Yeni Şafak

İşte o bir sabah…

01:009/12/2024, Pazartesi
G: 8/12/2024, Pazar
Ersin Çelik

Gece, “Allahualem, sabaha Şam teslim alınmış olur ” niyeti, duası ve temennisiyle yattım. 8 Aralık 2024 sabahına da bu müjdeyle uyandık. Sevinç, şükür, şaşkınlık, heyecan… Çevremdeki birkaç kişiye şunu diyordum birkaç gündür: “Meslek hayatımın en öngörülebilir ve stratejik hamlelerini sezebildiğim gelişmelerine şahitlik ediyorum.” Açıkça ifade edeyim, son iki aydır zalim Esed’in tası tarağını toplayacağına dair en ufak bir soru işareti oluşmamıştı kafamda. Hatta birkaç hafta önce TVNET’teki yayınımızda

Gece, “Allahualem, sabaha Şam teslim alınmış olur” niyeti, duası ve temennisiyle yattım. 8 Aralık 2024 sabahına da bu müjdeyle uyandık. Sevinç, şükür, şaşkınlık, heyecan…

Çevremdeki birkaç kişiye şunu diyordum birkaç gündür: “Meslek hayatımın en öngörülebilir ve stratejik hamlelerini sezebildiğim gelişmelerine şahitlik ediyorum.”

Açıkça ifade edeyim, son iki aydır zalim Esed’in tası tarağını toplayacağına dair en ufak bir soru işareti oluşmamıştı kafamda. Hatta birkaç hafta önce TVNET’teki yayınımızda “Esed’in tek kurtuluşu Erdoğan’ın paçalarına yapışmaktır” demiştim. Gerçekten de Beşşar Esed’in tek şansı Erdoğan’ın işaret ettiği siyasi düzlemdi. Fakat o bunu anlamadı. Üstüne bir de sağa sola verdiği röportajlarla artistik yaptı. Kendisine uzatılan eli iterek, “Erdoğan’la neden buluşayım ki? Bir şeyler içmek için mi?” dedi. Ancak bir şey dikkatimi çekti, Erdoğan bu süreçte Esed’e daha bir tahammül ederek yaklaştı. İstihza eden sözlerine tek satır yanıt vermediği gibi ısrarla “Gel konuşalım, bu sorunu çözelim” çağrıları yaptı.
Peki, ne oldu da muhalif unsurlar Suriye Milli Ordusu altında birleşip iki hafta dolmadan Şam’a girdi ve 61 yıllık Baas Rejimi yıkıldı?
Tüm şifreleri Cumhurbaşkanı Erdoğan gün gün, aşama aşama verdi aslında. Amerika’nın yıllardan beri coğrafyamızda döndürdüğü oyunlara rağmen “sanki dahli yokmuş” havasında ama kendini belli eden bir streteji sergiliyor Türkiye. Yani muhataplarını aptal yerine koymuyor. “Sahada yokum ama sahayı ben yönetiyorum, bunu da bilin” diyor.

Hâlâ bazı tereddütler de var. Hâlâ ülkesine, liderine güvenmeyenler var.

Şu sualler havada uçuşup duruyor:

Bu ilerleme nasıl oldu?

Amerika bu işin neresinde?

Muhalifler bu kadar hızlı nasıl ilerliyor, önlerini kim açıyor?

Rusya nerede?

İran’a ne oldu?

Rejim niçin direnmiyor?

En garibime giden soru da şuydu: Türkiye bu hamlenin neresinde?
İkna olmak isteyenler, “oyun kurucu” aklı iyi okurlarsa sorularına yanıt bulabilirler. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin bir yıldan fazla zamandır verdikleri mesajlara ve yaptıkları hamlelere dönüp bakmak gerek. Bana göre, MHP lideri Bahçeli’nin 28 Mayıs 2023 akşamı, Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesini kutlarken söylediği sözler bugünleri işaret ediyordu: “Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez.”
“Nasıl yani Esed’in devrilişi 28 Mayıs seçimleri sürecinde mi karar verildi” diyenler olacaktır. Tam olarak böyle olduğunu düşünüyorum. 14 Mayıs’ı Cumhur İttifakı, 28 Mayıs’ı da Erdoğan kazanmasaydı, Beşşar Esed bugün Şam’daki sarayında oturmaya devam edecek ve Türkiye’den gönderilen Suriyelilere çok ağır zulümler ediyor olacaktı. Bunun en büyük delili de 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı seçilmek için küresel sermayeyi, Joe Biden’ı, Avrupa Birliği’ni, İran’ı ve diğer uluslararası güçleri arkasına alan, uçtan uça kesimlerin desteği ile adaylığını ilan eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Özgür Suriye Ordusu Şam’a ilerlerken yaptığı açıklamadır.
Bakın!.. Halep alınırken, sabık CHP liderinin kurduğu cümle Esed’in son anda Amerika’dan yardım istemesiyle neredeyse aynı kapıya çıkıyor: “Türkiye, en kısa sürede bütün güçleri kendinde toplayan, teslim alınan ve tehdit edilebilen bu tek adamlı Saray Rejiminden kurtulmalıdır.”
Türkiye yine ve neden mi Erdoğan’dan kurtulmalıydı? Çünkü Suriye’de tüm coğrafyada denklemi değiştirecek bir hamle yapılmıştı. Kılıçdaroğlu işte bunu gördü ve neyse ki Cumhurbaşkanı değildi. Bu nedenle Erdoğan’ın 28 Mayıs zaferi, ‘8 Aralık Suriye Devrimi’nin mihenk taşıdır.
Cevap aranan soruların bir yanıtı da Erdoğan’ın 30 Ekim’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadaydı: “İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize, hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak.”
Akıllara ister istemez, Devlet Bahçeli’nin DEM’e yaptığı Öcalan çağrısı ile bağlantılı, terör örgütü PKK’ya kapsamlı bir operasyon olasılığı geldi. Ancak Türkiye zaten PKK ile kesintisiz mücadelesinin sınırlarının hayli dışına taşmıştı. Güneyimizi boydan boya güvenli hale getirecek hamle, PKK’ya yol açan, şehirleri teslim eden Esed’e yapılmalıydı.
“Esed nasıl oldu da bir haftada devrildi?” sorusunun en yalın yanıtı ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin; sınırlarında, bölgesinde ve “içeride” eş zamanlı oyun bozup-oyun kuran hamleler yapmasında gizlidir. Denklemler sadece Suriye’de değişmedi. Sosyolojik ve jeostratejik okumalarını çok iyi yapmalıyız. Devrimi sadece Suriye halkı yapmadı. Batı’nın Ortadoğu’yu yangın yerine dönüştürdüğü Arap Baharı rüzgârı terse döndü. Yarım kalan devrimlerin, devrimmiş gibi görünen, Mısır’daki Sisi örneğinde olduğu gibi “yeni dikta rejimlerinin”, hızla demokratikleşmelerinin ve zulüm altındakilerin özgürlüklerine kavuşmaları mecburiyeti doğdu.
İlerleyen zamanlarda dönüp bu günlere, yapılan açıklamalara bakıp, satır aralarından anlamlar çıkarmaya çalışacağız. Çünkü yıllardan beri dilimize yapışan “Bir Sabah Gelecek Kardan Aydınlık” marşı ilk defa vücut buldu. Devrim mazlum Suriye halkının olduğu kadar zalime zalim diyen halkların da zaferidir.
Şu cümleyi de kurmak istiyorum: Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ümit Özdağ, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve diğerleri yıllardır, Erdoğan’ı yenmek için Suriyelileri göndermek, kapı dışarı etmek üzerinden siyaset yaptılar. Oy devşirdiler. Erdoğan bu isimleri her seferinde yendi ve şimdi Şam’daki “adamlarını” da gönderdi. Bir anlamıyla Esed Şam’ı terk ederken, birilerinin siyasi varlık sebebi de ortadan kalkmış oldu. Nasıl bir boşluğa düştüklerini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
#Suriye
#Şam
#Baas Rejimi
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJyDvI4eYjcdXDY9cq1yhdB8cveEH2zWcRlIev5FsYD=s96-c
yurtcumustafa2571777

Ersin bey yardım a giderdik evin içerisindeki Yahudi şaman demişler Ermeniler ruhlar Yunanlılar yani hayran kaldılar yani bu işe şaştılar kaldılar Amerikan emperyalizmi olsaydı sevinirlerdi ama inananlar insanların mücadelesi oldu muydu sevmiyor

3 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocJyDvI4eYjcdXDY9cq1yhdB8cveEH2zWcRlIev5FsYD=s96-c
yurtcumustafa2571777

Türkiye Cumhuriyeti'nin elini uzattığı devler eğer tutmazsa kaybedecek niye Cumhuriyeti'nin kaç keşfettiği işbirliği ya uyar da bu inanan öyle tutarsa kazanacak tır bugün Amerika o seni geçiyorsun bilmem kim olursa olsun aynı sistem değişmeyecek

3 a önce
ybahadir

allah reisin de bahçelinin de yar ve yardımcısı olsun, sırada içimizdeki şebbihalar ırkçı kamalist ateistler var, pkk nın dem i zelensky kopyası imamın oğlu var...

3 a önce
https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocIA8y_vS6MDZPdneZ2yRG0NSnV7-F4phVtD-x3Xrm1L8I45xA=s96-c
cpar

İktidarı halkın çoğunluğuna dayanmayan yönetimler eninde sonunda çöküyorlar. Suriye'de halkın çoğunluğuna dayanan, azınlıkların haklarının gözetildiği bir yönetim oluşturulabilirse, bu Ortadoğu'daki krallıkla, kuklalarla yönetilen diğer ülkerlerdeki halk için teşvik edici bir unsur olur inşallah, Arabistan, Mısır, Ürdün gibi ülkeler kastettiğim. İnşallah Suriyedeki muhalifler Amerika, Rusya, İran gibi ülkelere karşı yekvücut olurlar, aralarına nifak sokturmazlar. Bir ve beraber oluruz, Türkiyenin bu halklara abilik yaptığını görürüz inşallah. Bu arada Türkiyedeki muhalifler ya dut yemiş bülbüle dönmüşler, Far tutulmuş tavşan gibi ne teki vereceğini bilemiyor ya da mazaret üretmekle meşguller. Vizyonsuzluk, gündemi okuyamamaktan öte bir durum söz konusu. Bunlar (Halk TV yi bir seyredin anlarsınız) Erdoğanın dedikleri çıktı, Erdoğan başarılı oldu diye neredeyse ağıt yakacaklar.

3 a önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.