Yöntemi konusunda farklı düşüncelerimiz olabilir ama değerler eğitiminin kendisine karşı çıkmak, pek akıl karı değil. Muhtemelen psikoloji mevzularında anlama ve anlaşılmanın zorluğuna mesleki aşinalığımdan olsa gerek, benim için asıl karışıklık, değerler eğitiminin lüzumunda, hatta hangi değerlere eğitimde öncelik verilmesi gerektiği hususunda anlaştıktan itibaren başlıyor. Değerler eğitiminin ne zaman ve nasıl verilmesi gerektiği sorusunun cevabını, çok daha çetin buluyorum.
Psikolojik bilimlerden öğrendiğimiz kadarıyla “değerler”, insan yavrusunun insanlaşması sırasında gündeme geliyor. “İnsanlaşma” sözümü yadırgayabilirsiniz, açıklayayım. Ebeveynimiz bizi sadece bedensel olarak besleyip büyütmekle değil, kişiliğimize sağlam bir temel hazırlamakla da yükümlü. Her çocuğun doğuştan getirdiği belli bir kişilik potansiyeli var. Bu potansiyel, ebeveyni başta olmak üzere, yakın çevrenin rehberliğinde yoğrularak şekilleniyor. Rehberlikte de tavsiye ve zorlamalardan daha ziyade örnek davranışlar sergilemek ve çocukla ilişkiyi çok özenli biçimde sürdürmek önemli.
İnsan, hem bedensel hem psikolojik bakımdan büyüyor, gelişiyor; psikolojik bakımdan büyümeye, gelişmeye “olgunlaşma” diyoruz. “İnsanlaşma” derken de, kişiliğimiz olgunlaştıkça yükseleceğimiz mertebeleri kast ediyoruz. Bir insanın beden gelişimi, boyu, kilosu, hatta zekâsı, çocuklukta takılıp kalsa onda bir sorun olduğunu hiçbirimiz reddetmeyiz. Ebeveynimiz, rehberlik görevini yeterince iyi yapamadığında olgunlaşmamız çocukluk yaşlarında donup kalıyor ama kişilik cüceliğini genellikle fark edemiyoruz. Karşımızdakinin kalıbının insanı olmadığını, insanlaşma mertebesinin yüksekte değil alçakta olduğunu görsek bile adını koymakta sorun yaşıyoruz.
İnsanlaşma yolculuğu, uzun ama sandığımızdan daha ilginç... İlginçliği, daha sonra kat edilecek mesafelerin önemli ölçüde yaşamın ilk yıllarında belirlenmesinden kaynaklanıyor. Zira kişiliğimiz, yaşamımızın ilk 5 yılında büyük ölçüde formatlanmış oluyor. O nedenle bu yıllara “biçimlendirici” zamanlar deniyor. Yaşamın ilk yıllarında temelleri atılan kişilik organizasyonumuzu, elbette daha sonraki yıllarda belli ölçülerde değiştirme, yenileme imkânımız var ama bu imkân oldukça kısıtlı. İlk yıllardaki temelleri sonradan değiştirmek zor; üstelik bu temeller ne kadar zayıfsa zorluk daha da artıyor, zayıf bir temel üzerine sağlam bir inşa neredeyse imkânsızlaşıyor.
Biçimlendirici yıllarda, kişiliğimizin temelleri atılırken bireysel psikolojimizde bir katmanın gelişmesini başarmak zorundayız. Daha doğrusu, kişiliğimizin temellerinin sağlam atılıp atılmadığını bu katmanın gelişme derecesi belirliyor. Psişik aygıtımızdaki bu katmana “süperego”, “vicdan” gibi adlar veriyoruz. Süperego (vicdan), başkalarıyla yaşamanın kurallarını, dayanışmayı, ötekinin haklarına zorunluluk olarak bakmayı bilen, bize bildiren ve bizi öyle yapmaya zorlayan psikolojik özelliğimiz. Vicdan katmanı, başta ebeveynimiz olmak üzere büyüklerimiz aracılığıyla, toplumumuzu ayakta tutan değerlerin içselleştirilmesiyle gelişiyor. Süperegonun oluşumuna, toplumsal yaşamın sonucu ortaya çıkan ve/veya onun nişanesi olan aile, devlet, ahlak sistemi, din hepsi birden katkıda bulunuyor.
Toplumsallaşmamız, vicdan sahibi bir insan olmamız, süperego aracılığıyla, o da değerler sayesinde mümkün olabiliyor… Böyle baktığımızda, değerlerin başlangıçta içimizde bulunduğunu söyleyemeyiz ama tam olarak inkâr da edemeyiz. Değerler toplumlara göre küçük bazı değişlikler gösterebiliyor ama bu kadar erken yıllarda değerlerden bir süperego inşa edebildiğimize göre demek ki fıtraten psişik yapımızda değerleri içermeye hazır bir yuva var. Dışarıdan, aileden ve toplumdan bize empoze edilen değerleri bu yuvaya dâhil edebildiğimizde, yani içselleştirebildiğimizde o “bizim değerimiz” olurken biz de vicdan sahibi bir insan haline geliyor, başka bir deyişle insanlaşmada mertebe kat ediyoruz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.