Twitter, mivıttır

00:0023/03/2014, Pazar
G: 12/09/2019, Perşembe
Erol Göka

Seçime bir hafta kaldı. Ak Parti"nin ipi en önde göğüsleyeceği kesin gibi. Seçim yasaklarına kadar yapılan anketlerin kahir ekseriyeti, daha da önemlisi Ak Parti mitinglerine katılan insanların coşkusu öyle söylüyor. Görünen, görünmeyen birçok karşıtın el birliği edip her türlü durdurma, devirme çabalarına rağmen bir partiye ve liderine gösterilen teveccühün, coşkunun toplumsal psikolojisi kesin bir analizi hak ediyor. Ama izin verirseniz bu analizi, seçim öncesi son yazımıza bırakalım ve gündeme,

Seçime bir hafta kaldı. Ak Parti"nin ipi en önde göğüsleyeceği kesin gibi. Seçim yasaklarına kadar yapılan anketlerin kahir ekseriyeti, daha da önemlisi Ak Parti mitinglerine katılan insanların coşkusu öyle söylüyor. Görünen, görünmeyen birçok karşıtın el birliği edip her türlü durdurma, devirme çabalarına rağmen bir partiye ve liderine gösterilen teveccühün, coşkunun toplumsal psikolojisi kesin bir analizi hak ediyor. Ama izin verirseniz bu analizi, seçim öncesi son yazımıza bırakalım ve gündeme, Bursa mitingindeki oldukça sert sözlerle birlikte güm diye düşen, twitter"a konulan erişim engellemesinin üzerinde duralım.

Kendisini özgürlükçü ve demokrat olarak tanımlayan benim gibi birisini bu sözler, ardından gelen karar ve uygulama elbette şaşırttı. Yazıyı kaleme aldığım sıralarda henüz erişim engeli tam kaldırılmamıştı. Gerekçe, başlangıçta iyi anlaşılamadı. Sabah, Bakan Fikri Işık"ın sözleri olaya netlik kazandırdı: "Önemli olan Türkiye"de hukuka twitter"ın saygı göstermesidir. Kişilik haklarının ihlali gerçek âlemde nasıl suçsa sanal âlemde de suçtur. Görüşmeler devam ediyor. Twitter, Türkiye"de bir temsilciyle mahkeme kararlarını taahhüt ettiği zaman sorun ortadan kalkacak. Daha önce bunu Youtube"da yaşadık. Sorun çözülüyor." Bilahare Twitter"ın gece yarısı apar topar temsilci atadığını ve TİB Başkanı ile görüşmelerin başladığını, siteye erişimin kısmen açıldığını öğrendik.

Twitter yönetimi, Batılı ülkelerin hukuk sistemini tanıyıp kararları uygularken, Türkiye"deki hukuk sistemini tanımadığı gibi vergi de ödemiyordu. Ortada yasakçı bir devlet tutumundan ziyade, twitter"ın mahkeme kararlarını uygulamaması nedeniyle ortaya çıkan hukuki bir durum vardı.

Hükümet"in demokratik ilkelere, hukuka riayet ettiğini, söylem ve üslupta sorunlar bulunsa bile, 12 yıldır doğrultusunun bu olduğunu her platformda savunuyorum. Bize göre başarısının sırrı da burada yatıyor. İnsanımızın özgürlüklere ve demokrasiye, ekmek, su kadar ihtiyacı var. Ak Parti, bu ihtiyaç nedeniyle kendisine sağlam bir varlık zemini buluyor. Ne zaman bu yolun aksine yönelse, herhangi bir muhalefete lüzum kalmadan ibrenin tersine döneceği apaçık. Böyle düşündüğüm için twitter"a erişim engeli gündeme geldiğinde, twitter hesabımdan sosyal medyaya kalıcı bir yasağın asla söz konusu olmayacağına inandığımı, hukuksuz, yasakçı bir tavır gündeme gelirse, karşı çıkacağımı duyurdum.

Evet, Hükümet"in yasakçı bir zihniyeti asla "de juri" haline getirmeyeceğini düşünüyorum. Dahası, yasakçılığın ne ülkemize ne de millete bunca hizmet etmiş Hükümet"e bir fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Ak Parti, siyasi ve ekonomik vesayetin devre dışına bıraktığı, haklarını hiçe saydığı yoksul ve geleneklerine bağlı milyonları siyasete taşımak, refahlarını arttırmak, Türkiye"nin kendine özgü biçimde modernleşmesini, şehirleşmesini, insanının özgürlüğünü temin etmek için var. Yasakçılık yaparak kendini var eden şartları yok etmeye çalışmaz.

"İyi ama sosyal medyada olup bitenleri, buradaki şahsiyet suikastlarını, hukuk katliamlarını görmüyor musunuz, onlara sessiz mi kalalım?" Haklısınız, sosyal medyada, özellikle kişisel hak ve özgürlüklerin suiistimali, mahremiyetin ihlali anlamında birçok sorun var ve uluslararası hukuki bir çerçeve mutlaka gerekiyor. Uluslararası sosyal medya şirketleri, ayrımcı davranır, bazı devletlerde hukuku tanır, bazı ülkeleri siber sömürgecilik zihniyetiyle babalarının çiftliği sanırlarsa, bu adaletsizliğe tahammül edilemez. Dünya demokratik kamuoyunun da desteği alınarak mücadele edilir.

"Sosyal medya, hem sanal hem de beraberinde yığınla belayı da getiriyor, vazgeçelim gitsin" diyenlere ise çift sözümüz var. Biz istediğimiz kadar bu dünyayı "sanal" diye reddedelim, ona düşman olup kurtulmaya çalışalım iş işten geçti. Bugün twitter"ı kaldırsan yarın mivıttır çıkar. Modernlik gibi sanallık da bizim icadımız değil, batıdan üzerimize geldi. O yüzden garipsiyoruz ama sanal gibi görünen bu dünya, artık gerçek dünya. Üstelik insanlık tarihinde hiç olmadık düzeyde gerçek. O yüzden düşünürler, hiper-gerçeklikten bahsediyorlar. Hiper-gerçek; enformasyon, ulaşım ve tıbbi teknolojiler sayesinde gerçekliğin bize daha büyütülmüş ve hızlandırılmış olarak gelmesi. İnsanlık tarihinde gerçekliği, insanları, coğrafyaları, şeyleri, boyutları, şu son 20 yılda bizim gördüğümüz gibi kimse görmedi, işittiğimiz gibi işitmedi. Böylesine bilgi akışına, sürate maruz kalmadı. Sosyal medya, bu yeni algı dünyasının bir parçası… İstesek de istemesek de bu yeni denizin balığı olduğumuzu anlamak zorundayız. Mecburuz, öğreneceğiz, hukuka kavuşturacağız. Bu yenidünyanın birçok sakıncaları var lakin iletişimin demokratlaşması, demokrasinin derinleşmesi gibi birçok olumlu yanı da bulunuyor.

Ülkemiz için, devletimiz için, insanımız için mücadele edelim; haklarımızı kimselere çiğnettirmeyelim, oyunları bozalım ama leğendeki kirli suyla birlikte kaldırıp bebeği de lağıma atmayalım. Atmayacağız.