Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü grup toplantısında, sahipsiz köpeklerle ilgili yasal düzenlemeye karşı çıkanlara, altından kalkamayacakları şu çağrıyı yaptı: “Son 1 haftadır ortalığı ayağa kaldıran sanatçılar, dernekler ve medya mensuplarından başıboş sokak köpeklerini sahiplenmelerini bekliyorum.”
Neden altından kalkamayacaklarına açıklık getireceğim…
Önce Erdoğan’ın hakkını teslim edelim. Muhalefet bloğunun karşı çıkmasına ve AK Parti’deki “pasif direnişe” rağmen milletin sesine kulak veren lider iradesini bir kez daha gösterdi.
Kendisi de ifade etti: “Milletimiz bizden bu sorunu çözmemizi istiyor. Halkımız, sokakların güvenli hale gelmesini istiyor. Çocuklarımız, gönül rahatlığıyla okula gitmek, parkta oynamak istiyor.”
Üçlü sağlama yapmış olmak için AREDA Survey’in 3 Haziran’da sonlanan ve 2 bin 275 kişinin katıldığı sokak hayvanları araştırmasından da veriler aktarayım. Bu ankette insana saldıran köpeklerle ilgili “barınaklara bırakılmalı” diyenler yüzde 42,4 oranında. “Uyutulmalı” diyenlerin oranı ise yüzde 25,7 çıkmış. İki veriyi toplarsak sahipsiz, başıboş ve saldırgan köpeklerin sokaklara dönmesini istemeyenler 68’i aşıyor.
Görüldüğü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da vurguladığı gibi halkımız, sahipsiz köpeklerin cirit attığı sokakların güvenli hale gelmesini istiyor. Ancak üç ayrı araştırmaya göre yaklaşık yüzde 25’lik bir kitle başıboş köpeklerin sokakları teslim almasından rahatsız değil.
Neden acaba? Bu kesim hangi sokaklardan geçiyorlar mesela? Hangi semtlerde yaşıyorlar? Evden caddeye yürüyorlar mı? Çocukları sabahın seherinde mahalle okullarına gidiyorlar? Bilmiyoruz.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Anadolu Ajansı’nın Editör Masası’nda TBMM’de görüşülen yasayla ilki soruları yanıtlarken, “sahipsizlik, sorumsuzluğu getirmektedir” dedi.
TBMM’yi basıp koridorlarında nümayiş çıkaran ve komisyonu çalışamaz hale getirmeye çalışanlar ile onların siyasi hamiliklerini yapan muhalefet tam olarak ne olmasını istiyor? Bakan Yumaklı’nın üç kelimelik sosyolojik tespiti asıl derdin ne olduğunu gösteriyor aslında.
Yasa karşıtları, “sözle” sahiplendikleri köpeklerin sorumlulukların almaktan kaçıyor ve birilerinin sorumluluk almasına da canhıraş karşı çıkıyorlar. Bu durumda dertleri ne olabilir? Mahallesindeki tek bir köpeği seven, kollayan, mamasını eksik etmeyenleri tenzih ederek; mevcut kaotik düzenin devam etmesinin peşindeler. Yeni Şafak günlerdir yazıyor. Dernekler, mama üreticileri ve veterinerler üçgeninde dönen büyük bir rant sistematiği var. Sokaklardaki başıboş köpekler, özellikle de hasta, yaralı ve bakıma muhtaç olanlar burada hem para toplama hem de düzenli mama tüketicileri rolündeler. Bakımları da barınaklarda yapılırsa, başıboşluktan inşa edilen “düzenleri” bozulacak.
Diğer yandan vatandaş da sahipsiz köpekleri en az yüzde 70 oranında sorun olarak görüyor ve yasa yapıcılarından çözüm bekliyor. Muhatap ise iktidar partisi ve ittifak ortakları. Yasa çıkmazsa ne olur peki? Çözüm isteyen, bekleyen, sokaklarda yürümekten korkan, çocuklarını evden bir başına dışarı çıkaramayan milyonlarca vatandaş, “sokaklardaki başıboş köpek sorununu çözmediniz” diyerek ilk seçimde tavrını sandığa yansıtır. Bunu ben değil anketler söylüyor. Geride kalan yerel seçimlerde AK Parti’yi ikinciliğe gerileten nedenler arasında sokakların başıboş köpeklere teslim edilmesi de var.
Bu durumda bir soru daha; çözümsüzlük kime yarar? Tabii ki yasanın çıkmasını istemeyen muhalefete. Dikkat ediyorsanız muhalefet bloku asla ve kat’â çözüm istemiyor. Bu anlayış düpedüz siyasi rantçılık değil de nedir?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.