EDISYON:

Can havliyle bir kez daha!

04:0015/09/2024, Pazar
G: 15/09/2024, Pazar
Ersin Çelik

Aileler, bugün üçüncü kez yürüyecekler. İlk buluşma 2022 yılında yapılmış ve hayli ses getirmişti. Hatırlatmakta yarar var, çok sayıda şarkıcı ve fenomen Saraçhane’deki ‘Büyük Aile Yürüyüşü’ yapılmasın diye eş zamanlı paylaşımlar yaparak, LGBT dayatmasına karşı çıkan herkesi “nefret söyleminde bulunmakla kriminalize etmeye kalkışmıştı. Bazı siyasetçiler de bu ajans üretimi söylemi “sahiplenerek”, tüm çocuklar için harekete geçen aileleri yaftalamaya girişmişlerdi. Ancak sonuç vermedi. Hem ters etki


Aileler, bugün üçüncü kez yürüyecekler. İlk buluşma 2022 yılında yapılmış ve hayli ses getirmişti. Hatırlatmakta yarar var, çok sayıda şarkıcı ve fenomen Saraçhane’deki ‘Büyük Aile Yürüyüşü’ yapılmasın diye eş zamanlı paylaşımlar yaparak,
LGBT dayatmasına karşı çıkan herkesi “nefret söyleminde bulunmakla kriminalize etmeye kalkışmıştı.
Bazı siyasetçiler de bu ajans üretimi söylemi “sahiplenerek”, tüm çocuklar için harekete geçen aileleri yaftalamaya girişmişlerdi. Ancak sonuç vermedi. Hem ters etki yaptı hem de can havliyle sokağa çıkmanın,
yani harekete geçmenin ne kadar doğru olduğunun “yankısıydı” duyduklarımız.
Aileler, geçtiğimiz yıl aynı yerde bir kez daha buluştu. Yine Saraçhane’den Beyazıt’a
sessizce yüründü
. O gün Şehzadebaşı’nın önünden geçerken, uzun zamandır görmediğim okul arkadaşımla karşılaşmıştık. “Ne var ne yok?” diye sorunca, koluma girerek “Baksana yine yürüyoruz. Lisedeyken başörtüsü eylemleri için okuldan kaçıyorduk. Bugün de çocuklar için akraba pikniğinden kaçtım. Değişen bir şey yok” demişti.

Bu yollarda az slogan atmamıştık. O zamanlar da eleştiriliyorduk; “yürümekle olmaz” diyorlardı. Oysa yaptığımız en olaysız hak mücadelesiydi. Üzerinden kaç yıl geçti. İktidarla birlikte anlayış da değişti. Yasakçılar gitti engeller kalktı. Artık durmalı mıydık?

AK Parti’yi 22 yıldır iktidarda tutan halkın hâkim görüşü, Recep Tayyip Erdoğan’ın açık tavrı ve siyasi iradesine rağmen neden hâlâ yürüyorduk?

Bu sorununun yanıtı yürümekle yanıtlanamaz. Dahası, yürümek kadar “neden yürünmesi gerektiğini” anlatmak da gerekiyor.

Eşcinselliğin bir yaşam biçimi ve norm olarak tüm insanlığa dikte edilmesi Türkiye’nin ötesinde çok büyük bir mesele.

Ortada bir devlet yok, resmi kurum yok. Kişi hiç yok. Ancak öyle bir güce eriştiler ki, devletleri, siyasetçileri, kültür üreticilerini ve dünyaya nizam veren kuruluşları önce baskı, sonra da kontrol altına almayı başardılar. En büyük silahları para. Her kapıyı açtılar. Satın alma yoluyla bilimi bu anlayışa teslim ettiler. Tıp alanına büyük yatırımlar yaptılar. Film, dizi ve reklam sektörünü tamamen kontrol altına aldılar.

Peki kim bunlar? “
LGBT lobisi
” diyoruz ama ifade etmeye yetmiyor. “Nerede bu lobi?” diyorlar. “Orada, bak elindeki telefonda! Az önce kaydırdığın TikTok videosundaydı” demek de pek etkili olmuyor.
Psikiyatr Mustafa Merter Hoca,
tüm mesleki tecrübesiyle aylarca düşünerek ‘
Hekaton
’ dedi. Bu isimle kitap çıkardı. Okuyan herkes; çok başlı, çok kollu canavarı gördükçe feryat figan ediyor şimdi. Ama okuyanlar!
O halde şu “cevapsız” soruları da sıralayalım:
Ne oluyor insanlara? Kadınlara ne oluyor? Erkeklere ne oluyor? Cinsiyetlerinden neden memnun değiller? Her şeyi normal olan çocuklar bedenlerinden neden uzaklaşıyorlar?

Eşcinsellik tarihin her döneminde, farklı kültürlerde görülmüş. Eski İran’da, eski Yunanlılarda mesela. Ancak fenomenleşmemiş. Propaganda aracı olmamış. Belli ve küçük bir oranda kalmış hep. İkinci Dünya Savaşı sonrası travmaların etkisiyle yaygınlaştığı söyleniyor ama arka planda itici bir güç var. İletişim teknolojileri. Baş aktör ise televizyon. Patlama ise 2010’lardan sonra akıllı telefonların yaygınlaşması ve insanlığın hızla sosyal medya platformlarının tesiri altına girmesiyle yaşandı. Facebook ve Instagram’ı bünyesinde barındıran, toplamda 4 milyar kullanıcıya sahip META, LGBT ekosisteminin dijital kalesi durumunda.

“Ne oldu?” sorusunun yanıtını tüm insanlığın teslimiyetine ve sürüklenme hızında aramak gerekiyor. LGBT dayatmasına karşı yürümenin ne denli mühim olduğu ise gün geçtikçe görülecek fakat kimlerin idrak edeceği muallak.

Bunun için de “Devlet bir çözüm bulsun. Yasaklasın şunları” diyenlere, “Önce siz kafanızı telefondan kaldırın. Kendinizi bir gözden geçirin. Çocuklarınızın ve memleketin tüm çocuklarının gözlerinin içine bakın. O dehşeti görün” demek gerekiyor.

Bugün, üç yıldır Saraçhane’de yürüyenler can havliyle kendilerini sokağa atanlardır. Derdi memleketin evlatları, davası Türkiye’den de büyük olanlardır.

#LGBT
#Toplum
#Aile
#Ersin Çelik

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.