Ancak İmamoğlu durmuyor. Niyetini mayıs ayındaki Karadeniz gezisiyle tam olarak belli etmişti. Otobüslü tur her ne kadar
“yol kazası” ile sonuçlansa da İmamoğlu bir süre geriye çekilerek bu travmayı atlattı
gibi. Öyle böyle bir süreç yaşamadı oysa. Hatırlayın bir gecede üstü çizilmişti. Herkes
‘dersini de boyunun ölçüsünü de aldı. Artık İstanbul’a yoğunlaşır’
diye düşünürken İmamoğlu
“Ben bu sevdadan vazgeçmedim”
dercesine hamlelerini yapmaya başladı.
Geçenlerde de değinmiştim. Fransa’da yayın yapan L’Opinion gazetesindeki bir makalede şöyle bir cümle yer aldı: “51 yaşındaki İstanbul Belediye Başkanı
Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı yarışındaki en karizmatik ve en çok şansı olan muhalefet lideri.
” Bu güzellemeleri yapan ekonomist Laurence Daziano, aynı makalede Amerika ve Avrupa’nın uzun vadeli strateji belirleyerek, Türkiye’de muhalefete oy verecek seçmenlere el uzatması gerektiğini de söylüyor. İmamoğlu ısmarlama bir yazıyla aday gösterilecek değil tabii. Ancak
“Ben buradayım ve bakın Batı da beni istiyor.”
mesajını fazlasıyla veriyor.
Peki, bu el kaldırmanın Türkiye'de karşılığı var mı? Amberin Zaman paylaştı, araştırmacı Özer Sencar’a göre Erdoğan’ın karşısında şansı olan tek aday İmamoğlu imiş. Eğer Kılıçdaroğlu veya Yavaş aday olursa Erdoğan ikisini de siler atarmış.