Faiz riba mıdır?

04:0025/10/2015, Pazar
G: 13/09/2019, Cuma
Faruk Beşer

Faizin en çirkin haramlardan biri olduğu konusunda hiçbir Müslümanın tereddüdü olmaz. Çünkü bir haramı Kur'an-ı Kerim'de bizzat Allah zikrediyor ve kötülüğüne vurgu yapıyorsa demek ki o çok büyük bir haramdır. Büyük olması, zararı sadece onu yapanla sınırlı kalmayıp, başkalarına ve işte faizde olduğu gibi aslında bütün bir topluma sirayet etmesi sebebiyledir.Hz. Peygamber de faizi “yedi helak edici günahtan” biri olarak sayar. Mümin bundan kuşku duymaz. Ama bugünkü meselemiz, ticari ilişkiler değişip

Faizin en çirkin haramlardan biri olduğu konusunda hiçbir Müslümanın tereddüdü olmaz. Çünkü bir haramı Kur'an-ı Kerim'de bizzat Allah zikrediyor ve kötülüğüne vurgu yapıyorsa demek ki o çok büyük bir haramdır. Büyük olması, zararı sadece onu yapanla sınırlı kalmayıp, başkalarına ve işte faizde olduğu gibi aslında bütün bir topluma sirayet etmesi sebebiyledir.

Hz. Peygamber de faizi “
yedi helak edici günahtan
” biri olarak sayar. Mümin bundan kuşku duymaz. Ama bugünkü meselemiz, ticari ilişkiler değişip karmaşık bir hal alınca hangi işlemde, hangi sebeple faizin cereyan edeceğini, hangisinde etmeyeceğini anlama meselesidir. Mesela:
Forex, finansal kiralama (leasing), faktoring, forfaiting, hisse senedi borsası, emtia borsası, ticari sigorta, döviz işlemleri, sukûk, teverruk, promosyonlar
gibi pek çok yeni uygulamanın faizle temas noktaları herkes için çok net değildir. Bunu anlayabilmek sanıldığından da zordur. Meselenin dini hükmü söz konusu olduğunda bu zorluğu tek başına ne ekonomistler, ne de fıkıhçılar aşabilirler. Bu sebeple bize, neden problemlerimizi halletmiyorsunuz diyen ticaret erbabı insaflı olmalıdır.

Daha önce sözünü ettiğimiz, faizin yetmiş küsur şeklinin olduğunu söyleyen hadisi şerif işte bu farklılaşmaya ve karmaşaya işaret ediyor olmalıdır. İleride kim bilir daha neler çıkacaktır.

Biz yine de faizle ilgili olarak biraz bildiğimizi sandığımız bazı noktalara değineceğiz.

Faiz ile riba aynı şey midir?

Her iki kelimenin anlamlarındaki ortak çizgi, ikisinin de bir artışı, bir fazlalığı ifade ediyor olmalarıdır. Faizde, yanıltıcı da olsa bir fazlalık bulunduğu için ona Türkçe'de olduğu gibi faiz, ya da Arapçada olduğu gibi riba denmiştir. Bunu bazen faide, nema, getiri, ürem, murabaha, tefecilik kelimeleriyle de anlatırlar.

Her ikisi de Arapça olduğu halde Türklerin ayrı Arapların ayrı anlamda kullandıkları başka pek çok kelime vardır. Mesela Arapça asıllı '
istismar
' kelimesinin Türkçe'deki anlamı kötüye kullanma, Arapça'daki anlamı yatırımdır. Bizim istismar dediğimize ise onlar '
istiğlal
' derler. Arapça asıllı '
itimat
' kelimesi Türkçe'de güven demekken Arapça'da kredi yerine kullanılır. Dolayısıyla farklı kelimeler olduklarına bakarak 'riba' ile 'faiz'in ayrı şeyler olduğunu söylemenin bir anlamı olmaz.

Bazılar ribanın, İslâm öncesi Arap toplumunda uygulanan
katlamalı faiz şekli
olduğunu, dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'in yasakladığının da sadece bu olduğunu söylerler. Bu katlamalı faizi ileride biraz daha açacağız.

Oysa Elmalılı Merhum der ki: “Bugünkü faiz işlemleri keyfiyet bakımından cahiliyenin bu âdetinden başka bir şey değildir. Zaman zaman faizin miktarının ve şekillerinin azalması veya çoğalması muamelenin niteliğini değiştirmez. İşte cahiliye Arap örfünde riba tam anlamıyla günümüzdeki paraların faizi veya neması tabir olunan fazlalığıdır. Karzda (borç verilen parada) ve düyûnda (alışverişten doğan borçta) uygulanması da böyledir”. Yani Kur'an-ı Kerim'deki ribaya Türkçe faiz dendiğinde onun mahiyeti değişmiş olmaz demek ister.

Bazılar da
küçük ölçekli tüketim kredilerine riba, büyük ölçekli üretim kredilerine ise faiz derler
ve haram kılınan şeyin faiz değil riba olduğunu söyleyerek üretim kredilerindeki faizi aklamaya çalışırlar. Bu da kelime oyunundan başka bir şey değildir. Çünkü ihtiyaca dayalı tüketim kredisiyle üretim kredisini birbirinden ayırabilmek mümkün olmayabilir.

Şöyle bir iddia da, bir yönüyle anlamlı olmakla beraber faizle ribanın birbirinden tamamen farklı şeyler olduğunu göstermez. Derler ki, bugün faiz denen uygulamalarda öyleleri vardır ki, İslam'a göre onlar riba sayılmazlar. Aksine İslam'ın riba dediği bazı uygulamalar da bugün faiz denmez. O halde riba ile faiz farklı şeylerdir. Bugünkü sistemlerle İslam'ın faiz anlayışlarında farklılıkların bulunduğu doğrudur, ancak bu faizle ribanın ayrı şeyler olduğu anlamına gelmez. Adına ister riba densin, ister faiz densin, haram olan faiz İslam'ın faiz dediği şeydir. Bunu riba ile de ifade edebilirsiniz.

Faiz kısaca
mübadeleli akitlerde taraflardan biri lehine şart koşulan karşılıksız fazlalıktır
. İşte bu karşılığı olmayan miktar haksız kazançtır çünkü servetin, muhtaç olanlardan zenginlere doğru hiçbir şey karşılığında akıtılması anlamına gelir. Bu özellik bulunduktan sonra ona faiz ya da riba denmesi hiçbir şeyi değiştirmez. Hatta bugünlerde paranın aslında faiz olan bazı getirilerine 'nema' tabir edilmesi de onları İslam'a göre faiz ya da riba olmaktan çıkarmaz.

O halde
riba
ve
faiz
ayırımına dayalı farklı hükümlerin oluşturulmaya çalışılması doğru ve anlamlı değildir. Almalı ve vermeli (mübadeleli) işlemlerde taraflardan her birinin aldıklarının karşılığı vardır ya da yoktur. Yoksa bu bir faizli işlemdir ve faiz/riba Kur'an-ı Kerim ifadesiyle bir zulüm aracıdır. Hz. Peygamber'in ifadesiyle de “
faizin her türlüsü haramdır ve hepsi ayaklarımın altındadır”.

Devam edeceğiz
#faktoring
#forfaiting
#hisse senedi borsası
#emtia borsası
#ticari sigorta
#döviz işlemleri
#sukûk
#teverruk
#Faiz