Kanıksayınca, tartışmıyoruz. Hele bazen topluluk ruh hali, öyle zarif ve gönül çelici biçimde tırpanlanıyor ki, yaşadığımız hoşnutluk sayesinde, ne yapıldığını, enine boyuna düşünmüyoruz bile. Özellikle medyanın gıdıklamalarıyla hoşumuza gidiyor bu uygulama. Tatillerin artık adet haline gelen birleştirilmesinden bahsediyorum. Her yılın ilk gününün gazetelerinde “bu yıl kaç gün tatil olacağı ve medyamız ve hükümetimiz sayesinde bu tatilin kaç gün daha uzayacağı" ballandıra ballandıra anlatılıyor. İşyerlerinde sürekli bu konu konuşuluyor, hiç yoktan bir ganimet elde edilmiş gibi avuçlar ovuşturuluyor.
Batı demokrasilerinde her şeyin ne kadar iyi olduğunu, onların ne kadar gerisinde kaldığımızı anlatmayı bir varlık nedeni haline getiren köşe yazarlarımız dahi, artık kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan tatil birleştirmelerine karşı tek satır yazmıyorlar. Dünyanın başka yerinde yok, bize özgü bu uygulama, niye yapıyoruz, ne getiriyor, ne götürüyor diye sorulmuyor. Çalışma süresinin kısaltılması, gelişmişliğin ve refahın ölçüsü olarak görüldüğünden olsa gerek, tatil birleştirmesi uygulamasının sakıncaları üzerinde durulmuyor. Varsa yoksa turizmin desteklenmesi, az biraz da enerji tasarrufu ve ne kadar az çalışsak o kadar kar anlayışı… Dinlenmeyi, nereleri gezip görerek neler öğrenileceğini vurgulayan pek yok.
Tatil birleştirmeleri, yalnızca tembelliği yücelttiği için değil, çalışma hayatında adaletsizliklere neden olduğu için iş ahlakına aykırı yanlar taşıyabilir. Tamam, tembelliğin yüceltilmesi demekle ileri gitmiş olabilirim ama benim gibi çalışma meraklısı işkoliklerin böyle baktığı da bilinsin isterim. Kamu sektöründe karın tokluğuna çalışmak bir yana, şu veya bu nedenle hiç izin kullanmadan şevkle hizmet verenler, bu sektörün dinamosu. Bu gerçeği herkes bilir ama herhalde onların çantada keklik görülmesi nedeniyle kimse, bu insanları hizmetleri karşılığı ödüllendirmeyi düşünmüyor. Tatil birleştirmeleri yüzünden bu çalışkan insanların bırakın ödüllendirilmelerini, heveslerinin kırıldığı, iş planlarının akamete uğradığı da bir yere kaydedilmeli.
Kaldı ki işine adanmışları incitmek dışında tatil birleştirmelerinin adaletli bir uygulaması mümkün değil. Tatil birleştirmeleri, turizm sektörünün işine yarıyor doğru ama özellikle büyük şehirler esnafının kahir ekseriyetinin canını yakıyor. Başta “işlerinin önemine kendileri bile inanmadan çalışıyor görünenler" için tatil birleştirmeleri, daha meşru bir “boş zaman" yaratıyor ama sağlık, güvenlik, itfaiye, belediye hizmetleri gibi yirmi dört saat süren işlerde çalışanlar için nöbet ve daha fazla çalışma, bu çalışmanın karşılığı alınmadığında daha fazla angarya anlamına geliyor. Herkes bilmeli ki, tatil birleştirmeleri, aynı zamanda bazı meslek sahiplerinin, üstelik karşılıksız olarak, daha çok çalışması demek ve bu sayede mümkün olabiliyor. Turizm beldelerinde daha çok çalışıp kazananlardan söz etmediğimin bir kez daha altını çizmeliyim.
Tatil birleştirmeleri, eğitim gibi hayati sektörlerde yol açtığı kayıp haricinde, iş yaşamında takvim üzerinde önceden görünmeyen ve sözleşmelerde yer alması mümkün olmayan kaymalar yapması nedeniyle de adaletsiz. Tatil birleştirmelerinden dolayı hangi sektörlerin hem tatil yapıp hem kar ettiklerini söylemek sanıyorum bana düşmez. Ama tatil birleştirmeleri kararlarının Bakanlar Kurulu'nda değil, Meclis Genel Kurulu'nda demokratik bir tartışmada, ülke çıkarları lehine olduğu açıkça görüldükten sonra alınmasını siyasi ahlaka daha uygun olduğunu söylememde bir sakınca yok. Biraz daha abartıp tatil birleştirmelerinin demokrasi bilincimizi dahi zedeliyor olabileceğine de eklemeliyim. Hayat planları bir Bakanlar Kurulu kararıyla değişen insanlar, böyle uygulamalar rutinleştiğinde demokrasiyi bir “hukuki normlar sistemi" olarak algılamakta zorlanabilir.
Tatil birleştirmeleri, tüm bunların yanı sıra, “rüşvetçi bir toplum psikolojisi"ne kapı aralar da desem mi emin değilim. Çocuklarımızın kendilerine rüşvet ve iltimasın olumsuzluklarını öğretmeye çalışan ebeveynini ve öğretmenlerini, birden bire piyangodan çıkıveren tatil birleştirmeleri karşısında seviniyor gördüklerinde kafaları karışıyor mudur bilmiyorum. Ama bu ihtimalin de aklımızın bir yerinde durmasında fayda var.
Bu cümbür cemaat gidilen tatiller kime yarıyor, bu hercümerçte kim ne kadar dinleniyor; uzun toplu tatili izleyen günlerde ne kadar süre canlar çıkıyor diye hiç sormayayım en iyisi. “Doktor, sen değil misin değerlerin öneminden, değerler eğitiminden bahsedip duran, uzun tatiller sırasında bir kısmımızın sıla-i rahim yapması bile tüm bu saydığın sakıncalara bedeldir" diyerek siz de beni sıkıştırmayın ama…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.