Allah Ömer’den razı olsun

Kuranıkerim ve Sünnet’in dışında olup gerçeğe isabet eden güzel sözlerin de hikmet olduğunu söylemiştik. Müminin hedefi hikmete ulaşmaktır. Hikmet, Hakîm olan Allah’ın hükmüne uygun olan, ona ters düşmeyen söz ve davranışlardır. Demek ki, hikmet O’nun hükmünü bilmeye de bağlıdır. Ta ki, ona zıt düşünceleri hikmet sanıp bohçamıza doldurmayalım. Bu ölçülerle Hz. Ömer’in sözlerini topluyordum, burada yazamayacak kadara çok olduğunu görünce şu vereceğim seçmelerle yetinip sonlandırmaya karar verdim.

“İlim üç şey için öğrenilmez, üç şey için de bırakılmaz. Bilgiçlik taslamak, övünmek ve onunla gösteriş yapmak için öğrenilmez. Utandığı için, ona ihtiyacı olmadığını sandığı için, cahilliğe razı olduğu için de terkedilmez”.

“Hesaba çekilmezden önce siz kendinizi hesaba çekin, tartılmazdan önce siz kendinizi tartın. Çünkü böyle yapmanız, hiçbir şeyin gizli kalmayacağı şekilde Allah’a arz edileceğiniz gün tartılmanızdan daha kolaydır”.

“Nefislerinizin şehvetlerini kontrol edin, onlar sizi kötülüklere sürükler. Çünkü hakikat ağırdır, acıdır, batıl ise hafiftir, caziptir. Bir hatayı hiç yapmamak, onu tövbe ile silmekten daha iyidir. Nice bakışlar vardır ki, kalbe şehvet tohumları eker ve nice bir anlık şehvetler vardır ki, uzun hüzünler doğurur”.

“Ey insanlar, karnınızı tıka basa dolduruncaya kadar yemek yemekten sakının. Çünkü bu namaza karşı tembellik doğurur, sağlığınızı bozar, hastalıklara sebep olur. Allah göbekli ve şişman insanları sevmez. Beslenmenizde orta yolu tutun. Çünkü sağlık için bu daha kolaydır, israfı da önler, Allah’a yaptığınız ibadetinizi daha içten yaparsınız. Kul canının istediklerini/şehvetini dininden öne alınca helak olur”.

“Kızlarınızı çirkin buldukları erkeklerle evlendirmeye zorlamayın, çünkü onlar da sizin sevdiğinizi severler”.

“Yöneticiler ve davetçiler doğru yolda oldukları sürece insanlar da doğru yolda olurlar”.

“Âlimin sürçmesi, münafığın Allah’ın kitabını tartışması ve saptırıcı önderlerin hüküm vermesi yıkıcı şeylerdir”.

“Günaha batmış bir faciri ancak öyle olan birisi istihdam eder. Facir birisini bile bile işe alan da onun gibi facirdir”.

Halktan birine tokat atan bir valisini çağırıp onu, halkın huzurunda şöyle azarlamıştı: “Anneleri insanları hür doğururken, siz onları ne zamandan beri köle sanıyorsunuz!”.

“Vay bu dünya hâkimlerinin kâinatın hâkimi karşısındaki hallerine. Ama adaletin önderliğini yapanlar, hevasına, yakınlığına, istediğine ve istemediğine göre değil hak ile hükmedenler, Allah’ın kitabını her an gözlerinin önündeki bir ayna gibi görenler müstesna”.

“Tutunulacak yol, Allah’ın ve Resulü’nün çizdiği yoldur. Yanlış görüşlerinizi ümmete yol olarak göstermeyin”.

“Biz hayatımızın hayrını sabırla bulmuşuzdur”.

“Bana sabır ve şükür gibi iki binek verilse artık hangisine binersem bineyim hiç umurumda olmaz”.

“Kızdığı anı görmedikçe kişinin ahlakı, tamah ettiği anı görmedikçe de dini seni aldatmasın”.

Hz. Ömer tembel tembel oturan Yemenli bir grup görmüş ve niye böylesiniz diye sormuştu. Biz Allah’a tevekkül edenleriz (mütevekkilûn) demişlerdi. Ömer de, “Siz mütevekkilûn/tevekkül edenler değil, mütevakilûn’sunuz / yiyicilersiniz. Gerçekten tevekkül edenler tohumunu toprağa atar, Allah’a öyle tevekkül ederler” demişti.

“Birisine bir şey verdiğiniz zaman ihtiyacını giderecek kadar verin”.

“Dünyaya karşı zahit olma kalp için de beden için de bir rahatlıktır”.

“Zühdü de tarif edelim: Züht, senin dünyaya sahip olmaman değil, dünyanın sana sahip olmamasıdır”.

“Kulun amelinde taksiri olursa, kefaret olarak belalara maruz kalabilir”.

“Merhamet etmeyene merhamet edilmez, bağışlamayan bağışlanmaz, takva edip korunmayan korunmaz, tövbe etmeyen de affedilmez”.

“Malın fazlasını verene, sözün fazlasını içinde tutana Allah merhamet eder”.

“Nefsinin arzularından, tamahkârlıktan ve öfkeden kendini koruyabilen kurtulur. Söylenmesi gereken doğru sözün ötesinde hiçbir sözün hayrı yoktur”.

‘Bu ümmet adına ne imanı kendisini frenleyen müminden, ne de açıkça isyan eden fâsıktan korkarım. Korktuklarım, Kur’an’ı okuyup onu arzusuna göre yorumlayanlardır’.

‘Vallahi, gece kaim gündüz saim bin tane abidin ölümü; Allah’ın emrini anlamak için aklını kullanan, Allah’ın helal kıldığını helal, haram kıldığını haram bilen, ilmiyle amel eden ve ilminden insanların yararlandığı bir tek âlimin ölümü yanında çok küçük kalır. İsterse bu âlim farzlar dışında fazla bir şey yapıyor olmasın’.

‘İlim öğrenin ve onu insanlara öğretin. İlim öğrenebilmek için vakarı ve tevazuu da öğrenin. Öğrendiklerinize karşı da, öğrettiklerinize karşı da mütevazı olun. Ceberut âlimlerden olmayın. Yoksa ilminiz bir şeye yaramaz’.

‘Takvalı olanı Allah korur, korunan hayâlı olur, hayâlı olanın hatalarını Allah örter’.