Türk siyasetinin yeni sorunu: BOT Partisi!

04:0325/04/2023, Salı
G: 25/04/2023, Salı
Ersin Çelik

TCG Anadolu gemisinin demirlediği Sarayburnu Limanı’ndan Ahırkapı’ya kadar oluşan kuyrukları gördünüz değil mi? Bir gün değil iki gün değil, 24 Nisan’a kadar sürdü bu ilgi. Ben buna anlık değil, doğal ve etki bırakan “ gerçek etkileşim ” diyorum. Yani sabun köpüğü değil. Bir haftada 100 bine yakın kişi, ortalama 2 saat sıra bekleyerek ziyaret etmiş TCG Anadolu’yu. Gerçek etkileşim dedim, çünkü atlayarak ilerlemek yok, sıra beklemeyi ileri sarmak yok, sıkılınca bırakmak yok, ‘Sonra gelirim’ diye

TCG Anadolu gemisinin demirlediği Sarayburnu Limanı’ndan Ahırkapı’ya kadar oluşan kuyrukları gördünüz değil mi? Bir gün değil iki gün değil, 24 Nisan’a kadar sürdü bu ilgi. Ben buna anlık değil, doğal ve etki bırakan “
gerçek etkileşim
” diyorum. Yani sabun köpüğü değil. Bir haftada 100 bine yakın kişi, ortalama 2 saat sıra bekleyerek ziyaret etmiş TCG Anadolu’yu. Gerçek etkileşim dedim, çünkü atlayarak ilerlemek yok, sıra beklemeyi ileri sarmak yok, sıkılınca bırakmak yok, ‘Sonra gelirim’ diye kaydetmek yok ve en önemlisi de
“bot ziyaretçi”
yok. Çoluk çocuk saatlerce sıra beklemek var.

TCG Anadolu’nun pruvası neta, dümeni viya, rüzgârı da kolayına olsun…

Biz şu ‘Bot Partisi’ sorununa giriş yapalım. Adını ben koydum. Böyle bir parti hep vardı aslında. Sosyal medyanın, siyasetin sahadan ve gerçeklikten uzaklaşmasındaki rolü bu seçimlerde daha da belirginleşti.

Muharrem İnce’nin 2018 seçimlerinde, ilk turda yüzde 53 ile seçileceğine inanlar bu partinin doğal üyeleriydi mesela. O gece en büyük yenilgiyi BOT Partisi aldı ancak herhangi bir hezimet yaşamadan yoluna devam etti. Kimler mi bu partinin üyeleri? Yanıtını Muharrem İnce vermişti. Hatırlayalım 24 Haziran gecesini. İnce, seçimin sonuçları belli olduğu halde bir açıklama yapmamış ve sadece İsmail Küçükkaya’ya
“Adam kazandı”
mesajını atarak Erdoğan’ın zaferini hem ilan hem de yenilgisini kabul etmişti. Ancak, bu BOT Partisi üyeleri ne ‘Adam’ın kazandığına ne de İnce’nin kaybettiğine inanarak türlü senaryoları dolaşıma sokmuştu.

Bir Twitter hesabından BBC’ye yazılan şu ihbarı anımsatmakta fayda var: “Sesimizi duyuramıyoruz BBC. Muharrem İnce’nin eşi esir alındı! Erdoğan iç savaş tehdidi ile kaybettiği seçimi kazandı! YSK hâkimleri esir tutuluyor. Karşı çıkanlar istifa ettirilip esir alındı! Sesimizi duyur BBC!”

BBC’ye gönderilen “ihbar” bugün okuduğunuzda deli saçması gelebilir ancak Muharrem İnce, seçimin ertesi günü kameralar karşısına çıkana kadar benzeri yalanlar sandıktan çıkan sonuçların önüne geçmişti. “
Adam kazandı
” mesajından 15 saat sonra konuşan İnce’nin şu sözleri, Türk siyasetinin bu günlerine ışık tutacak önemli bir tespitiydi aynı zamanda: “
Beni kimse tehdit etmedi. Yok,
eşimi kaçırmışlar. Bunlar birkaç şizofrenin uydurmaları.”
İçinde bulunduğumuz zamana dönecek olursak… Cumhurbaşkanı adayı olduğu için CHP’liler tarafından linç edilen, itibar suikastlarına maruz kalan İnce,
CHP Genel Merkezi’nden yönetilen trol ordusu
olduğunu söyleyip, eklemişti: “
Bunlar zekâ özürlü
.”
Muharrem İnce, o trolleri ya da şebekeyi tahkir ediyor ama sosyal medyada kurdukları BOT Partisi 14 Mayıs’a giderken daha bir güçlü, daha organize. Şimdiden algı oluşturmayı başardılar. CHP’nin fonladığı TELE 1’i yöneten Merdan Yanardağ’ın, “oy pusulalarındaki mühürlerin saat 17’den sonra
Erdoğan’ın hanesine yürüyeceği
” safsatasının karşılık bulmasını sağladılar. Sözcü gazetesi de
“YSK bir oldubittiyle ‘Erdoğan kazandı’ derse”
manşetini öylesine atmadı. Çünkü seçim gecesinin kaotik zemini inşa ediliyor. Hazırda bekletilen
“Biz demiştik, yazmıştık. Bakın oldu”
cümlelerinin altı dolduruluyor.
Sadece haberler, komplo teorileri, kişiye özel duyumlar, yürüyen oy pusulaları değil.
Kaos senaryolarının merkezinde tahmin edildiği gibi Twitter
var. Kemal Kılıçdaroğlu’nun arife gecesi yayınladığı “Alevi” başlıklı video, mezhep siyaseti olarak kayıtlara geçecek ve seçimleri aşarak yeni bir kırılma başlatacak belki ancak başka bir etkisi daha olacak. Twitter verileri üzerinden inşa edilen algının odağında da bu video var. Şu zamana dek
30 milyon izlenme
, paylaşıldığı Tweet ise
106 milyon görüntülenme
almış. İzlenme ve görüntülenme farklı veriler. Ancak her iki rakam da olağanüstü. Neye göre mi? Türkiye’deki Twitter kullanıcı sayısı geçtiğimiz yıl 18 milyondu,
seçim sürecinde 20 milyona yaklaştığı
tahmin ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun Tweeti Türkiye’deki toplam takipçi sayısından beş kat daha fazla görüntülenmiş. Peki, bu mümkün mü?
Bot basarsanız, yani paraya kıyıp sahte gösterim alırsanız gayet mümkün.
Dilerseniz 300 milyonu da bulur. Benzer bir etkileşim; dışarıdaki insanlardan daha fazla Tweet atan
Selahattin Demirtaş’ın “amcaoğlu” paylaşımına da
verildi. Aynı anda en fazla 500 bin kişinin olduğu
mecrada Demirtaş’ın esprisi 63 milyon kişinin önüne düşmüş görünüyor.
BOT Partisi işte bu işleri yapıyor. Şişiriyor ve uçuruyor! Etkileşim üzerinden yapılan siyasetin ne amacı var peki? Birincisi; sahaya inmeden, oturdukları yerden siyasal iletişim çalışması yapılıyor. “Bakın herkes bizi konuşuyor. İzliyor, paylaşıyor. Kesin kazanıyoruz” algısı işleniyor. İkincisi ise yukarıda da bahsettiğim gibi 14 Mayıs gecesinin gündemi hazırlanıyor.
“Tweeti 106 milyon gösterim alan bir lider seçimleri nasıl kaybeder?
Edemez. Burada bir iş var, hile yapıldı” dedirtmek için gösterimler şişiriliyor. Bu verilere bir de naylon seçim anketlerini eklersek,
BOT Partisi’nin etkisinde kalanları 14 Mayıs gecesi sandıktan çıkan sonuçlara inandırmak pek
mümkün olmayacak.
#Siyaset
#Seçim
#TCG Anadolu
#Bot Hesap
#Twitter
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Ersin Çelik