iradeli olmaları yaşlılarınkinden daha önemlidir. Başarısız olmamızın ana sebeplerinden biri, irademizi kontrol edemeyişimizdir. Yaşlılık dönemine kadar iradesini eğitip kontrol edememiş birisinin bundan sonra iradeli olabilmesi en az iki kat daha zordur.



İrade Türkçe’de galatımeşhur olarak azimli ve kararlı olma yerinde kullanılır. Aslında irade dileme, isteme demektir. Murad etme kelimesi buradan gelir. Bir de azmetme vardır ki, o da karar verme, kararında sebat etme ve ısrarlı olma demektir. İşte irade Türkçe’de bu anlamda kullanılır. Ya da bizim dilimizdeki ‘irade’ kelimesinde hem dileme, hem azmetme, kararlı olma ikisi birden vardır. O halde irade istekli, azimli ve azminde kararlı olma olmuş olur. Yahut irade bir işe istekli olmanın başlangıcı, azim ise bu isteğin kesin bir karar halinde sürdürülmesidir.

İradenin bir nebze tevarüs edilen, büyük ölçüde de eğitilerek kazanılan yönü vardır. Bazı insanlar irade açısından daha dirençli ve daha kararlı yaratılmış olabilirler. Ama iradenin eğitimle alakası açıktır ve daha fazladır.

Uzun bir süre yoğun çaba, sabır ve sebat isteyen işlerde güçlü bir iradeye sahip olma başarının en öncelikli sebeplerindendir. O halde iradeli olmanın sabırla da çok yakın ilişkisi vardır. Sabır ise farz bir ibadettir. Allah’ın bizden yapmamızı istediği her şey farz ve ibadet olduğuna göre sabrı Allah’ın Kuranıkerim’de defalarca istemiş olması onun da önemli bir farz ibadet olduğunu gösterir. O halde iradeli olma, ya da iradesini güçlendirme de bir ibadet olmuş olur.

İradeli olma bir ibadettir

İradeli olabilmenin belki de en etkili yolu, işte onun böyle bir ibadet olduğunu, iradeli olmayı bizzat Allah’ın istediğini, O’nun iradeli olanları sevdiğini bilmemizdir. Birazcık imanı olan herkes bu bilgiden büyük bir teşvik alır. Diğer sebepleri de bir miktar oluşturunca iradeli olması kolaylaşır.

Uhut Savaşı öncesi inen şu ayeti kerimelere bakın:

‘Meseleyi onlarla istişare et. Ama kararını verdiğinde, artık Allah’a tevekkül et. Allah kendine güvenenleri sever. Eğer Allah size yardım ederse sizi artık kimse mağlup edemez. Ama O sizden desteğini keserse O’nun dışında size kim yardım edebilir? O halde müminler sadece Allah’a güvensinler (Âl-i İmran 159, 160)’.

Demek ki işin başlangıcında bir bilgilenme ve istişare ederek başkalarının bilgilerinden de istifade etme var. Bunu yaparsanız artık azmedebilir ve Allah’a güvenip dayanabilirsiniz. Zaten kulun kendi yapması gerekeni yapmadan Allah’a tevekkül ediyorum, güveniyorum demesi tevekkül değildir, kendini aldatmadır. Kendi yapması gerekeni yapmayan Allah’tan ek destek alamaz. Sanki Allah, elini bana uzat ben senin elinden tutarım, dediğinde parmağını dahi kıpırdatmadan, ben Allah’a güvenip tevekkül ediyorum, O bana yardım eder denmesinin anlamsızlığı gibi.

Aklını kullanabilmek

Akıl kelimesinin en önemli iki manası alaka kurma ve engel olma demektir. O halde akıl, olaylar ve sonuçları arasındaki ilişkiyi görebilme ve kendisini kötü olandan uzaklaştırabilmedir. Bu sebeple akıl Kuranıkerim’de hiç olumsuz anlamda kullanılmaz. O adeta vahyin insandaki bir temsilcisidir. Vahiy bize hep doğru şeyler söylediği gibi, akıl da hep doğru olanları söyler. Ne var ki, akıl tek başına her zaman doğruya ulaşamaz. Önce sağlam bilgiye, sonra sağlam bilgisi olanlarla istişareye ihtiyaç vardır. Onun için bizde akıl tek başına bilginin kaynağı değildir. Akıl şeytani bir zekâ ve kurnazlıktan başka bir şeydir. Onlarda nefsin arzuları önde olabilir. Akıl ise ön yargılar değil, sağlam bilgiler ve tefekkür üzerine oturur. Tefekkür delillerden, ya da parçalardan hareketle, imgesi hayale getirilebilecek şeyler üzerinde düşünüp sonuca varmadır. Buradan tefekkürsüz akletmenin olamayacağını çıkarabiliriz.

Şimdi bu söylediklerimizi mesela sigarayı terk etmeye uygulayalım. Bunun için önce sağlam bilgiye ihtiyacımız vardır. O halde en azından şunları bilmeliyiz: Bilim sigaranın safi zarar olduğunu söylüyor. Bütün kanser çeşitlerinin yüzde sekseninin sebebi sigaradır. Sigara pis kokuludur ve içenin etrafındakileri rahatsız eder. Sokakları da kirletir. O halde sigara içme önemli bir kul hakkı ihlalidir. Kul hakkından kurtulmak ise kolay değildir. Bedene ya da başkalarına zararlı şeyleri Allah yasaklamıştır, O, yasakladığı şeyleri sevmez. O halde sigara Allah’ın sevmediği bir şeydir. Buraya kadarkiler bilgilenmedir. Sonra içmemizin asıl bize zarar vereceğini düşünüp tefekkür ederiz. Allah’ın sevmediği bir şeyi yapmanın O’nu kırma ve kızdırma olduğunu düşünürüz. Böylece sigarayı bırakma konusunda hem maddi hem manevi bir teşvik edinmiş oluruz. İradeli olma konusunda böyle olmayanlara karşı iki kat gücümüz olmuş olur. Duygularımızın dediğine bakmadan aklımızı kullanır ve böyle zararlı bir şeyden kurtulma irademizi devreye sokarız. Sonucun iyi olacağı kesindir.

Önemli bir olayı hatırlatarak devam edelim.

#Türkiye
#Gençlik
#İrade