Irkçı faşistliği yaşam biçimi haline getirmiş, mazlumun, çaresizin, düşkünün karabasan gibi üzerine çökmeyi marifet bilmiş, nefret saçmayı siyaset edinmiş ve maalesef bunda da muvaffak olmuş bir vaka Tanju Özcan.
CHP’li olması ya da herhangi bir partiye mensubiyeti şu saatten sonra hiç önemli değil. Aklı olanın, vicdanına kulak verenin böyle bir şahsın partisinde yer almadığı için şükretmesi gerekir.
İdeolojisi insan nefreti olan Özcan’ın 2024 yerel seçimlerinde yeniden Bolu Belediye Başkanı seçilmesi, Avrupa’daki ırkçı ve İslam düşmanı faşistlerin iş başına gelmesi kâbusuna eş değerdi hâlbuki.
Haliyle, böylesi bir profilden; mülki amir sorumluluğu, telafisi olmayan bir hatanın mahcubiyetini ve de vazifelerini yerine getirememenin pişmanlığını sergilemesini beklemek beyhudedir.
Peki, ne olacak, vefat eden 78 insanın hesabını kim verecek? Şehrin belediye başkanı, yönetmeliğin açıkça belirttiği görevlerini, büyük bir özgüvenle çıktığı Halk TV yayınında kabul etmiyor. Ortaya saçılan tedbirsizlikleri üstlenmiyor. Kamuoyunu sabote de ediyor. Şunu yapmakta fayda var; Tanju Özcan’ı yok sayalım. Yalanlarını, iftiralarını, salvolarını bir kenara koyalım. Akli selim şekilde oturup düşünelim ve şu sorulara yanıt bulalım: Bolu’daki yakıp, yıkan hadise neden ve nasıl yaşandı?
O halde bir kez daha altını çizelim; Kartalkaya’da 78 canımızı tedbirsizlik ve ihmaller zinciri sonucu kaybettik. İhmaller zinciri… Halkaları birleştirince Tanju Özcan zincirin sonuna denk geliyor. Çünkü Grand Kartal Otel, 1998’de hizmete girmiş. Nasıl bir denetimden geçerek hizmete girdiğini bilmiyoruz. Lakin Turizm Tesislerinin niteliklerine ilişkin yönetmelikte yapılan değişiklikle 07/12/2004 tarihinden önce inşa edilen turizm işletme belgeli otellerin yangın yeterlilik raporu alıp bakanlığa sunmaları şart koşulmuş. Aksi halde turizm işletme belgelerinin iptal edilmesi gerekiyor. Yani bu otelin faaliyet göstermesi için 7 Aralık 2004 tarihinden itibaren Bolu Belediyesi İtfaiyesi’nden gerekli kriterleri sağladığına dair rapor alması elzem. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Bolu Belediyesi’nin otel hakkında düzenlediği itfaiye raporlarının “olumlu” olduğunu söylüyor. Belediye Başkanı Tanju Özcan ise itfaiyenin, 2007’den beri herhangi bir olumlu rapor düzenlemediğini iddia ediyor. Bakın “iddia” diyorum, çünkü Özcan’ın İsmail Saymaz’a servis ettiği belgeler kendisini yalanlıyor. Anlıyoruz ki, Bolu Belediyesi İtfaiyesi 12 Aralık’ta oteli denetlemiş. Yangın güvenliği uygunluk raporunu olumsuz tutuyor. Otel de denetleme başvurusunu geri çekip, aynı dosya numarası üzerinden bu kez 70 metrekarelik kafeterya için rapor istiyor. Bu da aleni ihmal ve itiraf. Usulsüzlük, yangından günler önce resmen örtbas edilmiş. Fakat demiştim ya Tanju Özcan’ı bir kenarda tutalım. Ondan önce şehri, 15 yıl boyunca (2004-2019) AK Parti yönetti. Madem belediyenin ihmali söz konusu, dönüp o dönemki idarecilerin de yetki ve sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerine bakmak gerek. Bu otel 27 yıldır orada. En azından 2004 yılından sonra turizm işletme belgelerini hangi denetlemeler sonucunda aldığı kayıt altına alınmıştır. Çünkü Grand Kartal Oteli’nin bu süreçte çok sayıda denetimden geçmiş olması gerekiyor.
Yangın faciası yaşanınca anlaşıldı ki, olması gereken 2 yangın merdiveni de iç kısımdaymış. Isıya duyarlı yangın alarmı çalışmamış. Duman sensörleri devreye girmediği gibi bazı katlarda zaten işlevsizlermiş. Büyük bir bölümü ve dış cephesi ahşap olmasına rağmen otelde yağmurlama sistemi de yokmuş. Günlerdir konuşuluyor, bu konaklama tesisi yamacın kenarına neredeyse sıfır yapıldığı için yangın söndürme ekipleri arka tarafına müdahale edemedi. Sadece çıplak gözle görülen mimari ihmal bile, turizm işletme belgesinin itfaiye raporuna gerek duymadan iptaline ve otelin kapısına kilit vurulmasına yeterli gelmez miydi? Ortaya çıkan ihmaller zinciri orada otel inşaatının projelendirilmesine kadar dayanıyor. Öyle görünüyor ki bu otel bu zamana dek kâğıt üstünde denetlenmiş. Ya da hayati eksiklikler görmezden gelinmiş ve Bolu Belediyesi’nin yaptığı yangın denetlemesinin iptali gibi kılıflar uydurulmuş. Sahibinin; nüfuzuna, şehri satın alma gücüne, bir odanın bir gecelik gelirinin yüzde 20’siyle kurabilecek yangın tertibatına gerek duymayacak para hırsına hiç değinmiyorum. Terör saldırısı yapsa ancak böyle bir katliama neden olabilirdi.
İhmaller zincirinin en başına gidilmezse, gerçek anlamda bir inceleme yapılmazsa bu facianın hesabı sorulamaz ve siyasi hesaplaşmanın ötesine geçmez. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bolu’daki cenaze töreninde ne kadar mahzun, üzgün olduğunu gördük. Gözyaşı taneleri düştü ekranlarımıza. Ancak ihmallerin zincirini kırmaya çalışanlar, kendi suçunu başka suçlulara yıkıp sıyrılmaya çalışanlar, o gözyaşlarının arkasına gizlenememeli.
Bitirirken özellikle vurgulamak istiyorum ki, Türkiye’de çok sayıda kayak tesisi ve buralarda onlarca otel var. Hangisi yangın yönetmnliğine uygun acaba? Hangileri gerçek anlamda itfaiye denetimi geçirdi? Ya da hangi belediye, “bizim yetki alanımızda” değil diyerek gereğini yapmadı? Bu sorular da havada duruyor ve Allah korusun olası faciaların korkusunu içimize düşürüyor. Bu sabah yetkisi olanlar işlerini yaparsa kaç otelin kapısına kilit vurulur acaba? Var mı böyle bir irade, açıkçası bundan da emin değiliz. Geriye dönük incelemeler yapılırken, bugüne dair kontroller sağlanırken mevzuat kaynaklı o büyük boşluklar da doldurulur umarım.
Tanju Özcan’a dönecek olursak; çok suçlu ama tek değil. Sizce?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.