Türkiye Suriye‘de savaşıyor. Artık yeni bir süreç bu. Bundan sonra önemli olan bir savaş aklına sahip olmak. Öfke, heyecan ve coskuya eşlik eden savaşın aklını tasıyacak olanlar, karar merciindeki kişiler ve kamuoyunu yönlendiren kişiler. Bunun en başında Türkiye‘nin savaştaki net düşmanı belirlemesi gelir. Sonra da onun karşısında duranlar ve yanında yer alanlar gelir. Bir defa herkesi düşman ilan etmenin manası yok. Rusya düşmanımız, Iran düşmanımız, İran düşmanımız, AB düsmanımız ve ABD düşmanımız. Bunun için nedenlerimiz de var. İran‘ın milis güçleri, Rusya‘nın rejime verdigi destek ortada. Türkiye İran‘ın milis güçleri Hizbullah ile doğrudan çatışıyor. İran rejimi açıktan Suriye rejimini destekliyor. Rusya, bütün antlasma arayışlarımıza rağmen açıktan rejim güçlerini destekliyor. Peki ya AB ve ABD? Onlara da kızgınız.
AB ülkeleri insani katliamlara sessiz kalıyor ve Türkiye‘nin yanında yer almadığını düşünüyoruz. Göçmenler meselesinde taşın altına elini koymuyor. 6 milyar dolarlık yardım sözünde bulunmadı. Bundan dolayı güvenilmez diyoruz. Hatta şimdi göçmenlerin önünü açıyoruz. Avrupa‘ya gitmek isteyenlerin bu soğuk kıs günlerinde yollara düstüler. Edirne‘de, Ege adalarında vs yığılmalar oluşuyor. Ancak öte yandan Cumhurbaskanımız Erdoğan çağrıda bulunuyor. Devlet başkanlarıyla telefonlaşıyor.
ABD, bizimle teknoloji paylasımı yapmadı. O nedenle Rusya‘ya yaklaştık. ABD, PYD-PKK‘yı destekledi. Bize yönelen tehditlerin önemli bir kısmı buradan geldi. Tırlarca silah bu terör gruplarına sağlandı. Elbette FETÖ‘nün desteklenmesi de var. Sonuçta ABD‘ye karşıyız. NATO, en önemli muttefikimiz ancak gecmişte yanımızda yer almadı.
Bütün bu olanlardan sonra şimdi Turkiye kiminle hareket edecek? Bu yakın zamanda yaşadığımız tabloya bakarak kendimizi “değerli yalnız” diye mi ilan edeceğiz? Bütün dünya bize düşman mı diyeceğiz? Türkün Türkten başka dostu yok mu diyeceğiz? Büyük devletiz, tarihte onlarca devlet kurduk, kıtalara hükmettik, yine yaparız mı diyeceğiz? İşte burada savaş aklı önemli. Ordumuz, istihbaratımız ve teknolojimiz savaşmanın realitesini dikkate alarak devreye girmeli. Hissiyat yerine dünya ve bölgedeki realiteler öne çıkmalı.
Türkiye, Suriye‘nin değişen yeni denklemine göre yeniden ittifaklar kurmak zorunda. Gerçekliğimizi görerek hareket etmek zorunda. Ebedi dostlar ve ebedi düşmanlar olmayacağına göre meseleyle başa çıkmak için gerekli olan yeni dostlar kimse onlarla yakınlasmak zorunda. Herkesi kendisine düşman ilan ederek ya da yakın geçmişte yaşadığı olumsuzluklara bakarak ne AB, ne NATO ne de ABD‘yi kategorik bir biçimde devreden cıkaramaz. Türkiye, bütün taraflarla diplomasisini sürdürerek kendi cıkarına uygun olanı seçme iradesini ortaya koymalıdır. Devlet, meslelere bir kan davası gibi yaklaşamaz. Kan davasında akıl yok. Sadece öfke, saplantı ve öç alma vardır. Devlet rasyonel davrandığı müddetçe ayakta kalır, kendisini korur, zafere ulaşır. Simdi Türkiye bunu yapmalı.
Bir devletin ve bir milletin kendine güvenmesi ve kendine inanması elbette değerli bir şey. Milletin motivasyonunu diri tutmak açısından da değerli. Ancak savaş aklı ne kibri ne de duyguyu kaldırır. Bundan dolayı Türkiye, varlığı için her güçle de işbirliğine açık davranmak mecburiyetinde. NAtO ise NATO, AB ise AB, ABD ise ABD. Rusya’yı da rejimin katliamlarını durdurması ve muhalefet ile beraber yeni bir döneme geçmesi için ikna edebilirse bunu da yapmalı. Zaten sonuna kadar diplomatik çabaların da sürdüğünü görüyoruz. Savaş aklı, kitlelerin bilinçleriyle yürümez. Savaş aklı askeri akıl, siyasi akıl ve diplomasi aklı ile yürür. Türkiye bunu yapmalı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.