Rus askerlerinin Putin’in emriyle Ukrayna’nın doğusunu işgal etmeye başladığı saatlerde; sosyal medyada da hararetli tartışmalar başlamıştı. Türkiye gündeminden çok sayıda uzun ve kısa analizler okudum. Rusya’yı destekleyenler,‘yürü be Putin’diyenler de vardı,Ukrayna’yı sert direnişe davet edenler ve Zelenski’ye akıl verenler de.Fakat Türkiye kamuoyu diğer taraftantek bir sorununyanıtını merak ediyor; “OlasıKaradeniz Savaşı fiilen başlarsa NATO üyesi Türkiye’nin tavrı ne olur?”Tabii savaşın Türkiye’ye
Rus askerlerinin Putin’in emriyle Ukrayna’nın doğusunu işgal etmeye başladığı saatlerde; sosyal medyada da hararetli tartışmalar başlamıştı. Türkiye gündeminden çok sayıda uzun ve kısa analizler okudum. Rusya’yı destekleyenler,
‘yürü be Putin’
diyenler de vardı,
Ukrayna’yı sert direnişe davet edenler ve Zelenski’ye akıl verenler de.
Fakat Türkiye kamuoyu diğer taraftan
tek bir sorunun
yanıtını merak ediyor; “Olası
Karadeniz Savaşı fiilen başlarsa NATO üyesi Türkiye’nin tavrı ne olur?”
Tabii savaşın Türkiye’ye etkileri de merak ediliyor.
Bu soru Afrika’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da yöneltildi ve Cumhurbaşkanı şu yanıtı verdi:
“Karadeniz ülkesi olmamız nedeniyle birçok tedbir paketinin oluşturulması şart. Biz de bu tedbirlerimizi zaten alıyoruz, aldık. Karadeniz ülkesi olmanın bize yüklediği sorumlulukları bir kenara bırakamayız. Bu anlayışla yolumuza devam edeceğiz.”
Erdoğan,
hem Putin’le arası iyi olan hem de Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü açıkça savunan
tek lider
konumunda. Pozisyonunu değiştirmeden ve da ilişkileri bozmadan diplomatik çözüm için görüşmeler yapmaya da devam ediyor. Krizin en başından beri
tansiyonun düşürülmesi için büyük gayret gösterdi
ve çözümüne ilişkin mesajları net bir şekilde taraflara iletti.
Almanya, Ukrayna’ya 5 bin miğfer gönderme kararı
aldığı günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan kalkıp Kiev’e gitti. Dönüş yolunda ise çok manidar bir açıklama yaparak
“Şu anda Avrupa’da bu işi çözmeye yönelik olarak lider noktasında ciddi sıkıntı var”
dedi. Bu tespitin ne kadar yerinde olduğunu,
Putin ile görüşmek için Kremlin Sarayı’na giden Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un oturtulduğu masadan
görmüş olduk.
Mesela
Ukrayna’nın içine düştüğü, düşürüldüğü aciz durum aynı zamanda lidersizlik sorunudur.
Son 10 yılda siyasi ve ekonomik krizlerin odağı olan Ukrayna’da halk,
Putin gibi bir devlet adamının karşısına televizyon şovmeni Zelenski’yi başkan seçmenin
ağır sonuçlarını yaşayarak görüyor.
Zelenski yerine Ukrayna’nın başında bir politikacı olsa mevcut görüntü değişir miydi peki?
Bu sorunun yanıtını Ukrayna’da son 10 yılda yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerin etkileri üzerinden vermek gerekiyor.
Ukrayna halkının güvenip seçtiği liderler yolsuzluğa karıştı.
Politikacılara olan güveni sarsılan halk da 2015’te ekranlara gelmeye başlayan 'Halkın Hizmetkârı' adlı televizyon dizisinde
Ukrayna Cumhurbaşkanını canlandıran Zelenski’yi
dört yıl sonra
ekrandan alıp cumhurbaşkanlığı makamına
oturttu. Oysa 2019’daki seçimlerin 2. turundan önce ülkedeki milliyetçi aydınlar bu günleri görmüş ve
Zelenski gibi deneyimsiz birine oy vermenin ülkeyi yıkıma sürükleyeceğini
açıklamıştı. Seçimlerin galibini elbette halk belirledi
lakin belirleyici olan reyting sonuçları
oldu. Zelenski
‘fenomen başkanlar’
çağının ilk örneği. Rusya tarafından işgal edilmek istenen Karadeniz ülkesini Batılı devletlerin komutlarıyla yönetmeye çalışıyor. Ortaya siyasi irade koyamıyor.
Savaş kapıdayken bile işi şakaya vurmaya devam ediyor.
Münih Güvenlik Konferansı’nda kulaklığının çalışmaması üzerine siber saldırı şakası yaparak
“Görüyorsunuz, Rusya burada değil ama burada”
diyebiliyor.
Başkanlığa seçilmeden iki yıl önce dizilerde boy gösteren Zelenski’nin seçilme potansiyelini kimler keşfetti, kimler teşvik etti ve aday olmasını desteklediyse,
şahsi kanaatim içinde bulunduğumuz günleri de öngörmüşlerdi.
Önce
‘Halkın Hizmetkârı’
adlı popüler dizi
2018’de aynı adla siyasi partiye
dönüştürüldü. Ardından da dizide cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan otuzlu yaşlarındaki lise öğretmenini canlandıran Zelenski partinin başına geçti.
Bir yıl sonra da girdiği devlet başkanlığı seçimlerini yüzde 73 oy alarak kazandı.
Şu günlerde tüm dünyanın gözlerini üzerine çevirdiği Zelenski’nin hikâyesi bu kadar basit işte.
Siyaset kurumları gücünü ve
özellikle genç seçmen üzerindeki etkisini
koruyamazsa;
içinde bulunduğumuz etkileşim çağında
ülkelerin siyasetine yön verecek liderler Ukrayna’da olduğu gibi
sosyal medyadan çıkacak.
Takipçisi fazla olan, etkileşimi (reytingi) yüksek
sosyal medya fenomenleri ülkeleri yönetmeye talip
olacak.
Seçilmeyeceklerinin hiçbir garantisi yok.
Aksine muazzam bir gücü arkalarına alıp yarışacaklar. Çok uzak değil. Bu seçim olmazsa sonraki seçimlerde
Instagram’dan, TikTok’tan, YouTube veya Twitch’ten fırlayan adaylar
çıkacak halkın karşısına. Takipçilerinden
paylaşım desteği yerine oy isteyecekler
bu sefer. Hülasa, Zelenski ve Ukrayna’nın içine düştüğü çaresizlik,
‘Popstar başkan’
denemesinin
dünyanın başına açtığı son en büyük bela
olarak karşımızda duruyor.
#Putin
#Ukrayna
#NATO
#Zelenski
