Çok geç kalındı ve birileri korundu!

04:0024/11/2024, Pazar
G: 24/11/2024, Pazar
Ersin Çelik

Açıklamadan haberdar olunca, hemen haberin ilk yayınlandığı tarihe baktım. Üzerinden tam 14 ay geçmiş. Bu sürede kaç çocuk daha o ilaçları bilinçsizce ve bakkaldan çerez alır gibi kullanarak cinsiyetlerini terk etti acaba? Kaç çocuk daha telafisi olmayan ağır hasarlar aldı? Türk Eczacılar Birliği’nin yaptığı “güncellemeden” bahsediyorum. Haberini yaptık ama bir kez de ben aktarayım: Testosteron içeren ilaçların, gonadotropin salıverici hormon (GnRH) analoglarının ve tek başına 2 mg ve üstü estrojen

Açıklamadan haberdar olunca, hemen haberin ilk yayınlandığı tarihe baktım. Üzerinden tam 14 ay geçmiş. Bu sürede kaç
çocuk daha o ilaçları bilinçsizce ve bakkaldan çerez alır gibi kullanarak cinsiyetlerini terk etti
acaba? Kaç çocuk daha telafisi olmayan ağır hasarlar aldı?
Türk Eczacılar Birliği’nin yaptığı “güncellemeden” bahsediyorum. Haberini yaptık ama bir kez de ben aktarayım:
Testosteron içeren ilaçların, gonadotropin salıverici hormon (GnRH) analoglarının ve tek başına 2 mg ve üstü estrojen içeren ilaçlar artık, “suistimallerinin önlenmesi” ve toplum sağlığının korunması amacıyla kısıtlı dağıtımla depolara gönderilecek ve bu ilaçlara ait reçeteler yalnızca Reçetem Sistemi üzerinden elektronik reçete ile karşılanabilecek.
Bakkaldan sigara satın alamayan çocukların, önlerine çıkan ilk eczaneden reçetesiz temin ettikleri o hormon ilaçları var ya…
Ergenliği baskılayan hormonlar!
İşte onlar, tekrar altını çiziyorum; yüzlerce, binlerce gencin hayatlarını kararttı. Anaların-babaların kolunu kanadını kırdı. Çünkü bu ilaçlar,
LGBT ideolojisinin toplumlara ve de gençlere kurduğu en büyük ve etkili tuzak.
Misal; İngiltere yasakladı. Yine çok sayıda Avrupa ülkesinde ve ABD’deki 20 eyalette ergenlik baskılayıcı hormonların 18 yaş altındakilerin “cinsiyet hoşnutsuzluğuna” karşı kullanılması yasak. Bakın Amerika’da cinsiyet kimliğini sorgulayan gençlerin tedavi seçeneklerini savunan Dr. Olson-Kennedy bile ergenlik önleyici ilaçların zihinsel sağlık üzerinde “
olumlu etkisi olmadığını
” saptayan araştırmasını yayımlayamadı. Çünkü Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), bu ilaçları kullanan çocuklarda depresyon, kaygı ve intihar düşüncelerinin azaldığını saptama amacıyla fonladığı araştırmadan desteğini çekti.
Yani sonuçlar arzu ettikleri gibi çıkmamıştı.
Bu ilaçlar Türkiye’de ise yıllardan beri serbestti. Gündem olmasına, ilaçları kullanan çocukların pişmanlıklarına rağmen
neden 14 ay beklendi,
niçin bu kadar gecikildi,
ilaçları reçeteye tabi tutmanın zorluğu neydi bilmiyoruz?
Ancak kurulu düzenlerin yıkıldığı, birilerinin aşıldığı ve
bazı yapıların ekarte edildiğinden artık çok eminim.
18 yaşından küçüklerin cinsiyetlerini yok eden ameliyatların yapıldığı bazı üniversite hastaneleri mesela…
Çapa Tıp Fakültesi’nde 18 yaşından küçüklerin biyolojik cinsiyetlerini terk etme ameliyatlarına usulsüzce karar veren 11 kişilik akademik kurula açıldığı söylenen soruşturma henüz sonuçlanmadı.
Ne İstanbul Üniversitesi ne YÖK ne de Sağlık Bakanlığı 16 aydır kamuoyunu tatmin edecek tek satır bilgilendirme yapmadılar.
Anlıyoruz ki, o günlerde yapıldığı duyurulan çok
yönlü incelemelerin “üzeri örtüldü”
ve Akademik Kurul bir şekilde koruma altına alındı. Hatta 11 akademisyenin imza koyduğu makalenin orijinal metindeki bazı ifadeler ve o ifadelere dayanak gösterdikleri kaynak da makaleden silindi. Yani
memleketin anlı şanlı üniversite hastanesinin bilim insanları herkesin gözlerinin içine bakarak delil kararttılar.
Yazarken ellerim titriyor inanın; O akademisyenler yayınladıkları makalenin ilk halinde,
kız çocuklarının memelerinin alınması ve erkek çocukların meme büyütme ameliyatlarının 18 yaş altında da yapılabilmesini savunuyorlardı.
İşte bu isimlere hiçbir şekilde dokunulmadığı gibi bizleri de kendilerini hedef göstermekle suçladılar. Bu arada arkadaşımız Şefika Çifçi’nin “
Biri bu doktorları durdursun
” haberinden sonra, aracılar üzerinden ismini ve fotoğrafını kaldırtmak isteyen, aksi halde dava açma tehdidini savuran akademisyenlere buradan da çağrıda bulunuyorum:
Lütfen beni, gazetemi ve haberleri yapan muhabirlerimizi dava edin!
Kurulların bir türlü sonuçlandırmadığı soruşturmayı cesur bir savcı ele alır belki.
Türk Eczacılar Birliği’nin hormon ilaçlarına erişimi zorlaştıran güncellemesi geç alınmış olsa da etkisini gösterecektir. En azından Çapa gibi, çok sayıda üniversite hastanesinde çocuklara uygulanan cinsiyet terk ettirme tedavilerinin ve ardından gelen geri dönüşü olmayan ameliyatlara; hormon ilaçları üzerinden zemin hazırlanamayacak, yasalarımızda yasak olmasına rağmen tedavi süreçlerindeki
bilimsel inisiyatif suistimallerinin dayanakları da ortadan kalkacaktır.
Çünkü Çapa’daki kurul aslında, “
merdiven altından
” gelen yarım kalmış tedavileri tamamlama vazifesi görüyordu. Bunu da Çapa Tıp’ın Dekanı Tufan Tükek, verdiği röportajda akademisyenleri savunurken şöyle açık etmişti: “Yayında ifade edilen şeyler bize dışarıda yapılıp gelenler. Merdiven altında aileler götürüyor, çocuklarını ameliyat ettiriyorlar.”
Bu ilaçlar üzerinden kurulan ekosistemi şöyle özetleyeceğim: Temelinde sosyal bulaşıcılık var. Youtube, hormon ilacı kullanan ergenlerin deneyim/yönlendirme videolarından geçilmiyor. Sesi günden güne kalınlaşan kız ve erkeksiliğini yitiren erkek çocukları bir yandan girdikleri dönülmez yola yaşıtlarını davet ediyor bir yandan da eczanelerden sorgusuz sualsiz aldıkları ilaçların reklamını yapıyorlar.
Milyonlarca izlenen videolar işte bu ilaçların satışını patlattı.
Çocuklarının içler acısı halini fark edince ne yapacaklarını şaşıran ebeveynler de soluğu önce merdiven altında sonra da
Çapa’da olduğu gibi ameliyattan başka yol göstermeyen kurullarda aldılar.
Böyle bir babayı dinledim. Odamda hüngür hüngür ağladı. Evladı hormon ilaçlarını kendilerinden gizli kullanmıştı.
Tekrar ediyorum. Türk Eczacılar Birliği’nin satış kısıtlaması geç ama çok mühim bir karar. Ancak şu uyarıyı da yapayım:
Ameliyatları merdiven altına düşürenler ilaçları da bir şekilde temin ettirir.
Lütfen herkes çoluğunun çocuğunun hal ve hareketlerine dikkat etsin, değişimleri gözlemlerken sosyal medyada tükettikleri içeriklere de odaklansınlar.
Yazıyı bitirirken, hormon ilaçlarının reçetesiz satışının yasaklanması için yoğun gayret gösteren ve bir türlü harekete geçmeyen kurumları talimat verecek üst düzey kişilere bilimsel sunumlar yapıp,
LGBT ideolijisinin bilim insanlarını nasıl tahakküm altına aldığını ortaya koyan Prof. Dr. Zeki Bayraktar
’a teşekkürü bir borç bilirim. İyi ki varsın Hocam.
#ilaç sektörü
#Hormon
#toplum
#ergenlik
#Ersin Çelik