Ulusal aidiyet “Türkiye’nin otomobili” ifadesiyle yansıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “60 yıllık bir rüyayı gerçekleştirerek tarihi bir güne tanıklık ediyoruz” diyerek bunu pekiştiriyor. Otomobilimiz “yerli ve milli”. Teknoloji etrafında bir vatanperverlik oluşuyor. Sosyologlar, birçok milliyetçilik biçiminden bahseder. Etnik milliyetçilik, sivil milliyetçilik, maritime/deniz milliyetçiliği, banal milliyetçilik… Ama bizim Türkiye’de şu an yaşadığımız bir tekno-milliyetçilik. Yani bir teknoloji üretimi etrafında, yeniden milli kimliğin güçlenmesi ve vatanperverliğin derinleşmesi ortaya çıkıyor. Aslında Fransızlar Renault, Almanlar Volkswagen (halk vagonu/halk arabası), İngilizler Land Rover, Japonlar Toyota, İtalyanlar Fiat gibi otomobil markalarıyla özdeşleşiyorlar. Araba markaları ve toplumlar arasındaki bu özdeşim, tekno-milliyetçiliğin varlığına işaret ediyor.
Türkiye’de toplum epeydir iç çekişmeler, büyük terör dalgaları, FETÖ darbe girişimi gibi ciddi sorunlarla boğuşuyor. Halk küresel müdahalelere maruz kaldığına inanıyor. İçsel sarsıntılar, kutuplaşmalar ve derin ihtilaflardan geçiyor. Adeta kolektif bilincin parçalanan partiğini yaşıyoruz. Ortak bir toplumsal tahayyül etrafında halkalanmak zorlaşıyor. Hiçbir şeyde geniş bir uzlaşmaya varamıyoruz. Din, tarih, ahlak, adalet konularında derin bir şüphe içerisindeyiz. Toplum olarak septik bir ruha savrulduk. Ama Türkiye Otomobil Girişim Grubu’nun geliştirdiği milli ve yerli araba projesiyle beraber toplumda yeni bir heyecan doğuyor. Birbirine karşı ciddi mesafeler içinde olan partiler, kesimler ve aktörler bu tema etrafında yakınlaştılar. Gelecek Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu tebriklerini belirtiyor. CHP’li İBB İmamoğlu, bu teşebbüsü kutladı. Sosyal medya muharebelerinde çarpışıp duran post-modern kabileler, “biraz duralım galiba iyi şeyler oluyor” diyerek baltalarını bırakıyor. Milli aidiyet, bir teknoloji etrafında tekrar canlanıyor. Ortaklık bilincinin milli temelleri otomobil üretimi üzerinden yeniden yükseliyor.
Milli araba etrafında çeşitli çevreler ve meslek grupları daha şimdiden seferber olmaya başladı. Ekonominin milli bilinç etrafındaki hareketliliğidir bu. Nitekim bir grup taksici esnafı, 30 bin araba siparişini verdi. İstanbul Taksiciler Esnaf Odası (İTEO) Başkanı, “Sektör olarak çok heyecanlıyız. Uzun zamandır beklediğimiz bir projeydi. Nasıl ki yerli ve milli bir yazılım bilinci ile bugüne kadar hareket ettiysek, aynı bilinci değerli yolcularımızı taşıdığımız araçlarımız için de taşıyoruz. Ülkemiz adına bir dönüm noktası oluşturacak yerli otomobile bu anlamda destek olacağımızı şimdiden açıklamak istiyoruz. Yerli otomobil görmemize gerek yok, 17 bin araca şimdiden talibiz” diyor. Başka bir dernek 5 bin almaya talip olduklarını söylüyor. Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odası da otomobil çıktığında ilk tercihlerinin olacağını söylüyor. Ayrıca özel şirketler, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları, spor kulüpleri ve tüketicilerin de siparişleri ile birlikte Türkiye’nin Otomobili’ne talep şimdiden 100 bini aşmış bulunuyor.
Toplumda ciddi bir heyecan, pozitif bir seferberlik ve güzel umutlar doğuyor. Bütün bunlar otomobil etrafında oluşan milli dayanışmayı anlatıyor. Kurumlar, gruplar ve insanlar milli ve yerli teknoloji etrafında birleşiyorlar. Türkiye bir makine üretmenin ötesine geçerek yeni bir tahayyülü yaşıyor. Çoğul ve atomize hikayeler içinde ortaklık bilincinden uzaklaşan toplum, şimdi bir otomobil üretimi ile ortak bir hikayeye dahil oluyor. Buradan dayanışma ve birlik şuuru doğuyor. Kutuplaşma, segmentleşme ve derin farklılaşma döneminden sonra milli bilinç yükseliyor.
Bugüne kadar hem vatanperverlik hem de milliyetçilik çeşitli değerlere ve ideolojilere dayanarak gelişiyordu. Şimdi çok daha farklı bir milliyetçilik tarzı ortaya çıkıyor. Tekno-milliyetçiliktir bu. Bunun etrafında yeni tarih, yeni rüya ve yeni gelecekten bahsediliyor. Toplum da buna koşuyor. Aslında toplum kutuplaşma ve cedelleşmekten yoruldu. Bunu aşmak için büyük, umutlu ve ortaklaşa bir gelecek tahayyülüne denk düşen bir teknolojiye yönelimsellik içinde (Husserl’in kulakları çınlasın!). Burada otomobil bir meta olmanın ötesinde imgesel bir varlığa dönüyor. Milliğin ve yerliliğin imgesi… Otomobil vatanperverliğini yaşıyoruz. Şahsen bunun “hilal” adıyla da sembolleşmesinin iyi bir tercih olacağını düşünüyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.